banner2

Zaman sade bir noktadır ve bu noktanın tek hakimi-hükümranı Yüce Allah’tır. Bu zaman denilen nokta, içerisinde tüm varlığı barındırmaktadır. Zaman dünü bugünü ve yarını ifade eden insanlığın algılayışının ötesinde genişletilmiş gibi hissettirilmiş sadece bir noktadır. 

Tüm kainatı muazzam bir sistemde yaratan zerreden küreye ve galaksilere uzanan muhteşem ve benzersiz düzenin sahibi olan Allah(cc), tüm ihtişamıyla sultanlığını kudretini isimlerinin tecellilerini aşikâre bize gösterirken zatını batın ismiyle gizlemiştir. Ol denilip olan her varlık O’nun varlığının kudretinden gelen enerjiyle hayat bulup devamını sağlarken, kâinatta hiçbir zerre onun izninin dışında bir harekette bulunmaz-bulunamaz.  

Hal böyle iken insanoğluna verilen basit cüz’i iradeyi sonsuz bir güç elde etmişçesine aldanıp kendini her şeye malik zannetmesi, tüm kâinatı kendi kontrolünde diye telakki edip Yüce Allah’a haşa kafa tutarcasına tağutlaşması-sapkınlığa sürüklenmesi, bütün ilahi kural ve sınırları reddedip onlara savaş açması ne büyük bir şeytanlık ne zifiri karanlıkla habisliktir. Tarihte böyle sapkın kavimler-topluluklar ve şahıslar belli bir dönem şeytanlıklarını, diktatörlüklerini gösterip insanlığın başına bela olmuşlarsa da ilahi yardım bir şekilde ( peygamberler, gerçek varisleri olan alimler ve hakikate gönül verenler aracılığıyla) ulaşıp bu zalimleri tarihin çöplüğüne göndermiş ve insanlığı normal yaşam çizgisine yeniden döndürmüştür. Bu bir sünnetullah’tır ki asla değişmez bu şekilde gerçekleşir. 

Bugün bir dünya gerçeği olarak insanlığın başına bela olmuş insanlığın kanını canını tüm varlığını sömüren vampir tıynetinde diktatör şahıslar ve rejimler dev süper güçler olarak boy gösterip dünya halklarının bağrına bir hançer gibi saplanmışlardır. Bu zalimler kendilerini bu dünyanın yegâne sahibi, yön vericisi, hakimi dünya halklarını da kendilerine hizmetçi köle ve ırgat olarak görmektedirler. Bu zalim ve diktatör şahıs ve rejimlerinin en belirgin özellikleri halkın tüm gelirlerini değişik vesilelerle kendi hazinelerine aktarmak-sömürmek ve bu sömürdükleriyle kendilerine şaşaalı- debdebeli saraylar-köşkler inşa etmeleri ayrıca sürekli korku içerisinde oldukları için yakın koruma ve askerlerinin sayılarını ve silahlarını artırmalarıdır. Halkı ise tam aksine açlık sefalet ve yokluğa mahkûm etmek ve bu durumu onların kaderlerinin sonucu olduğu yönünde vurgular yapmaktır. Böyle toplumlarda insanlar tam bir parya hayatı yaşarken görünürde –söylemlerde özgür ve müreffehtirler. Yüksek gökdelenler dibinde evsizler, aç-susuzlar mekan tutmuşlardır. Lüks köprülerin altlarında ve güzel yolların kenarlarında sefalet ve mahrumiyetin acı sesleri arşa yükselmektedir. Halk farkında değildir ancak her geçen gün yeni hastalıklar ve ani ölümler derdine dert katan, ölümleri hızlandıran binler yataklı yeni yeni hastanelerin içerisinde nüksetmekte-kol gezmektedir. İşte böyle zalim düzenlerin günümüzde ki adı AMERİKANCI SİYONİST REJİMLER’dir. Bu rejimlerin ilahı Amerika’dır-siyonist İsrail’dir. Tüm dünyanın zenginlik kaynaklarını yağmalamak ve milyarlarla dünya halklarını demokratik- hümanist yöntemlerle ve İslami maskelerle süslenmiş Siyonist cinayet şebekeleriyle katletmek-yok etmek evlerini başlarına yıkmak en önemli vasıflarıdır. Görmemiştir tarih böyle Siyonist  diktatör ve kanlı elleri, insanlığın istikbalini-geleceğini karartmaya çalışan deccalları… 

Bu zalimlerin en tehlikelisi de İslami roller yapan yeri gelince namaz kılıp takke takan, dinden imandan dem vurduğu halde namussuzluk ve hırsızlıkta şöhret alır, içki fabrikalarını çoğaltmakla övünüp, faizi helal ve bereketli ilan eder. Bir yandan Kur’an okur gözleri kulakları boyar bir yandan fuhuşu, zinayı serbest kılar yaygınlaştırır. Bir yandan kardeşlikten birlikten dem vurur bir yandan tüm gücüyle halkları terörist ilan edip katleder, Müslüman ülkeleri gönderdiği teröristleriyle viran eder. Her ipte oynayan cambaz gibidir. Tam bir Amerika İsrail hizmetkârıdır fakat görünürde bunlara sert çıkışan kahraman rolündedir. 

Bu şeytanların hileli düzenleri aynı örümcek ağı gibi karışık girift çözümlemesi zor ancak çok zayıf-güçsüz etkisiz sadece bir üfürme ile tüm çetrefilliğini yitiren bir tuzaktır. Aklıselim olanlar bu zalimlerin maskelerini çok kolayca düşürebilir yeter ki şeytanın vesveselerine aldanmayıp bu şeytanların namazlarına takkelerine kanmayalım. Bu zalimleri altın kaplama saraylarıyla halkı akıl almaz vergilerle haraçlarla sömürmeleri ve Amerika ve İsrail ile olan yakın ilişkilerine göre değerlendirelim. Bugün Amerikancı insanlık düşmanlarının maskelerini düşürmeye çalışmak, halkların farkındalığını arttırmak ve ileri aşamada yıkılmalarını sağlamak tüm bilinçli inanların sorumluluğudur… 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.