banner2

   Ebu Hüreyre Peygamberimiz Efendimiz Hazreti Muhammed’in çok meraklı ve bilgili olan sahabisi idi. Her şeyi merak edip araştıran ve Peygamberimiz’den sürekli bilgi alıp bilgin biri haline gelen Ebu Hüreyre bir o kadar da hayvanları seviyor ve sayıyordu. Özellikle de kedilere karşı ayrı bir muhabbeti vardı.  Kedileri evinde ağırlar, onlara yemek verir, onları omuzunda ve kucağında taşıyan Ebu Hüreyre onlarla mescide bile giderdi. Çünkü kediler de onun onları sevdiği gibi onu sever ve ondan ayrılmazlardı. Onun bu tavrı hiç kimsenin gözünden kaçmazdı ve herkesin takdirini kazanırdı. Hele Peygamberimiz Hazreti Muhammed bu özelliğinden dolayı ona kedilerin babası anlamına gelen Ebu Hüreyre lakabını takmıştı. Asıl adı Abdullah olan bu bilgin insan artık hep Ebu Hüreyre olarak anıldı ve hatta bir çok insan onun asıl adının Ebu Hüreyre olduğunu zannetmektedir.

    Bilgili, akıllı, vicdanlı, adaletli olmayı emreden dinimiz İslamiyet, tüm canlıların haklarına da saygı göstermeyi emretmiştir. Buna yırtıcı ve zehirli olan hayvanlar dahi dahildir. Hiçbir varlığın yaratılması amaçsız ve gerekçesiz değildir. Yani var olan her şeyin bir varlık sebebi ve faydası mutlaka vardır. Bizim bunların faydalarını görmememiz ve bu faydaların henüz keşfedilmemesi bu faydaların olmadığı anlamına gelmiyor.  Mesela kedi yırtıcı bir hayvandır, ama onlara iyi davranıldığında ve iltifat edildiğinde kedinin bulunduğu ortam insanların sağlığına çok faydaları vardır. Yine köpek yırtıcı bir hayvandır, ama köpekler sahibini koruma, aşırı koku alma duyularıyla yaratıldığı için bu konuda onlardan faydalanılabilir ve faydalanılıyor da. Yine, yılan zehirlidir. Ama onların zehrinden ve hatta derilerinden faydalanılıyor. Arı zehirlidir, ama arı bal gibi şifa olan bir gıdayı yapacak şekilde yaratılmıştır.  Bunun gibi kelebeklerin, karıncaların, börtü böceklerin, ağaçların, otların, çiçeklerin, güllerin ve daha nice varlıkların bizim bilmediğimiz sayısız faydaları vardır. Ve biz hiçbir şekilde bunlara zarar verme, hayatlarını yok etme hakkına sahip değiliz. Zararlı olanların alanlarına girmediğimiz ve onlara zarar vermediğimiz müddetçe onlar bize zarar vermezler. Tam aksine her birinin üstte belirttiğimiz gibi bilinen ve bilinmeyen çok faydaları vardır. 

   Mesela kedi evde beslendiğinde sağlığa faydalıdır. Ona o şekilde davranmak lazım. Köpek yırtıcıdır ve ev içinde beslendiğinde insan sağlığına zararları vardır. Ama kırsal kesimde dışarıda kendilerine ayrılan kulübelerde yaşamlarına izin verilir ve evi, bağ bahçeyi, sürüleri korumaya vesile olur. Yine köpek yılanlar, timsahlar, aslanlar, kaplanlar gibi yırtıcı hayvanlar evlerde beslenilmez. Çünkü akılları olmadığından ne yapacakları belli değildir. Ama onlara zarar vermeye, avlamaya, öldürmeye de hakkımız yoktur. Onların yaşadığı fıtri alanlarına girmeyelim yeter ki. O zaman onların varlığı bizim dünyamızın bir zengin kaynağı olur. Tıpkı Peygamberimiz Hazreti Muhammed’in yaptığı gibi. Yavrulayan bir köpeğin ve yavrularının atların ayakları altında ezilmemesi için ordunun yolunu değiştirmesi gibi biz de onların alanlarını onlara bırakalım, alanlarına girmeyelim. Gerekirse biz yolumuzu değiştirelim ve onları rahatsız etmeyelim. Unutmayalım, onlar Yüce Allah’ın birer sanat harikası ve biz akıl sahibi olan insanlara  emanet edilmişlerdir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.