banner2

Dinimizde, geleneklerimizde nankörlük kötü bir şeydir. Nankörlüğün en büyüğünü yaratanın nimetlerine karşı yapıyoruz. Mevkiler, makamlar, varlıklar, yokluklar, ölümler, doğumlar, zenginlikler fakirlikler, tüm eksik olmayan nimetler sayamayacağımız ne varsa hepsi insan için verilen nimetlerdir. Bu nimetlere karşı nankör olmak vefasızlık örneğidir. Nimetlere karşı nankör olanlar iflah olmaz dünyanın gücü de olsalar durum değişmez. Bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır der kültürümüz. İnsanlar bulundukları devlet toprakları üzerinde hayatlarını sürdürürler. Yeryüzü coğrafyası insanlarla doludur. İnsanın olmadığı yerde kuşlar öter kurtlar gezer onlar da varlıktır.

İnsanın yaşadığı bölgelerin bazıları çok sıcak bazıları çok kurak, bazılarının toprağı verimli bazıları ise çöl sade kum ve çoraktır. Yinede insan kaderine razı olarak hayatını sürdürüyor. Ülkemiz dört mevsimin hâkim olduğu bir ülkedir. Kiymeti bilinmelidir. Dünyalıklar bazen insanı azıtır. Teknolojinin zirvede olduğu asrımızda ne yazık ki, teknoloji kötü emeller için kullanılıyor. Teknolojiyi bulan insan kullanan insandır buluşlar insanı rahatlatacağına kötü emeller nankörlük sayesinde insan can güvenliği ile baş başa kalıyor. Bazı şeyleri elde etmek için insanlar siyasi partiler kuruyor, seçimler yapılıyor seçen seçilenler oluyor, mevki makamlar elde ediliyor. Seçimler esnasında parti lider ve sözcüleri halka yapacaklarını anlatıyor. Demokratik bir şekilde halk seçime götürülüyor. Halk istediğine oyunu veriyor sevdiğini seçiyor yapılanlar demokrasi adına yapılıyor kazanamayanlar muhalefet’te kalanlar iktidar olanları görevi gereği denetlemek gerekirken, çok acıdır ki, görünürde vicdansızlıkla partiler birbirlerini imhaya yok etmeye çalışıyor. Güçlü devletler fertlerinin emniyetini koruyan devletlerdir. Ülkemiz ve hükümetimiz çok çetin bir süreçten geçiyor. Millet huzuru için güvenlik paketini çıkarıyor iktidar, emniyet sağlansın başka biri çıkıyor ben dinlemem diyor, ben yıkarım yakarım öldürürüm diyor. Bu görüşlerin neye hizmet ettikleri belli değil.

Toplum için kamu güvenliği için bir projen varsa sen onu öner. Ama kesesinde bir şey yok ki, önersin. Bu iç ve dış sömürü, makam gaspçı anlayışlar milletin huzurunu kaçırmaya devam ediyorlar inşallah başaramazlar. Hükümet Milli eğitim 5. şurasında çok önemli kararlar aldı yine nankörler toplumun değerlerine saygısız olanlar bağırıyorlar istemezuk, mesela Osmanlıca bu toplumun bin yıllık kültürüdür. Osmanlıcanın serbest bırakılması bir lütuf değil, gasbedilmiş bir hakkın iadesidir. İnanç değerlerine karşı oluşumlar” KÂBE ARABIN OLSUN, ÇANKAYA BİZE YETER” ile beslenenlerdir. Şimdi kalkmışlar Saraydan bahsediyorlar, Bu millet! 28 Şubat’ta ve sonrasında devlet hazinesinden çalarak zengin olan hırsızları, bankaları nasıl boşaltıklarını, bir gecede zengin olanları, beşli çete unvanını alanları çok iyi biliyor ve bunları da sevmiyor boşuna çabalamayın. Bu kafa ile sittin sene iktidar olamazsınız.

Yine nankörlerden biri çıkıyor benim cemaatim diyor, bir zamanlar iktidar tarafından iltifat görüyor. Milletin ekseriyetine kendisini beğendiriyor. İktidarın tüm nimetlerinden istifade ederek bu günlere geliyor. Devlet adına etkinlikler düzenliyor, banka kuruyor, kargo kuruyor, dershane, okul açıyor, şirket kuruyor, ben eğitim gönüllüsüyüm diyor. Fakir milletin gelirleri ile tam şişiyor. İnsaf sahibi biri bunların yanlışlarını görüyor amaçlarının eğitim insan olmadığını ifşa ediyor. Vay senmisin bunu diyen. Gel bu işin içinden çık. Doğru, doğrudur yanlış yanlıştır. Devletin en üst tepesinden bunlar için” PARELEL YAPICILAR” Faili meçhullerde payı bile var diyor. Bir yerden duman çıkıyorsa orda ateş var demektir. İş daha da zorlaşıyor. İnsan bu kadar nankör olmamalı kıtmirin kıymeti yoksa sabinin hiç mi kıymeti yok. Türlü bahanelerle masum insanları düzmece delillerle suçluymuş gibi göstererek hapse attırdılar. Tıpkı molla Muhammed ve talebelerine yapılanlar misali.

Her gün zalimce iyi şeylere acımasızca saldırıyorlar. Hükümetin hiç mi doğruları yok geçmişteki yayınlarınıza bakıyorum eyvah diyorum nankörlüğün böylesine pes vallahi, elleriniz balda iken ses yok sömürmeye devam, ne zaman nasıra dokunuldu yüksek sesle bağırıyorlar. Şükür ki devlet de millet de bunları tanıdı, ne yazık ki kurunun yanında yaş da yanıyor. Yetkililere düşen kim suç işlemişse taksitle değil, hiç zaman geçirmeden bir an önce suçluları adalet önüne çıkarmalıdır. Anlatılanlar milletin midesini  bulandırıyor.. Ülkenin çok ağır sorunları var. Devlet millet gücü birleşerek sorunların çözümünde kullanmalıdır. Hiç geçirilecek zaman yoktur. Bir çuval cevizde çürükler olabilir. Ayıklayın Bu yazıyı yazdığım gün Zaman Gazetesi yönetimine baskın haberlerini okudum. İktidar dışı basın “BASINA SİVİL DARBE” Diyordu zamanı gelmişken soralım, Vakit gazetesi susturulmaya çalışılırken, Meşhur 312 General davası ve 28 Şubat darbesi, sonrası bu darbeden bahsedenler o dönemdeki basın yayınlarına söylemlerine bir baksınlar sanırım cevabını bulurlar. Men Dakka duka doğrunun yanlışı olmaz. Toparlayacak olursak Siyasi oluşumlar, fikir ayrılıkları, cemaatler, oluşumlar, mevki makamlar gelip geçicidir. Toplum adına yer kapanların nankör olmamaları, vefalı olmalıdırlar gerisi lafu güzardır

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.