Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayında gerçekleştirilen Olağanüstü Tüzük Tadil Genel Kurulu toplantısının ardından açıklama yapan Faruk Süren, yeni tüzükle daha çağdaş kavramların içeriğe girdiğini belirtti.
Eski tüzüğün 30 yıl önce kullanılmaya başladığını ve kulübün sadece bir dernek olarak görüldüğünü ifade eden Süren, Kulüp bir holding gibi şimdi. Konsolide hesaplar, bağımsız denetim, bütün bunlar gerekli değişimlerdi. Tüzük için hiçbir zaman ideali yoktur, her zaman daha iyisi aranır. Ama gelinen nokta eski tüzüğe göre çok önemli bir aşamadır. Ne gibi eksiklikler olduğunu ise gelecek dönem gösterecek. Tüzük beni genelde tatmin etti diye konuştu.
Tüzüğün adli yargıya taşınmasına değinen Süren, Mahkemeye verilebilir. Bazı şeyler, bazıları için uygun olmayabilir. Yargı uygun görmezse bir daha toplanır, bir daha düzeltiriz ifadelerini kullandı.
-GÜNDEMDE ERKEN SEÇİM YOK-
Faruk Süren, geride kalan genel kurulda başkan adayı olan Adnan Öztürkün yaptığı olağanüstü genel kurul çağrısını uygulanabilir olarak görmediğini vurguladı.
Olağanüstü seçimli genel kurul yapabilmenin şartları olduğunu aktaran Süren, Kaydı açık, üyelerin yüzde 10unun imzası gerekli. Bu da bine yakın imza demek. Ya da başkan ve yönetim kurulu böyle bir karar alır. Bu kadar imzanın toplanabilmesi teoride mümkün olsa da pratikte mümkün değildir. Gündemde erken seçim yok. Ben, çok yıpratıldığım için son dönemimde erken seçim kararı almış ve aday olmamıştım şeklinde konuştu.
-ALİ DÜRÜST-
Galatasaray Kulübünün eski yöneticilerinden olan ve son seçimlerde Adnan Öztürkü destekleyen isimler arasında yer alan Ali Dürüst de erken seçim çağrısının münferit olduğunu söyledi.
Adnan Öztürkün açıklaması için, Şahsi olarak yapılmış, münferit bir çağrı. Her üyenin böyle bir çağrı yapma hakkı vardır. Galatasarayda şu anda böyle bir durum yok ve yönetim görevinin başında. Böyle bir ihtiyaç duymuyorlarsa yapacak bir şey yok diyen Dürüst, adının başkan adayları arasında gösterilmesi için ise Şu anda seçim dönemi olmadığı için böyle bir şeyi speküle etmek, Galatasaraya zarar verir demekle yetindi.