banner2


Amerika’nın Suriye’deki terör örgütlerine silah temin etmesi, terör örgütlerinin ve özellikle PKK’nın tüm Batı başkentlerindeellerini-kollarını sallayarak dolaşmaları, çadırlar sergiler açmaları, Batı’nın ve ABD’nin, Türkiye düşmanı bütün terör örgütlerini desteklediklerini açıkça göstermektedir. Diğer taraftan Türkiye’n Batı’nın bir parçası olduğunu gösteren en büyük kanıt, 1950’lerden beri Nato ittifakında olmasıdır. Ne var ki, daha önce Nato marifetiyle yaptırılan darbelerin artık son 15 yıldır başarılamıyor olması Batı’nın asabını iyice bozmuştur.
Batıya göre Türkiye artık eski Türkiye değil; çünkü eski Türkiye’de Nato’nun ve diğer Batı müttefiklerin tüm arzuları yerine getirilirken Yeni Türkiye’de Batılı müttefiklere hesap soruluyor. Bu da müttefiklerimizi çileden çıkarıyor. Laikçi jakobenlerin orduyu alet ederek artık darbe yapamamaları, Batılı dostlarımızı (!) öfkelendirmiştir. Onlara göre Türkiye artık İslamlaşıyor ve adım adım şeriata yaklaşıyor. Onlar bunu kendi aralarında konuşsalar bile, kaygıları Batı medyasına yansıyor. Hatta bu yüzden, daha önce laikçilerin yönettiği Türkiye’de dini özgürlüklerden yana olan Batı medyası, şimdilerde tam laikçi bir tutum sergilemektedir. Fransa’da ev diğer Batı kentlerinde başörtüsüne yönelik baskılar bunun işaretidir.
Peki, Batı bizden ne istiyor ve asıl kaygısı nedir?
Batı eski Türkiye havasında kalmamızı istiyor. Batı’nın asıl kaygısı, 100 yıldan beri mazlum milletlere yönelik yaptıkları baskılar ve kıyımların hesabının sorulacağı günün yaklaşıyor olmasıdır. HUNTINGTON’un “Medeniyetler Savaşı” makalesinde söylediği gibiİslam dünyası, Batı’nın yüz yıldan beri mazlum milletlere ve özellikle Müslümanlara yaptığı zulmün hesabını, 21. Yüzyılda Batı’dan sormaya hazırlanıyor. Batı bunu iyi bildiği için, mazlum milletlere liderlik yapabilecek devletleri kendi iç sorunlarıyla boğuşturup ayağa kalkmamalarını sağlamak için bir dizi önlem almaya çalışıyor. Liderlik yapabilecek bu ülkeler, nüfus yapıları ve ekonomik kapasiteleri bakımından ya Türkiye, ya Mısır, ya da İran olacaktır. Üç yıl önce Mısır’ı çok kolay bir şekilde hallettiler. İran ise, İslam coğrafyasına ve özellikle Ortadoğu’ya liderlik yapacak kapasiteye sahip bir ülke değildir. Geride bir tek ülke kalıyor; o da Türkiye’dir.
Batı ne yapıp edip Türkiye’yi ayağa kalkmaz hale getirmelidir. İşte Almanya, Belçika, Danimarka, Hollanda, İngiltere, Fransa ve ABD bu planın peşindeler ve tüm mesailerini bu yolda harcıyorlar. Yoksa, Marksist-Leninist örgütlerden yana tavır koymaları anlaşılsa bile, normalde dinci örgütlere taraf olmayan Batı neden FETÖ’nün yanında yer alsın?
Hasılı Batı için fark etmez; yeter ki Türkiye düşmanı bir terör örgütü ortaya çıksın. Batı bütün gücüyle böyle bir örgütü destekler. Batı, Türkiye’ye zarar veren DAEŞ’i bile destekliyor. Bu yüzden Türkiye’de katliam yatığı zaman kuru-sıkı bir kınamadan başka ses duyulmuyor. Artık Batı’yı anlama zamanı geçmiştir. Türkiye gelecek on yıl için hesabını iyi yapmalıdır. Sahte Batılı ittifaklar ve dostluklarla bir yere varamayacağımız anlaşılmıştır.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.