banner2

Sabah namazında mecusi bir köle tarafından hançerle yaralanan Hz. Ömer Mescid-i Nebevi'den evine götürülmüştü. Medine halkı çok tedirgindi. Kimi "Hz. Ömer'in ölümünden korkuyorum" derken kimi de "Bir şey olmaz; Ömer iyileşir" diyordu. Bu esnada kırmızı bir şerbet getirildi. Hz. Ömer şerbeti içince yarasından dışarı aktı. Sonra bir miktar süt getirildi. Sütten de biraz içti; fakat yazık ki, o da kanından dışarı çıktı. Hz. Ömer'in etrafındakiler bu durumu görünce onun öleceğini anlamışlardı

Hz. Ömer yaralıyken hemen borcunun hesaplanmasını istedi. Borç tutarının 86.000 dirhem veya ona yakın bir meblağ olduğu anlaşıldı. Bunun üzerine Hz. Ömer, oğlu Abdullah'a: "Eğer Ömer'in ailesinin malı bu borcu ödemeye kâfi gelirse onların malından ver! Aksi takdirde kabilem olan Beni Adîyy b. Ka'b kabilesinden iste! Eğer onların malları da kâfi gelmezse Kureyşîlerden iste! Sakın Kureyşî olmayanlardan isteme. Bu borcu benim yerime ver" dedi.

Hz. Ömer'in en büyük isteğine sıra gelmişti. Büyük bir heyecan içindeydi. Çünkü kâinatın efendisine kavuşacaktı. Tekrar oğlu Abdullah'ı çağırdı. Bu kez Abdullah'a yapacağı vasiyet çok önemliydi; dedi ki: Oğlum! Müminlerin annesi Aişe'ye git ve: "Ömer sana selâm ediyor" de. Sakın Mü'minlerin Emîri olduğumdan bahsetme. Çünkü ben artık mü'minlerin emîri değilim. Ona de ki: "Ömer b. Hattab iki arkadaşının yanına defnedilmek için izin istiyor?"

Bunun üzerine Abdullah b. Ömer Hz. Aişe validemize gitti; selâm verip izin istedi. Sonra Aişe'nin huzuruna girdiğinde onun ağladığını gördü. Abdullah b. Ömer: "Ey Müminlerin Annesi! Ömer b. Hattab sana selâm ediyor. İki arkadaşıyla beraber (hücre-i saadetinde) defnedilmek istiyor" dedi. Bunun üzerine Hz. Aişe: "Ben o yeri kendim için ayırmıştım. Fakat bugün Ömer'i nefsime tercih edeceğim" dedi.

Abdullah b. Ömer döndüğünde Ömer'in etrafındakiler: "İşte Abdullah geldi" dediler. Bunun üzerine Hz. Ömer: "Beni kaldırın" dedi. Bir kişi Hz. Ömer'i göğsüne dayadı. Hz. Ömer, oğlu Abdullah'a: "Ne haber getirdin?" dedi. Abdullah "Ey mü'minlerin emiri! Benim yanımda seni sevindirecek haber vardır. Aişe senin isteğine izin verdi" dedi.

Hz. Ömer bir kuş gibi hafiflemiş ve bütün kederlerini unutmuştu. Bir tek arzusu vardı: Allah'ı Rasulü Muhammed Mustafa'ya kavuşmak ve onun yanına defnedilmek… "Allah'a hamdolsun! Benim içim bundan daha mühim bir mesele yoktu" dedi.

Ayrıca: "Ben vefat ettiğimde cenazemi götürün; selâm vererek deyin ki; Ömer tekrar izin istiyor. Eğer Âişe izin verirse cenazemi içeri sokun. Eğer izin vermezse cenazemi Müslümanların mezarına götürün" dedi.

Şu anda Hz. Ömer'in kabri Hücere-i saadettedir. Allah O'ndan razı olsun. Bizi de Rasulüllah'ın (s.a.v) ve onların şefaatine nail eylesin.

 Âmin.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.