banner2

Barışın Sesine Destek

Diyarbakır'daki 38 sivil toplum örgütünün, barış çağrısı, medyada geniş bir yer tuttu; birçok ulusal televizyon kanalında birinci veya ikinci haber olarak verildi. Bunda şüphesiz Diyarbakır'ın sahip  olduğu özel konumun etkisi büyük.

                Arkasından Mardin ve Gaziantep'ten benzer sesler yükseldi. Oralardan da sivil toplum örgütleri, şiddete son ve barış çağrıları yaptılar.

                Şimdi sıra Şanlıurfa'da. Daha fazla gecikmeden bu sese destek verilmeli.

                Görüşebildiğim bazı STK temsilcilerine bundan söz ettim. Olumlu baktılar. Belki bu satırların yayınlandığı tarihte bu çağrı yapılmış olacak.

                Geldiğimiz noktada bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum.

                Uzunca bir zamandır, Doğu ve Güneydoğu'dan bu bekleniyordu. Son olaylardan sonra bu çağrı adeta koroya dönüştü.

                Beklenen şu: “Eğer, Güneydoğu halkı, şiddete, kana, bölünmeye, ayrılmaya karşı ise sesini yükseltmeli.  Bunu yapanlara karşı açık tavır almalı. Birlik ve beraberlikten yana olduğunu ispat etmeli.”

Yetkililerin ve aydın kesimin, terörle Kürt sorununu, PKK ile Kürt halkını, özenle birbirinden ayırmaları, halk nazarında yeterince inandırıcı değil. Güneydoğu halkının bunu bizzat, fiilen göstermesini istiyorlar.

Zaten her Güneydoğuluyu, Kürt olsun, Arap olsun, hatta Türk olsun, potansiyel terörist gözüyle gören, görmeye hazır geniş bir kesim var. Bunda medyanın etkisi çok büyük. Ama şehit haberlerinin geniş kitlelerin bilinçaltında oluşturduğu önyargı çok daha önemli.

Olaylar gittikçe daha çok nefrete ve düşmanlığa sebep oluyor. Kitlelerin gönlünde onulmaz yaralar açılıyor. Unutmayalım, özellikle bizim bölgemizde, bir kavga, bir ölüm, ana baba bir kardeşleri bile birbirine kan davalı yapıyor. Olayların bu noktaya gelmesinde zerre kadar sorumlu olmayan sıradan insanların, askerlik görevini yapsın diye gönderdiği gencecik evladını öldürenlere düşman olması çok daha kolay olur. Nitekim öyle oluyor. Ve birileri de bunu körüklüyor, bundan rant devşiriyor.

Ortam gittikçe geriliyor. Eğer aklıselim harekete geçmezse, gerenler kazanacak. Ve bizler kaybedeceğiz. Türk, Kürt, şu bu, yani büyük çoğunluk kaybedecek.

Şimdi ses verme zamanı. Tavır koyma zamanı. Barış çağrısına destek olma zamanı.

Sadece bir basın açıklaması da yetmez. Herkese iş düşüyor.

Resmi, sivil bütün kurum ve kuruluşlara. Alimlere, aydınlara. Yazarlara, çizerlere. Türklere, Kürtlere, Araplara, kısaca herkese.

Sesimizi yükseltmemiz lazım. Konuşmamız, yazmamız lazım. Meşru zeminlerde, provokasyonlara meydan vermeden, ses getirici eylemler/etkinlikler yapmamız lazım.

Ama tepkinin, açıklamaların dili, üslubu çok önemli. Cümleleri, kelimeleri özenle seçmeliyiz. Yanlış anlamalara meydan vermemeliyiz. Kimsenin silahına barut olmamalı, yangına benzin dökmemeliyiz.

Şiddete hayır! Kan akıtmaya hayır! Silaha son! Düşmanlığa son! Ölmeye ve öldürmeye son!

Biz kardeşiz. Ve kardeş olarak kalmaya devam etmek istiyoruz.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.