18 yıl önce Sivas Madımak Oteli’nde 37 kişinin hayatını kaybettiği yangın ve sonrasında yaşanan olaylarla ilgili davanın görülmesine dün Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Yaklaşık 100 kişilik bir grubun izlediği duruşmaya avukatlar Şenal Sarıhan, Kazım Genç, Nusret Senem, Onur Tatar katıldı. Duruşmaya ayrıca CHP Tunceli Milletvekilleri Hüseyin Aygün ve Kamer Genç, İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Ankara Milletvekili Levent Gök, Malatya Milletvekili Veli Ağababa, BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder de katıldı.
Avukat Sarıhan, sanıklardan Yılmaz Bağ’ın yargılama aşamasında öldüğünün bildirildiğini ve bu hususun araştırılması gerektiğini belirtti. Sarıhan, dava sürecinde vefat eden sanıklardan mezarı açılarak DNA örneği alınan Cafer Erçakmak’ın o olup olmadığı konusunda da yeniden DNA testi yapılmasını talep etti. Sarıhan, “Erçakmak ile ilgili biz anne ya da babasından DNA karşılaştırması yapılmasını istemiştik. Ancak Erçakmak’ın oğlu ile yapılmış. Biz Ergün Erçakmak’ın gerçekten Cafer Erçakmak’ın oğlu olup olmadığını bilmiyoruz” dedi. Mahkeme Başkanı Dündar Örsdemir, “Dosyanın iddia makamına ulaştırılarak talep gibi istediği sürenin kendisine verilmesine” karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
Duruşmanın ardından CHP ve BDP’li vekillerle sanık avukatları ve çeşitli Alevi kuruluşları mahkeme binası çıkışında basın açıklaması yaptı. Basın açıklaması sırasında grup, “Sivas’ın hesabı sorulacak”, “Dün Maraş’ta, bugün Sivas’ta, tek yol faşizme karşı savaşta” şeklinde sloganlar atıldı. Açıklamayı yapan Avukat Şenal Sarıhan, Sivas olaylarında 35 kişinin hayatını kaybettiğini, bazı sanıkların hâlâ yakalanarak cezalandırılmadığını ve davanın “zaman aşımı” nedeniyle kapanmasının söz konusu olduğunu ifade ederek devletin sorumluları bulması gerektiğini söyledi. Açıklamanın ardından Yeni Akit Gazetesi Muhabiri Ertuğrul Cesur’un sorusu üzerine yaklaşık 100 kişilik grup muhabirimizin üzerine saldırarak linç etmeye kalkıştı.
Ertuğrul Cesur, “Sivas olaylarında ‘35 kişi’ yaşamını yitirdi dediniz. Ancak orada 37 kişi hayatını kaybetti” deyince Avukat Sarıhan, “Ama iki kişi eylemci” diye cevap verdi. Muhabirimiz, “O iki kişi ile ilgili kurşunlanarak öldürüldüğü bilgisi var. Olayın gerçekten aydınlatılması için onların katillerinin bulunması da gerekmez mi?” diye sordu. Muhabirimiz ayrıca Sivas olaylarında otelde hayatını kaybedenler arasında bir de “Carinna Cuanna” adlı Hollanda vatandaşı bir bayanın olduğunu hatırlatarak yıllarca süren dava sürecinde bu kadının o gün Sivas’ta ne iş yaptığı, neden orada bulunduğu konusunun neden gündeme gelmediğini sordu.
Avukat Sarıhan, “Bunları devlet araştırmalı” derken grup içinden çok sayıda kişi muhabirimizi yuhalayarak sözlü sataşmalara başladılar. Ardından grup içinden yaklaşık 50 kişi küfürler savurarak Ertuğrul Cesur’un üzerine yürüdü ve linç etmek istedi. Bu esnada polis araya girdi ve muhabirimizi olay yerinden uzaklaştırarak linç edilmekten kurtardı.
Avukat Sarıhan, sanıklardan Yılmaz Bağ’ın yargılama aşamasında öldüğünün bildirildiğini ve bu hususun araştırılması gerektiğini belirtti. Sarıhan, dava sürecinde vefat eden sanıklardan mezarı açılarak DNA örneği alınan Cafer Erçakmak’ın o olup olmadığı konusunda da yeniden DNA testi yapılmasını talep etti. Sarıhan, “Erçakmak ile ilgili biz anne ya da babasından DNA karşılaştırması yapılmasını istemiştik. Ancak Erçakmak’ın oğlu ile yapılmış. Biz Ergün Erçakmak’ın gerçekten Cafer Erçakmak’ın oğlu olup olmadığını bilmiyoruz” dedi. Mahkeme Başkanı Dündar Örsdemir, “Dosyanın iddia makamına ulaştırılarak talep gibi istediği sürenin kendisine verilmesine” karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
Duruşmanın ardından CHP ve BDP’li vekillerle sanık avukatları ve çeşitli Alevi kuruluşları mahkeme binası çıkışında basın açıklaması yaptı. Basın açıklaması sırasında grup, “Sivas’ın hesabı sorulacak”, “Dün Maraş’ta, bugün Sivas’ta, tek yol faşizme karşı savaşta” şeklinde sloganlar atıldı. Açıklamayı yapan Avukat Şenal Sarıhan, Sivas olaylarında 35 kişinin hayatını kaybettiğini, bazı sanıkların hâlâ yakalanarak cezalandırılmadığını ve davanın “zaman aşımı” nedeniyle kapanmasının söz konusu olduğunu ifade ederek devletin sorumluları bulması gerektiğini söyledi. Açıklamanın ardından Yeni Akit Gazetesi Muhabiri Ertuğrul Cesur’un sorusu üzerine yaklaşık 100 kişilik grup muhabirimizin üzerine saldırarak linç etmeye kalkıştı.
Ertuğrul Cesur, “Sivas olaylarında ‘35 kişi’ yaşamını yitirdi dediniz. Ancak orada 37 kişi hayatını kaybetti” deyince Avukat Sarıhan, “Ama iki kişi eylemci” diye cevap verdi. Muhabirimiz, “O iki kişi ile ilgili kurşunlanarak öldürüldüğü bilgisi var. Olayın gerçekten aydınlatılması için onların katillerinin bulunması da gerekmez mi?” diye sordu. Muhabirimiz ayrıca Sivas olaylarında otelde hayatını kaybedenler arasında bir de “Carinna Cuanna” adlı Hollanda vatandaşı bir bayanın olduğunu hatırlatarak yıllarca süren dava sürecinde bu kadının o gün Sivas’ta ne iş yaptığı, neden orada bulunduğu konusunun neden gündeme gelmediğini sordu.
Avukat Sarıhan, “Bunları devlet araştırmalı” derken grup içinden çok sayıda kişi muhabirimizi yuhalayarak sözlü sataşmalara başladılar. Ardından grup içinden yaklaşık 50 kişi küfürler savurarak Ertuğrul Cesur’un üzerine yürüdü ve linç etmek istedi. Bu esnada polis araya girdi ve muhabirimizi olay yerinden uzaklaştırarak linç edilmekten kurtardı.