Ukrayna Devlet Başkanı Poroşenko ile düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa Mahkemesinin Can Dündar ve Erdem Gül hakkındaki gerekçeli kararına ilişkin, Anayasa Mahkemesi yerindelik denetimi yapamaz, yapmamalıdır. Anayasa Mahkemesi, bu olayda kendini birincil mahkemenin yerine koymuştur. Yargıtay gibi de bu noktada inceleme yapması doğru değildir dedi.
Rusyanın kırım ve Suriyedeki üsleri
Sorulan bir soru üzerine Rusyanın Kırımı işgali ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusyanın, işgalin ardından Kırımda bir üs oluşturmaya başladığını ve bu sürecin acımasız bir biçimde devam ettiğini belirtti.
Bölgedeki tersanelerin şu anda işgal edilmiş durumda olduğuna ve bunların sıradan gelişmeler olmadığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: Kendileriyle bunları konuştuğumuz zamanlarda verilen cevaplar çok daha farklıydı. Tabii siyasetleri dürüstlük üzere kurulu olmayınca bunları konuşmak çok çok rahat oluyor. Suriyede zaten daha önce Tartusta bir deniz üssü vardı ve Suriyeye girdikten sonra Lazkiyenin kuzeyinde de hava üssünü kurdular. Şu anda Lazkiyedeki hava üssünde 50 civarında uçakları var. Hatta şu anda en ileri teknolojide olan 4 tane uçakları da yine bu üste bulunuyor. Rus yetkililere bunu sorduğunuz zaman, Esed kendilerini oraya davet etmiş; bunu söylüyorlar. Siz her davet edildiğiniz yere girmek zorunda mısınız? 500 bine yakın insanı öldüren, bir devlet terörü estiren bir kişi var, siz onun davetine uyuyorsunuz; böyle bir yanlış olamaz. Ve tüm uluslararası camia Rusyanın Suriyedeki yaklaşımını çok farklı bir şekilde ele alıp gereğini yapmalıdır. Gücünü nereden alıyor? Bir; silahtan. İki; Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin daimi üyesiyim diyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin Rusya hakkında karar vermesi mümkün mü? Olay bu kadar basit.
Anayasa Mahkemesinin Can Dündar ve Erdem Gül kararı
Anayasa Mahkemesinin Can Dündar ve Erdem Gül hakkındaki verdiği kararın gerekçesini bugün yayınladığını hatırlatan ve kararda yer alan Anılan haberler dışında somut herhangi bir delilden bahsedilmemiştir cümlesini aktaran bir basın mensubunun, gerekçeli karar ile ilgili yorumunu sorması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerekçeli kararı Ukraynalı misafirleri ile birlikte olduğu için henüz okuma fırsatı bulamadığını aktardı ve Ancak 33 sayfalık bir gerekçeli karar açıklamış olduklarını duydum. Herhâlde gerekçeyi izahta zorlandılar yorumunda bulundu.
"Anayasa Mahkemesi bireysel başvurularda yargı yolunun tüketilmesini beklemek durumundadır"
Sözlerinin devamında, Anayasanın 104. maddesinin kendisine yüklemiş olduğu sorumluluğun gereğini yerine getirmekte olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasayı gözetmek, benim de şüphesiz ki asli görevlerimden bir tanesidir. Bu çerçevede ben görüşlerimi açıkladım. Ama tekrar ediyorum; Anayasa Mahkemesi bireysel başvurularda yargı yolunun tüketilmesini beklemek durumundadır. Yerindelik denetimi yapamaz, yapmamalıdır. Anayasa Mahkemesi, bu olayda kendini birincil mahkemenin yerine koymuştur. Yargıtay gibi de bu noktada inceleme yapması doğru değildir diye konuştu.
"Avrupa Birliğinin mültecilere vereceği destek, yapılacak yatırımlara yönelik"
Türkiye ile AB arasında bir zirve gerçekleşti. Ardından kamuoyuna; 3 milyar avroluk vaadin yanı sıra, 2018e kadar da yine bir 3 milyar avronun Türkiyeye verilmesi, birebir kabul anlaşması ve serbest dolaşımın Hazirana çekilmesi gibi Türkiyenin talepleri ve Avrupa Birliğinin tekliflerine ilişkin başlıklar yansıdı. Zirveyi ve ardından ortaya çıkan bu teklifleri nasıl değerlendiriyorsunuz? şeklindeki soruya karşılık Cumhurbaşkanı Erdoğan, verilecek desteğin devletin bütçesine değil; sadece mültecilere yapılacak yatırımlara ve onlara yönelik harcamalara ilişkin olduğunu hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, cevabında şu değerlendirmelere de yer verdi: Şu ana kadar yaptığımız yatırım 10 milyar doları bulmuştur. Buna yönelik de değil. Çünkü buna yönelik olsa Avrupa Birliği yeni projeler istemez, proje üzerinden yardımdan bahsediliyor. Yapmış olduğumuz yatırımlar üzerinden verilecekse bu yardım, Avrupa Birliği elemanlarını görevlendirir, bizde şu anda 22 kadar kamp var, gelirler kampları görürler, gezerler. Oralarda ne nedir, ne gibi yatırımlar yapılmış görürler, kararlarını verirler ve ona göre de göndermeleri gereken yardımı gönderirler. Eğitime yapılan destek ortada, sağlıkta yapılan yatırım, harcama ortada. Altyapı ve üstyapı yatırımlarıyla ilgili harcama ortada. İş bilen adamlarını gönderirlerse zaten rakam ortaya çıkacaktır. Ama dert o değil, dert bundan sonra ne yapılacak, ne harcanacak, ona göre mali destek vereceklerini söylüyorlar. 4 ay geçti henüz bir şey yok. Bu yıl içinde 3 milyar avronun geleceğinden bahsediliyordu. Bakalım kalan 8 ay içerisinde gerçekten bu para gelecek mi? Onun için gücenmesinler de ben Cumhurbaşkanı olarak çok açık net bir şey söylüyorum; bu desteği, bu yardımı görmeden destek geldi demem. (İLKHA)