BDP'nin güneydoğudaki halka 'devletin atadığı imamın arkasında namaz kılmayın' sözüne Diyanet'ten sert bir yanıt geldi.
Diyanet İşleri Başkanlığı, bugün bir gazetede yer alan ''Güneydoğu'da İmam Krizi'' başlıklı haberle ilgili yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, söz konusu haberde yerel düzeyde gerçekleştirilen bir takım hadiselerden hareketle başkanlık personeli, din görevlileri ve hizmetler hakkında teşkilatı ve milleti rencide eden yakışıksız değerlendirmelere yer verildiği ifade edildi.
Başkanlığın hiçbir ayrım yapmadan toplumun dini taleplerini yerine getirmek ve bu bağlamda onları bilgilendirmek görevini, her durumda yerine getirdiğinin vurgulandığı açıklamada, din ve diyanetin milletin hem bireysel hem de toplumsal barışına, öz güvenliğine katkı sağlamak, ebedi mutluluğun elde edilmesine hizmet vermek üzere var olduğu belirtildi.
Halkın, bu tür istismarları dün olduğu gibi bugün de çok iyi bildiğinin kaydedildiği açıklamada, şu görüşlere yer verildi: “Başından beri meşruiyetini aziz milletimizin samimi teveccühünden alan Başkanlığımız, hiçbir ayırım yapmadan toplumun dinî taleplerini yerine getirmek ve bu bağlamda onları bilgilendirmek görevini her durumda ifa etmektedir.
Esasen din ve Diyanet, milletimizin hem bireysel hem de toplumsal barışına, özgüvenliğine katkı sağlamak, ebedi mutluluğu elde etmesi için hizmet vermek üzere vardır. İslam’ın inanç ve ibadet umdelerini yüzlerce yıllık bir gelenekle özümsemiş olan halkımız, bu türlü istismarları dün olduğu gibi bugün de çok iyi bilmektedir. Vatandaşlarımız bu türden girişimleri şiddetle reddettikleri gibi Yüce Dinimizin insanlara huzur, barış ve refah taşıyan mesaj ve esaslarını siyasi rekabetin, ayrımcı politikaların bir enstrümanı olarak kullanmaya yeltenenlere de asla itibar etmeyecektir.
Din ve dince mukaddes bilinen hususların siyasi çıkarlara, gündelik politikalara alet edilmesi asla kabul edilemez. Din hizmeti veren güzide görevlilerin hak etmedikleri sıfat ve nitelemelerle dile getirilmesi de en hafif deyimiyle kadirbilmezliktir.
Halkımız, Müslümanları Allah’ın dini ile aldatmaya cüret edenlerin cehalet ve çaresizlikleri karşısında, dini sadece ve sadece Allah’a hasretmenin değer ve faziletini yüzyılları aşan bir tecrübe, birikim ve engin sağduyusuyla geleceğe taşıyacaktır.
Bu vesileyle küresel ölçekte Yüce dinimiz ile ilgili olarak gündeme taşınan olumsuz imgeler ve Mukaddes Kitabımız Kur’an-ı Kerim’e karşı yapılan fütursuz saldırılarla birlikte ülkemizde, halkımızın dinî hassasiyetini politik hasılata tahvil etmek isteyen girişimler karşısında İslam Alemi’nin ve Yüce milletimizin sükunet ve itidalini yitirmeyeceğine olan inancımız tamdır” denildi.