banner2

Kim ne derse desin; İhsanoğlu ismi muhalefete dayatılmış bir projenin parçasıdır. Büyük muhalefet liderinin, böyle bir ismi düşünmüş olması asla mümkün değildir. Küçük muhalefet lideri de böyle… Ortada olan gerçek, bu ismin birileri tarafından bu zavallılara tavsiye edilmiş olmasıdır.

Peki, bu liderler neden bu isim üzerinde ittifak edebildiler acaba? Oysa liderlerden birisi İslam’ı ve İslam konferansını asla hazmedemeyen bir partinin lideri; diğeri de İslam’ı ancak Türklüğün yedeğinde götürmek isteyen bir ideolojinin mensubu… Bunların bu isim üzerinde aceleyle anlaşmalarının iki sebebi vardır:

Birinci Sebep: Her şeyden önce bu iki lider de 2015 seçimlerinden sonra muhalefet liderliklerine devam edemeyeceklerini anlamışlardı. Birisinin liderliği 17. yılında, diğerinin kırdığı potların sayısı bini bile geçti… Bu yüzden parti içindeki rakipleri bir bahane ile onlardan kurtulmak istiyorlardı. Cumhurbaşkanlığı seçimleri en geçerli bahanelerden biriydi. Çünkü eğer liderlerin kendileri aday olsalardı, kazanmayacakları ve böylece yıpranarak seçimden çıkacakları belliydi. İki lider de bu durumu çok iyi biliyordu. Onun için aday olmadılar ve biz “halkın cumhurbaşkanını seçtiğimiz için liderlerin dışında biri olmalı” dediler.

Tabi, parti içindeki rakipler hüsrana uğradılar ve bu kez gözlerini, parti içinden çıkacak bir adaya diktiler. Onlara göre eğer partilerinin içinden bir aday çıkarsa o adayın kazanmayacağı belli olduğu için hiç olmazsa genel başkanlara rakip olacak bir lider profili ortaya çıkmış olacak ve 2015 seçimlerinden sonra bu genel başkan adayları şimdiki liderlerin yerlerini alacaklardı. Ama genel başkanlar çok kurnazca davrandılar. Kendi partilerinin içinden değil, kimsenin tanımadığı, hatta kendilerinin de tanımadıkları bir adayı bulup aday gösterdiler ve genel başkanlık koltuklarını korumaya çalıştılar.

İkinci Sebep: Ak Partiyi ve Tayyip Erdoğan’ı devletin zirvesinden uzaklaştırmak istiyorlar. Artık Avrupa ülkeleri ve tüm Batı ülkelerinin de bu düşüncede olduklarını söylemek zor değildir. Onlar Türkiye’nin başında Ak Partili bir adayı görmek istemiyorlar. Kendilerini bu havaya kaptıran muhalefet liderleri büyük bir fedakârlıkta bulunarak ve gelecek tenkitlere göğüs gererek, görünüşü dindar olan bir adayı bulup destekleyeceklerini ilan ettiler. Buldukları bu zatın (İhsanoğlunun) dindar olup olmaması ayrı bir konudur. Ama ana muhalefet için “İslam konferansı örgütünün genel sekreterliğini” yapmış olmak bile bir ayıp ve ciddi bir kusur sayılır. Mısır’da doğmuş, el-Ezher’de eğitim görmüş ve bütün kariyeri İslam ülkeleriyle meşgul olmakla geçmiş olan bir zatı Çankaya köşkünde görmek bazıları için kahredici olabilir. Nitekim ana muhalefetin içinden ve onları destekleyen yazarlardan muhalif sesler çıkmaya başladı.

İhsanoğlunun dindarlığına gelince, eğer Prof. Dr. Ahmet AKGÜNDÜZ’ÜN onun hakkında söylediklerine bakılırsa o bir masondur.  Akgündüz’ün bu beyanatının üzerinden bir haftadan fazla zaman geçti. Eğer İhsanoğlu çıkıp Mason olmadığını söylemezse bu zat masonların adayı olarak kalacaktır. Bunu herkes bilir. Bu açıdan bakıldığında yine iki muhalif liderin son derece akıllıca davrandıkları ve kendi ikballerini kurtarmak için zekice bir manevra yaptıkları görülecektir.

 Ama şimdilik…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.