banner2
Öne Çıkanlar Sanlıurfa Urfa URFASPOR Diyarbakır İstanbul

Suriyeliler ‘Güvenli Bölge’de güvenlik garantisi istiyor

Türkiye ile ABD arasında geçtiğimiz günlerde yapılan mutabakat sonucu PYD güçlerinin denetlemediği Azez-Cerablus hattında Suriyeli mülteciler için kurulması planlanan ‘Güvenli Bölge’ gündemdeki yerini koruyor. ABD ve Türkiye'nin Fırat Nehri'nin batısında kurmayı planladığı güvenli bölge ile Türkiye; hem ülkeye sığınmış Suriyelileri oraya yerleştirerek ekonomik yükünü hafifletmeyi hem de sınırını sızma ve saldırılara karşı güvenceye almayı amaçlarken ABD ise bölgeyi IŞİD'ten temizlemeyi planlıyor.

Hükümet, ‘Güvenli Bölge’nin sınırlarının Birleşmiş Milletler ve NATO tarafından ilan edilmesi gerektiğini düşünüyor. PYD ise, Güvenli Bölge adımını, kurdukları kantonların birleşmesine engel olmak amacıyla atılmış bir adım olarak görüyor.
Fırat Nehrinin doğusunu elinde bulunduran YPG’nin Fırat’ın batısında yer alan ‘Güvenli Bölge’ye yönelik ne yapacağı tam olarak bilinmiyor. ABD kontrolündeki koalisyon ve Suriye'deki ılımlı muhaliflerle iş birliği yapma sözü verdiği belirtilen YPG, Fırat'ın batısına geçmeme taahhüdünde bulunmadığını ifade etmesi kafalarda soru işareti bırakıyor.
Konuyla ilgili İlke Haber Ajansı (İLKHA) mikrofonlarına açıklamalarda bulunan Suriyeliler ve STK başkanları, oluşturulacak güvenli bölgenin en öncelikli meselesinin güvenlik olduğunu hatta buna benzer alanların diğer bölgelere de kurulması gerektiğini ifade ediyor.
“Sadece Cerablus yetmez aynı bölge Haseke'de de kurulmalı”
Sadece Cerablus bölgesinde değil diğer birçok bölgede güvenli bölgenin açılması gerektiğini savunan Araplarla Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ARAP-DER) Başkanı Şükrü Kırboğa, “Sadece Cerablus bölgesinde böyle bir alanın açılması yeterli değildir. Özellikle Haseke bölgesinde de güvenli bölgenin oluşturulması gerekiyor. Çünkü El Cezire bölgesinde insanlar evlerinden tehcir ediliyor. İnsanların köyleri yok ediliyor.
O yüzden bu bölgeleri sadece Araplar ve Türkmenler istemiyor bu bölgeleri Kürt kardeşlerimiz de istiyor. El Cezire bölgesinde birçok Kürt kardeşimiz PYD’den gördüğü zulmü sineye çekerek kendilerini onlardanmış gibi gösteriyor. O yüzden sadece Arap ve Türkmenlerin yaşadığı bölgeye değil Arap ve Kürtlerin yaşadığı Haseke gibi diğer bölgelere de güvenli bölge oluşturulmasının daha isabetli olacağını düşünüyorum.”
"Tüm etnik grupları içerisine alan bir bakış açısıyla hareket edilmelidir”
Güvenli bölgenin oluşturulmasına yönelik endişelerini de dile getiren Kırboğa, oluşturulacak bölgede Suriye’nin farklı etnik yapılarının dikkate alınarak adım atılması gerektiğini söyledi.
Kırboğa, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğer siz kalkıp olaya Türkmen cephesinden bakarsanız Arap ile Kürt’ü küstürürsünüz, Arap penceresinden bakarsanız Türkmen’le Kürt’ü küstürürsünüz o yüzden tüm etnik grupları içerisine alan bir bakış açısıyla hareket edilmelidir. Eğer siz çıkıp TV’lerde sadece Türkmen kardeşlerimiz derseniz Arap ve Kürtleri kaybetmiş olursunuz en azından zihnen insanlar uzaklaşmış oluyor. Eğer gerçekten Türkiye bu konuda başarılı olmak istiyorsa genel bir çatı altında herkesi kapsayıcı adımlar atmalıdır.”
“Suriye tamamen güvenli olmadan dönüşler tam sağlanamaz”
Güvenli bölgeye geçişin zaman alacağını ifade eden Kırboğa, “50 kilometrekarelik bir alana 2 milyon insanın yerleşmesinin mümkün değildir. Bir kere Suriye’nin tamamen güvenli hale gelmesi gerekir. Eğer Beşar düşerse, IŞİD ve diğerleri giderse orası ekonomik açıdan düzelirse, altyapı ve yıkılan şehirler onarılırsa insanlar o zaman tamamen memleketine döner. Yıkılmış bir Suriye’nin inşası açısından ilişkilerimizin devam edeceğini düşünüyorum.” şeklinde konuştu.
Suriye’de kalan halkın durumu içler acısı
Suriye’de yaşayan halkın çok zor günler geçirdiğini belirten Hassan Yassawi “Suriye şu an üç parçaya bölünmüş durumdadır. Bir parça Esed’in elinde, bir parça muhaliflerin elinde bir parça da IŞİD’in elindedir. Suriye’nin şu anki durumu şu an pek iyi değildir. Muhaliflerin kontrolünde olan Halep, Dyrezor gibi şehirlerde halkın durumu biraz daha iyi durumdadır. Ama diğer bölgelerde maalesef halkın durumu iyi değildir. Elektrik, su, yiyecek, ilaç gibi maddeler yok. Bu günlerde siyasi çözüm haberleri gündeme gelse de zor görünüyor. O yüzden yeni oluşturulacak güvenli bölgenin iyi olacağını düşünüyorum.” diye konuştu.
“Güvenli bölgede ile ticari ve iktisadi geçişlere izin verilmelidir”
Türkiye’deki Suriyelilerin güvenli bölgeye geçişine değinen insani yardım aktivisti İsa Bunni, “Türkiye’de kalan Suriyelilerin büyük çoğunluğu Suriye’ye dönmek ister. Ama Suriye’de iken durumu iyi olmayıp da burada durumu iyi olan Suriyeliler dönmek istemeyeceklerdir. Ama bu kesim çok az sayıda bir kesimdir. Bir de Suriye’deki durumun (elektrik, su, iş ve emniyet) iyi olduğuna emin olduktan sonra dönecektir.” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin güvenli bölge ile ticari ve iktisadi geçişlere izin vermesinin Suriyelilerin bölgeye gitmesine büyük katkı sağlayacağını söyleyen Bunni, şöyle konuştu: “Suriyelilerin güvenli bölgeye gitmesi için bölgeye ticari geçişlere izin verilmesi gerekir. Bölgenin inşası için her şeyin geçişine izin verilmelidir. Yani oraya yiyecek, içecek, çimento, su, gıda, makineler, elektrik makineleri vb. eşyalar… Tüm bunlar hayatın idame edilmesi için mühimdir.”
“Güvenli bölge hem Suriyeliler hem de Türkiye için faydalı olacaktır”
Oluşturulması düşünülen güvenli bölgenin hem Suriye halkına hem de Türkiye halkına faydalı olacağına inandığını belirten Şam yetimleri Derneği Başkanı Ebu Muhammed İbrahim ise, “Bu bölgenin Suriyelilere faydası şudur: bu güvenli bölge oluşursa savaşın ortasında kalan Suriyeliler bu bölgelere geçerek bombaların altından kurtulacaktır. Çünkü Suriye’nin diğer bölgelerinde elektriksiz, susuz kalan insanlar bu bölgeye gelecektir. Türkiye’ye faydası ise biliyorsunuz savaş sonrası Türkiye’ye geçen Suriyelilerin içinde art niyetli olup sürekli problem çıkaran insanlar var işte bu insanların oraya gitmesi de Türkiye için iyi olur. Ayrıca, bu bölgeyle Türkiye’nin sınırını tehdit eden gruplar da sınırdan uzaklaşmış olacaklardır. Bu da Türkiye için iyidir.” ifadelerini kullandı.
“Suriyeli halkı güvenlik konusunda ikna edilmeli”
Söz konusu bölgede hem Esed’in bombalama tehlikesine karşı hem de diğer grupların saldırılarından emniyette olması konusunda güvenlik garantisinin verilmesi gerektiğini ifade eden Muhammed, emniyet konusunda ikna edilmesi durumunda tüm Suriyelilerin söz konusu bölgeye gideceğini söyledi. (Osman Gülebak, Mustafa Bikeç - İLKHA)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.