Referanduma evet dedik ve yeni anayasa yüzde 58 gibi bir çoğunlukla, tüm engellemelere, kışkırtmalara ve boykotlara rağmen halkın yüksek teveccühü ile/oyuyla geçti.
Ülkemize, milletimize ve coğrafyamıza hayırlı olsun. Şimdi iş hükümete ve yürütme kollarına/kurumlarına düşmektedir.
İnşallah bundan sonra, bundan önce olan/yapılan haksızlıklar büyük ölçüde düşüşe geçer ve insanlar, haksızlığa uğramazlar.
Mesela; katsayı zulmü kalkmalı, başörtülü kızlar okullardan kovulmamalı...
Amir, memur, öğrenci ve kurum amirleri fişlenmemeli. Dil, din ve ırk ayrımcılığı olmamalı...
Kafası bozulan asker/paşa/komutan tank yürütüp halkı sindir(e)memeli ve muhtıra vererek hükümeti ve siyasetçileri korkutmaya kalkışmamalı...
Halkımız/insanlarımız birçok şeyi sineye çekebilirler ama kendilerine yetki verdiği hükümetlerin/siyasetçilerin bu yetkisini, otoritesini halktan yana - halkın menfaatine yönelik- kullan(a) madığını, kendisine yetki verdiği temsilcisinin kendisine sahip çıkamadığını gördüğü an; ‘onları tarihin çöplüğüne atmasını da bilirler.’
Anayasanın kısmi değişimi ile her şey bitmiş değildir. Şimdi daha çok çalışma zamanı ve bu değişimin halkın faydasına, menfaatine olması için ne gerekiyorsa, kime ne düşüyorsa onu yapmalıdır.
Bu iş daha çok hükümete düşmektedir. Hükümet adalete, hakka ve hukuka daha çok önem vermeli, daha çok gayretle, daha çok çalışma ve özveri ile bu işin peşini bırakmayarak hakkın-haklının ve halkının yanında durmalıdır.
Kısacası halkımız üzerine düşen görevi yapmıştır. Şimdi başta hükümet olmak üzere bütün idari organlar, halkın haklı taleplerine uymak durumundadırlar.
Herkes haddini bilmeli, yasalara saygılı bir şekilde, yetkisini aşmamalı ve çıkan sonuca katlanmalıdır.
Kimse haddini aşarak, gücünü ve yetkisini kötüye kullanmamalı…
Tekrar yeni anayasanın tüm ülkeye hayır, huzur ve sükunetle beraber kardeşlik, birlik ve beraberlik getirmesi dileğimle selam ve dua ile…
