banner2

Arapların Gözüyle Türkler Sempozyumu ve hatırlattıkları

1 Ekim 1998 de gündeme bomba gibi düşen sözler vardı. Dönemim Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel Meclis açılışında konuşma yapar.

Konuşmasında; "Suriye, Türkiye'ye karşı açık bir husumet politikası izlemektedir. PKK terör örgütüne aktif destek sağlamayı sürdürmektedir. Tüm uyarılarımıza rağmen hasmane tutumundan vazgeçmeyen Suriye'ye karşı mukabelede (Savaş) bulunma hakkımızı saklı tuttuğumuzu, sabrımızın taşmak üzere olduğunu bir kez daha tüm dünyaya ilan ediyorum" diyordu.

Aradan kısa bir süre geçti. 2002 yılında tek başına iktidara gelen Ak Parti ile dengeler ve zihniyet değişti. “Yurtta sulh, cihanda sulh” kavramından hareketle “Komşularla sıfır” problem politikasına önem veren Başbakan R. T. Erdoğan hükümeti önemli gelişmeler beraberinde getirdi.

Öyle ki Suriye Lideri Beşşar Esad diplomatlarına; Uluslar arası arenada Türkiye ile beraber hareket edin. Talimatı verecek “dostluğa” geldi.

En doğrusu da bu değimliydi?

Binlerce Suriyeli ve Urfalı akrabaydılar ama birbirlerini göremiyorlardı. Daha sonra dini bayram olan Kurban ve Ramazan bayramlarında 3 er gün geçişler oluyordu.

Gelişmeler o kadar hızlı oldu ki; şimdi vize bile kalktı.

Bu gelişmelerin yanında bir de aydınların “dostluğu” sempozyumlarla gerçekleşti. Aslında burada “aydınların” da pasifliği var. “Yazar-çizer, aydın” diyoruz ama siyasi akımın peşinden sürükleniyorlar. “Siyasiler kızınca veya sevince” siyasilerin ruh hali aynen aydınlara sirayet ediyor.  Bu acı ve aciz psikoloji ayrıca tahlil edilmeli!...

Bu bağlamda!... Türkiye'den Avrasya Yazarlar Birliği ve Suriye'den Arap Yazarlar Birliği, İlki Suriye'nin Laskiye şehrinde 12–13 Kasım 2009 tarihinde "Türklerin Gözüyle Araplar" ve İkincisi Türkiye'de Şanlıurfa Valiliğinin organizasyonu ile 13–14 Şubat 2010 tarihlerinde "Arapların Gözüyle Türkler" başlıkları ile seri uluslararası sempozyumlarda Peygamberler şehri Şanlıurfa'da bir araya geldiler.

Sempozyumda çok şey konuşuldu.

Önemli gördüğüm sonuç bildirgesinde alınan kararları sizinle paylaşmak istiyorum.

1. Arap şiirinin en büyük isimlerinden ve mezarı Ankara'da bulunan İmrul Kays ile ilgili Ankara'da toplantılar yapılması, mezarının restorasyonu ve mümkünse İmrul Kays adına bir abidenin dikilmesi konusundaki faaliyetlerin yoğunlaştırılmasına,

2. İmrul Kays gibi Arap edebiyatının önemli isimlerinin Türkiye'de, Kaşgarlı Mahmut, Farabi, Fuzuli gibi önemli Türk edebiyat ve kültür adamlarının Arap ülkelerinde tanıtılması için toplantı ve yayın faaliyetlerinde bulunmaya,

3. Çağdaş şair ve yazarların eserlerinin karşılıklı olarak tercüme edilerek yayınlanmasına,

4.Görsel ve sahne sanatlarının karşılıklı olarak sergilenmesine, konserler verilmesine,

ilk konserin 2010 Bahar Şenlikleri kapsamında "Türk Gecesi" adıyla Nisan ayında Suriye'nin

Hama Şehrinde yapılmasına,

5. Halk kültürlerinin karşılıklı olarak tanıtılmasına,

6. Türk ve Arap edebiyatlarının önemli eserlerinin karşılıklı olarak ülke kütüphanelerine alınması için ilgili makamlar nezrinde girişimlerde bulunulmasına,

7. Karşılıklı olarak yazar ve sanatçı ziyaretlerinin artırılmasına,

8. Her iki sempozyum tebliğlerinin kitap halinde yayınlanmasına,

9.Türk ve Arap ülkelerinde, tercüme edilen kitapların yazarları başta olmak üzere,

yazarların imza günlerinin düzenlenmesine

10. Türkiye ve Suriye başta olmak üzere Arap ülkelerindeki uluslararası edebi toplantılara karşılıklı olarak davetlerin yapılmasına,

11. İki milleti birbirine yakınlaştırıcı müşterek TV dizileri ve belgeseller hazırlanması için çalışmalar yapılmasına,

12. Araplar hakkında Türkçedeki olumsuz söz ve deyimlerin tespit edilmesi, Türkler hakkındaki Arapçadaki olumsuz söz ve deyimlerin tespit edilmesi ve bunların düzeltilmesi için müşterek çalışmaların yapılmasına,

13. İki milletin okul kitaplarında birbirlerine karşı olumsuz ifadelerin temizlenmesi için ortak komisyonlar kurulmasına, karar verilmiştir.

İLGİLİSİNE

Her başarı, sabır ile zamanı birleştirerek sağlanır. (Honore de Balzac)


GAP Gazeteciler Cemiyetinin Gazetecilerle toplantısı

Şanlıurfa'da basın önemli bir güç. Geçen ay İbrahim Toru bir ilk gerçekleştirdi. Gazetecileri ay da “bir kez” de olsa bir araya gelmeleri için “sıra gecesi” başlattı. Toru; Şanlıurfa basını güçlü ama bu gücün dağınık olduğunu ve toparlanması amacıyla davet ettiklerini belirterek "Şanlıurfa medyası olarak birlikte neler yapabileceğimizi hep beraber tartışmak, fikir alışverişinde bulunmak ve sorunlarımızı masaya yatırma adına buradayız." Demişti.

Bir ay kendisi ev sahipliği yaparken, GAP Gazeteciler Cemiyeti ve Şanlıurfa Gazeteciler Birliği ayrı ayrı olarak sürdürmeleri temennisinde bulunmuşlardı. Bu ay GAP Gazeteciler Cemiyeti ev sahipliğinde Çulcuoğlu'da buluştuk. 

Gece güzeldi ortam “dostane” selamlarla sıcak iletişim için zemin hazırdı.

Ayda bir buluşmalarımızda sadece gazeteciler toplanacak ve “gazetecilik” konuşulacak ve “kaynaşma” sağlanacaktı. Gazetecilerin “sosyal hakları, çalışma şartları, etik değeri, meslek içi eğitim” vs. başlıkları gündeme gelecek ve birbirlerini sık göremeyenler için “hasret” giderme ortamı sağlanacaktı. Şimdilik bu yönde ibre dönüyor.

Ancak, Bu ay GAP Gazeteciler Cemiyeti bununla yetinmedi, Şanlıurfa valisi Nuri Okutan ve Emniyet Müdürü Sabri Durmuşları davet ederek “toplanmamızdaki gayeye” aykırı oldu. Herhalde bundan sonraki gazeteciye “ayda bir özel” gecenin anlamı olmayacak.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.