banner2

Batılıların kendilerini efendi, diğer toplumları da köle olarak görme hastalığından henüz kurtulamadıkları, Amerika'nın Irak ve Afganistan savaşıyla anlaşılmıştır. Sırada İran vardır. Senaryo aynı; nükleer bomba üretmek…

Günümüz dünyasında, birçok ülkede, özellikle orta doğuda cereyan eden olaylara baktığımızda, insan hakları savunuculuğunu yapan batılıların ne kadar vahşi, ne kadar sözde hümanist ve ne kadar gaddar olduklarını görmemek mümkün değildir. 

Tahran anlaşmasından sonra ABD'nin başını çektiği Batı ittifakı Türkiye'yi de içine alan yeni bir senaryo peşinde. Anlaşmanın yapıldığı tarihten bu yana her gün ABD ve Batı gazetelerinde Türkiye ve Brezilya'yı suçlayan yorumlar yayınlanıyor. Geçen gün (25 Mayıs 2010) New York Times'in köşe yazarı Thomas Friedman, yazdığı yorumunda Türkiye ile Brezilya'ya ağır eleştiriler yöneltmişti.

Friedman, her iki ülkenin, askeri yönetimlerin üstesinden gelip yeni oluşan demokrasiler olduğunu belirterek, "Liderlerinin, ordu ve polisi, İranlı demokratları ezmek için kullanan bir İranlı cumhurbaşkanı kucaklamaları ve güçlendirmeleri, utanç verici" ifadesini kullandı.

Bakınız, ABD ve Batılı müttefiklerinin Irak'ta başlattıkları savaş sebebiyle öldürülen Iraklıların sayısı milyonu geçmiş durumda. Irak'ta 8 yıldır açıkça insan hakları daha çok ihlal ediliyor. Mezhep çatışmaları körüklenmiş, asırlarca birbirleriyle kardeşçe yaşamış olan aynı dine mensup insanlar birbirilerini acımasızca öldürüyorlar. Resmi kayıtlara göre Irak'ta günde ortalama olarak 17 masum insan öldürülüyor. Acaba bu mu utanç verici yoksa Türkiye ve Brezilya'nın olası bir savaşı önleme çabaları mı?

ABD'nin bu tutumu, Batı uygarlığı için "medeniyet-i habise, mensuh ve merdut medeniyet, mimsiz medeniyet, sefih, gaddar, mütemerrid ve vahşi"  gibi ağır sıfatlar kullanan Bediüzzaman'ı ne kadar da doğrulamaktadır!

Hatta 250 milyon insanın ölümüne yol açan 1. Dünya savaşının sonuçlarını değerlendirirken Bediüzzaman şu dramatik ifadeyi kullanır: "İlk çağların tüm vahşetlerini bu Avrupa medeniyeti bir defada kustu."   Hatta Ona göre Avrupa medenilerinin çoğu, eğer içi dışına çevrilse kurt, ayı, yılan, domuz ve maymun şeklinde görüneceklerdir.

Aslı itibariyle Roma ve Yunan kültürlerinin birleşmesinden doğan Batı uygarlığına karşı İslam dünyasının soğuk davranmasının ve bu medeniyeti kabul etmekte tereddüt göstermesinin dikkat çekici olduğunu ifade eden Bediüzzaman şöyle der:

"Çünkü başkasına asla muhtaç olmamak ve müstakil olmak gibi vasıflara sahip olan İslam uygarlığının, Roma felsefesinden ortaya çıkmış bulunan bir uygarlıkla birleşmesi, asimile olması yahut ona tabi olması mümkün değildir."

Elli yıldan beri Fılıstin'I işgal altında tutan, Filistin halkına karşı devlet terörü uygulayan ve Birleşmiş Milletlerin hiç bir kararına uymayan İsrail'e tüm batılıların destek vermesi, Bediüzzaman'ın Batı uygarlığı için kullandığı sıfatlarda ne kadar haklı olduğunu açıkça göstermektedir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.