banner2

Babam Ali'ye: “O’nun konuşmasını bana anlat” dedim. Babam Ali Şöyle dedi: “Sürekli endişeli ve tefekkür halindeydi; dinlenmeye zamanı yoktu. Suskun bir tabiatı vardı; ihtiyaç olmadan konuşmazdı. Avurtlarıyla konuşmaya başlar ve avurtlarıyla bitirirdi. Az ve öz [cevami’u’l-kelim] cümlelerle konuşurdu."

"Sözlerinin hepsi bir gerçeği ifade ederdi. Sözlerinde ne fazlalık ne de eksiklik olurdu. Konuşurken muhatabına ne kaba davranır, ne de ona hakaret ederdi. Hiçbir şekilde nimeti yermez, az ve değersiz de olsa nimetin kadrini bilirdi. Hiçbir yiyeceği ne [fazla] över ne de yererdi.”

“Dünya ve dünyalıklar hiçbir şekilde onu öfkelendirmez; ancak bir hak çiğnendiğinde, onun intikamı alınmadıkça ne öfkesi diner, ne de kimse onun gazabına karşı koyabilirdi. Ama kendi nefsi için herhangi bir kimseye öfkelenmez ve ondan intikam almazdı."

"Bir şeye işaret etmek istediği zaman bütün eliyle işaret ederdi. Hayret veren bir durum karşısında ellerini havaya açardı. Konuşurken ellerini de hareket ettirir; sağ elinin avucuyla, sol elinin başparmağının içine vururdu. Öfkelendiği zaman daima affederdi ve bu konuda çok titizdi. Sevindiği zaman da gözlerini yumardı. Çoğunlukla tebessüm ederdi; güldüğünde inci taneleri gibi dişleri görünürdü.”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.