Notice: Undefined index: id in /home/balikligol.com/public_html/amp/init.php on line 28

Notice: Use of undefined constant amp_dizin - assumed 'amp_dizin' in /home/balikligol.com/public_html/amp/init.php on line 39

Notice: Use of undefined constant amp_blocks_dizin - assumed 'amp_blocks_dizin' in /home/balikligol.com/public_html/amp/init.php on line 40

Notice: Undefined index: direct_link in /home/balikligol.com/public_html/amp/init.php on line 92
Mısırlı Mariye (r.a) ve oğlu İbrahim
Notice: Undefined index: iliski_video in /home/balikligol.com/public_html/amp/script/script.php on line 25

Notice: Undefined variable: string in /home/balikligol.com/public_html/amp/script/script.php on line 33

Notice: Undefined index: video_kodu in /home/balikligol.com/public_html/amp/script/script.php on line 33
Balıklıgöl HABER - Sondakika Şanlıurfa
2014-04-22 18:55:02

Mısırlı Mariye (r.a) ve oğlu İbrahim

Prof. Dr. Musa Kazım YILMAZ

musakazimyilmaz@gmail.com 22 Nisan 2014, 18:55

Rasûlüllah (S.A.V)'in oğlu İbrahim'e anne olmak şerefiyle mükâfatlanan bir cariye vardı; Rasulüllah'ın zevcesi Mariyete'l-Kıpti. Bu muhterem kadın Rasûlüllah (S.A.V)'in Mescide bitişik evlerinden birinde oturmamakla beraber, bu evlerde oturan diğer ezvac-ı tahirat üzerinde gözle görülür bir etkisi vardı.

Mariye binti Şem'ûn, yukarı Mısır'da, Nil nehrinin doğu kıyısındaki Hafn köyünde, Kıbtî bir baba ve Roma'lı hristiyan bir anneden dünyaya geldi. Gençliğinin ilk günlerinde kız kardeşi Sirinle beraber, Kıptilerin reisi Mukavkrs'm sarayına götürülmeden önceki hayatını bu köyde geçirdi.

Mariye, bu saraya geldikten sonra Hz. Peygamberin elçisi Hatib b. Ebî Beltea, Rum Kayserinin İskenderiye valisi Mukav-kis'a bir mektup getirdi. Mektup Şöyleydi:

"Bismillâhirrahmanirahîm,
Allah'ın kulu ve Rasülü, Muhammed'den, Kıptilerin büyüğü Mu-kavkısa: Hidâyete uyan, doğru yolu tutanlara selâm olsun. Ben seni İslâm davetiyle Müslümanlığa davet ediyorum. Müslüman ol, selâmeti bul ki, Allah sana ecir ve mükâfatını iki kat versin. Eğer bu davetimi kabu etmez, ondan kaçınırsan, Kıbtîlerin günâhı senin boynuna olsun
."

Mukavkıs mektubu okudu, hürmetle dürdü, fildişinden bir kutunun içine koyarak bir cariyesine verdi. Mukavkıs bir peygamber'in geleceğini düşünüyordu. Ancak saltanatının elinden gideceğinden korkuyordu. Çünkü yeni bir dine inanmak her zaman bazı tehlikleer beraberinde taşıyordu. Kâtibini çağırıp peygamberimizin mektubuna şu cevabı yazdırdı:

"... Mektubunu okudum ve içinde bildirdiğin, kendisine davet ettiğin şeyleri anladım. Ben bir peygamberin daha çıkacağını biliyordum, ama onun Şam'dan çıkacağını zannediyordum... Elçine ikramda bulundum, onu ağırladım. Sana kıbtîler yanında çok değerli olan iki cariye, elbiseler, ayrıca binmen için bir katır gönderiyorum. Sana selâm olsun."

Rasulüllah'ın elçisi Hatib, yanında Mukavkısın hediye ettiği iki cariye (Mariye ve kiz-kardeşî Şirin) bir hadım köle, bin miskal altın, Mısır dokuması halis yirmi elbise, Düldül isimli beyaz bir katır, kokulu Mısır balı bir miktar misk, anber ve güzel kokular olduğu halde Medine'ye döndü. Küçük kafile Hicretin yedinci yılında Medine'ye vardı. Rasûlüllah (S.A.V)'de Kureyş'le Hudeybiye antlaşmasını yapmış ve geri dönmüştü. Rasûlüllah (S.A.V) Mukavkıs'm mektubu ile hediyelerini aldı. Mariye'yi beğenip kendisine alıkoydu. Kız kardeşi Sirîn'i ise şâiri Hassan b. Sabit'e verdi. Mariye bir yıl sonra hamile kalmıştı.

Rasûlüllah (S.A.V) meydana gelebilecek kıskançlıklar sebebiyle Mariye hakkında endişelendi; Bu amaçla rahatını sağlamak, onu tehlikelerden korumak, kendisinin ve karnındaki yavrusunun sıhhatini garantiye almak için onu Medine'nin Aliye isimli nahiyesine götürdü.

Gerek Rasûlüllah (S.A.V) gerek Mariye'nin kız kardeşi Sirin, çocuk doğum çağına gelinceye kadar Mariye'ye itina ile baktılar. Doğum saati, Hicretin sekizinci yılının Zilhicce ayının bir gecesinde geldi çattı. Rasûlüllah (S.A.V) Mariye'nin doğumyapabilmesi için ebe olarak Ebû Rafî'in hanımı Selma'yı çağırdı. Kendisi de evin bir köşesine çekilip namaza ve duaya başladı. Ümmü Rafi' müjdeyi getirdiği zaman Rasulüllah (S.A.V) ona son derece ikramda bulundu. Mariye'nin yanına koşup, annesinin kölelikten kurtulmasına sebep olan yavrusu dolayısıyla Mariye'yi kutladı ve onu azâd etti. Sonra taşkın bir sevinç ve sevgiyle yavrusunu kucakladı ve ona peygamberlerin atasının ismi ile bereket umarak "İbrahim" ismini verdi.

betasus - betboo - betebet - betgaranti - betgram

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.