banner2

Ehmedé Xani (Han, Hakkari 1651-Doğubeyazıt, Ağrı 1707).
 Ahmed-i Hani İslamî Kürt Edebiyatı'na çok değerli hizmetler yapmış, birçok güzel şiir ve eser armağan etmiştir. Eserlerinin şaheseri MEM U ZİN'dir. Bu kitabını 1695 yılında tamamladığı söylenmekte ise de hangi tarihte bu eseri yazmaya başladığı konusunda hiçbir belge yoktur.

 NUBAHARA BIÇUKAN (Küçüklerin İl baharı) adlı eserini, Müslüman Kürt çocuklarına ilim, irfan ve Arapça öğretmek amacıyla yazmıştır. Bu kitabın aslı Arapça-Kürtçe sözlüktür. Bununla birlikte Müslüman Kürt çocuklarına dini akideyi de öğretmektedir.

 Nubahar tıpkı Mem u Zin gibi manzumdur. Her bölümünün başında da okuma, çalışma, doğruluk ve bunlara benzer sosyal konular hakkında bir öğüt yazmıştır. Bu eserin yazılış tarihi 1684'tür. Bunlardan başka EQİDA İMANE (İnanç Sistemi) adlı küçük ve manzum bir eser daha yazmıştır. Bu eser NUBAHARA BIÇUKAN'la birlikte İstanbul'da birkaç defa basılmıştır. Ahmedé Xani, çağdaşlarından çok daha ileri görüşlüydü.

Ahmedé Xani MEM U ZİN'de de ifade ettiği gibi haksızlığa, zulme, gericiliğe ve haksızlığı hak bilen feodal düzene karşı cephe almış, bu yolda hayli mücadele etmiş ve her zaman halktan yana olmuştur. Nitekim NUBAHARA BIÇUKAN'ın önsözünde: "New ji bo sahip rewanca, belki ji bo biçuké Kurmanca" (Ben bunu revaçtakiler için değil, Kürt çocukları için yazdım) demektedir.

Bundan da anlaşılıyor ki Ahmedé Xani revaçtakiler ve makam sahipleri için, yani mutlu azınlık için çalışmamış; halk çoğunluğu ve halk çocukları için çalışmıştır. Başka bir deyimle Ahmedé Xani o çağın aristokratik modasına uymamış ve diğer bilginler gibi eserlerini Arapça ve Farsça yazmamıştır.

 Eserlerinin hepsini kendi ana diliyle, Kürtçe olarak yazmış ve İslamî Kürt Edebiyatı'nın öncülerinden biri olmuştur. Ana dili Kürtçe'den başka Türkçe'yi, Arapça'yı ve Farsça'yı da iyi bilirdi. Ne yazık ki hayatı hakkında fazla bir bilgiye sahip değiliz. Fakat yazdığı eserler onun adını ölmez insanların safına katmış ve onu ebedileştirmiştir. MEM U ZİN dünyanın ölmez edebi eserleri arasında ön safta yer almıştır. Bu dev eser konusuyla Batıda Shakespeare'in Romeo ve Juliyet'inden, doğuda da Fuzuli'nin Leyla ile Mecnun'undan geri değildir.
 
 Edebiyatçılar çokça söz etmeseler de Ahmedé Xani'nin "ÇARGUŞE" (Dört Köşe) adlı bir şiiri daha vardır. Yazar on dörtlükten oluşan bu şiirinde konuyu dağıtmadan ve temaya zarar vermeden dört dili  (Arapça, Farsça, Türkçe ve Kürtçe) kullanmıştır. Dörtlüklerdeki her mısra ayrı bir dildedir.

İşte ÇARGUŞE-É AHMEDÉ XANİ'nin ilk dörtlüğü:

Fâte Umri Fi hevâke Ya Hayâle Külli hâl (Arapça)
(Ömrüm senin aşkında tükendi ey her zamanın hayali)
Âh u nalem her demem ez Firaket mâh u Sal (Farsça)
(Aylarca ve yıllarca ah! diyerek, senin ayrılığından inliyorum)
Ger benim kanım dilersen çoktan olmuştur helal (Türkçe)
Din u ebter bum ji aşqé min ne aql u kemal. (Kürtçe)
(Aşktan deli-divane oldum, aklım ve gücüm kalmadı)

Ahmedé Xani'nin yazdığı bu dört köşe şiir İslam coğrafyasının mayasına işaret etmektedir. Evet, Balkanlardan Çin seddine kadar uzanan coğrafyada bu dört dil çoğunlukla konuşuluyor. Bediüzzaman'ın 1900'lü yıllarda Van'da kurmayı düşündüğü üniversitenin dillerine baktığımızda benzer bir yaklaşım görmekteyiz: "Arapça vacip, Türkçe lazım, Kürtçe caiz."

İşte kafa karışıklıklarının reçetesi… İşte müspet milliyetçiliğin ilacı…

Hoşça kalın

betasus - betboo - betebet - betgaranti - betgram

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.