banner2

Aslında başlık nereden nereye olmalıydı. Yazımın sonunda ne anlatmak istediğim anlaşılacaktır İnşallah. Teknolojinin olmadığı veya gelişmediği dönemlerde insanlar yaşamları için klasik icatlar meydana getirir, yaşam öyle devam ederdi. Traktör icat edilmeden önce tüm tarlalar kara saban eşliğinde öküz ve atlarla sürülürdü. Hâsılatta verimli ve bereketliydi. Buzdolabı olmadan önce, İnsanlar yazın soğuk su içmek için evlerinde su testisi su küpleri bulundururlardı. Bazıları bununla yetinmeyip, kışın yağan karı çukur yerlere toplayarak büyük kümeler yapar karın üstünü samanla kapatır yazın bu kardan istifade ederlerdi. Hayat çok zevkliydi. Elektriğin olmadığı dönemlerde tüm evlerde gaz lambası yakılırdı. Gazyağı lambanın yakıtı idi. Kışın sobalarda odun yakılırdı. Odun külünden bile istifade edilirdi. Odunun olmadığı yerlerde kalorisiz tezek yakılırdı. Yaşam tarzı çok sıcaktı. Tüm çamaşırlar elle yıkanırdı. Yıkanan çamaşırlar mikropsuzdu. Hayvancılıkla uğraşanlar sütlerini yoğurt yapar, yoğurdu tuluklarda yayarlardı. Tuluklardan çok kaliteli tereyağı meydana gelirdi. Kahvaltılarda çay diye bir şey bulunmazdı. Sabah kahvaltısında tüm sofralarda kaynatılmış pekmez sofraların vazgeçilmeziydi. Demir kaşıklar çok nadir bulunur, sulu yiyecekler ağaç kaşıklarla yenirdi. Bu sofraların lezzetinden doyum olmazdı.

Hele tarlası olan tarlasında su bulunan var ya, hemen tarla sahibi tarlasında çukur kazar, havuz yapar akan suyu biriktirir tarlasında sebze yetiştirirdi. Yetişen sebzelerden değil yemesinden o sebzelerin hormonsuz oluşunun kokusu insanı cezp eder o sebzeyi yemiş gibi olurdu. Sebzeler için yapılan bu havuzun dibi delik değildi havuz delikli olsa suyun birikimi imkânsız olurdu. İnsanın birinci derecede ihtiyacı olan ekmekler evlerde yapılırdı. Buğday veya arpa su değirmenlerinde öğütülür buğday veya arpanın kabuğu kesinlikle alınmazdı. Bu ekmeğin lezzeti damaklarda kalırdı. Bazı köylerde tandır ekmeği yapılırdı ki, görmeye yemeğe değerdi, Hele şehirlerde fırınlarda pişen ekmeklerin kokusu uzaklardan his edilirdi. Ziyaretler civar köy ve İlçelere yaya olarak yapılırdı. Köyden köye taziye, hasta, akraba, dost ziyaretleri aksatmadan yapılır yorgunluk bilinmez ziyaretlerden haz duyulurdu. Düğünler, sünnetler mevlitsiz hiç olmazdı, kaynaşma zirvedeydi. Köylerde bazı insanlar keklik beslerdi av mevsiminde avcılık yaparak et ihtiyacını karşılardı. Çoğu köylerde cami bulunmazdı. Cuma günleri uzakta olsa Cuma Namazını kılmak için halk Cami’nin olduğu köye giderdi. İnsanlar birbirlerine borç verir borç alırlardı. Büyüklerin yanında sigara içilmezdi. Edepten evlenen, çocuğu olan baba, babasının yanında çocuğunu kucağına almazdı.

Evlerin çoğu topraktandı, bu topraklı evlerin içinde şeker, tansiyon, kolestrol’ü olan hasta bulunmazdı. Köy Camiinde fahri İmam- Cenk kitaplarını okurdu, insanları mıknatıs gibi çeker, okunan cenklerle insanlar coşardı. Manevi güç kazanırlardı. Soğan ile ekmek yemek tüm dertlerin devası idi. Saçların kesimi jiletle olurdu.  Bunları çoğaltabilirim. Birileri taş devrine mi dönelim diyebilir. Bu dönemler bana göre az günahın işlendiği, iyi şeylerde işittik itaat ettik dönemleridir. Şimdi Mimsiz medeniyetin sözde insanlığa sunduğu teknoloji asrında yaşıyoruz her taraf elektrik döşeli, insanlar elektrik faturalarını ödeyemiyor, elektrikleri kesiliyor, dağ hırsızları şehirlere inmiş.  Her ev mobilyalarla dolu seccade sermek için yer bile bulunamıyor. Her evin soğutucusu var. Elbiseler günlük ütülenir, tüm ekmekler fırınlardan temin edilir damağa hoş gelen kepeği alınmış çeşit ekmekler, mide barsakları bozmuş. Hastalıklar zirvede, herkes hasta, Hastanelerde  sıra zor alınır.Her evde tüketim ve yalan makinesi son model birer belki daha fazla renkli televizyonlar  var.Evde kaç kişi varsa her elde birer cep telefonu tam bir tüketim furyası,son model arabalar,bir zevk için yollar işgal altında,Hele kapitalizmin birer hortumları olan Marketler var ki,marketlerden alış veriş etmeyeni insan bile saymazlar.

Her mahallede bir Camii Uydurulmuş dinle kaim, Caminin her tarafı ısıtmalı veya soğutmalı, İmam tam çağdaş, İmamda ne var ki anlatsın. Şimdi tam sorma zamanı neden hastaneler hastalarla  dolu? Cezaevleri neden tıklım tıklım neden açlar daha fazla, ölümler, intiharlar, her gün var? Neden terör ve trafik canavarları her gün can alıyor? Hırsızlar devlet dairelerine girmiş. Yönetim kadrolarında olanlara haykırıyorum! Dış, iç politikada küresel güç havuzunun dibi çok delikli bir an önce vazgeçin başka alternatifler arayın.  Eğitim havuzunuzun dibi delik, bu delikli havuzla kaliteli insan yetiştiremezsiniz.  Pembe tablolarla iyi çizdiğiniz ekonomik havuzunuzun dibi çok delikli, bu uydurma anlayışla açlara her gün açlar katıyorsunuz. Sözde adalet dediğiniz adalet havuzunuzun dibi de delik, bu taraflı adalet anlayışı ile adaletsizlik zirve yapmış, bu anlayışı değiştirin. Terörü önleme havuzunuzun dibi çok delikli bir an önce tedbir alın. Besle kargayı oysun gözünü çoktan iş başında, Terörü önlemek için seçilen akil insanların havuzu, havuza su girmeden delikli olan havuz suyu yuttu, başka önlemler alın. Tüm insanlığı yalanla kavuran Demokrasi, beşeri siyaset havuzlarının dibi de çok delikli emekler hep boşa gidiyor, insanlar kandırılıyor. Her insanın yaşam hakkı kutsaldır. İnsan kanı üzerinden dünyalık peşinde olanları şiddetle kınıyorum. Boş havuza baka baka gözlerimiz yoruldu. Dibi yarıklarla dolu olan havuza fıratın suyunu dökseniz de o havuz yine su tutmaz kendinize gelin ey! akıl sahipleri…       

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.