banner2

Özgecan’ın acılı ailesi bir yandan hepimizin yüreğini burkarken bir yandan da bizlere ibretlik mesajlar veriyor. Babası “Sevmekten başka çıkar yolumuz yok”; “Bizler sevmesini saymasını öğretmeye geldik cihana” demişti. Geçen gece de kızkardeşinin yalvararak “Okulda insanlık ve sevgi dersi verilsin” diye konuştuğuna şahit olduk.
“İnsanlık ve sevgi dersi…”
Yıllardır yana yakıla “Değerler Eğitimi” ana başlığı altında okullarımızda bu konulara dikkat çekmeye çalışıyoruz. Çocuklarımızın sadece derslerinin iyi olması yetmez; onlara güzel bir ahlak ve sağlam bir kişilik kazandırmanın mücadelesini vermeliyiz; sevmeyi, saymayı, acımayı bilmeliler; kibirli, bencil, kıskanç olmamalılar; yardımlaşmayı, paylaşmayı öğrenmeliler, diyoruz.


Ama bu iş okuldan önce ailenin görevi.Temel evde, ailede atılıyor.
İşte, anlıyoruz ki Özgecan’ın katili de bir anlamda babasının eseri. Annesine acımasızca şiddet uygulamış olan o baba, kim bilir çocuğa neler yapmıştır? Ve o şartlar, her çocuk gibi masum olarak dünyaya gelen o çocuğu, böyle bir canavara dönüştürmüştür. Zaten annesi de öyle söylüyor.
Böyle o kadar çok kötü örnek var ki!
Kız arkadaşlarını taciz eden, gizlice fotoğraflarını çekip internete yükleyen oğlunu durdurmaya çalışan okul idarecilerini ve öğretmenleri mahkemeye verip para cezası verdirten baba, acaba çocuğuna iyilik mi yapmıştır?
Uyuşturucu ticareti ile uğraşan, “oğlun uyuşturucu kullanıyor” diye kendisini uyaranlara “biliyorum, elimizdekiler bitsin, sonra düşünürüz” diyen baba nasıl bir babadır?
Okul idaresinin, “Kızınız evden çıktıktan sonra etek boyunu kısaltıyor, makyaj yapıyor”, “okuldan kaçıp erkeklerle buluşuyor”, “bugün okul çıkışında erkek arkadaşı ile uygunsuz şekilde yakaladık” vb uyarılarına, “kızımın özel hayatı seni ilgilendirmez”, “sen kızımın namus bekçisi misin?” diyen anne babalar, çocuklarını nasıl bir geleceğe hazırlıyorlar?
Sınıfta gürültü yaptığı için kızlarını “saygısızlık yapma” diye uyaran öğretmeni müdüre şikayet eden, “öğretmeni çağır kızımızdan özür dilesin” diyen anne baba neye hizmet etmiştir.
“Sen kimin oğlusun? Arkanda kapı gibi baban var. Sana dokunan bütün aşiretimizi karşısında bulur” diyen babanın oğlu neler yapmaz?
“Sakın eve dayak yiyerek gelme, sana bir vururlarsa sen on vur” diyen babanın, oğlu adam öldürünce şikayet etmeye hakkı var mıdır?
Çocuklarının yanında annelerini acımasızca döven, kızlarını aşağılayıp oğullarını şımartan babaların; çocuklarının her türlü kabahatini babalarından gizleyen annelerin; para kazanmak için her türlü dalavereyi yapıp kahramanlık yapmış gibi çocuklarına ballandıra ballandıra anlatan,tek değer olarak parayı ve gücü öne çıkaranebeveynlerin çocuklarının normal olmasını nasıl bekleyebilirsiniz ki?
Şüphesiz çocuklarımızın bu hale gelmesinde sokakların, başta televizyon ve internet olmak üzere medyanın ve daha birçok unsurun etkisi var.
Ama anne ve babaların sorumluluğu daha fazla.
Allah, uyarıyor: “Doğrusu mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir fitnedir.” (Tegabun Suresi, 64/15) Burada fitne, imtihan manasında. Eğer imtihanda başarılı olamazsak mal da çocuklar da bizim için birer fitneye, belaya dönüşecek demektir.
Bir hadis-i şerifte ise şöyle buyruluyor:“Bir baba evladına iyi bir terbiyeden daha güzel bir miras bırakamaz.”
Hala hatırlayan var mı bilmiyorum. Eskiden büyüklerimiz sık sık şöyle derdi:
“Evlat aziz, terbiye daha aziz.”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.