Yaşamın temel kaynağı olan su, hem ekosistemlerin devamlılığı hem de insanın varlığı için vazgeçilmezdir. Dünyanın üçte ikisi sularla kaplıdır; ancak, dünyadaki toplam suyun yaklaşık yüzde 97si tuzlu sudur. Tüm canlıların yaşam kaynağı olan tatlı suyun oranı yalnızca yüzde 3tür. Tatlı su kaynaklarının yüzde 70e yakını buz ve buzulların içinde hapsolmuşken, diğer yüzde 30luk kısmı yer altındadır.
Nehirler, göller gibi yüzeysel tatlı su kaynakları, dünyadaki toplam suyun yaklaşık binde üçünü oluşturur. Dünyadaki suyun tamamı beş litrelik bir şişeye konsa, bu şişede insan tarafından ulaşılabilir tatlı su miktarı yalnızca bir yemek kaşığına denk gelmektedir. Bu husus göstermektedir ki dünyamızdaki tatlı su kaynakları sınırlıdır.
Tabiatta bulunan canlıların yapısının büyük bir kısmını su meydana getirmektedir. Yetişkin bir insanda vücut ağırlığının ortalama olarak yüzde 77si sudur. Bir insan hiçbir şey yemeden uzun süre yaşayabildiği halde, su içmeden ancak birkaç gün yaşayabilir. İnsanda meydana gelebilecek yüzde 11 ve üzerindeki su kaybı yaşamı tehdit etmektedir.
Nüfus artışı, çarpık kentleşme, sektörler arası eşit olmayan su kullanımı ve yanlış tüketim alışkanlıkları hem su kaynaklarının azalmasına hem de kirlenmesine neden olmaktadır.
Elazığ Halk Sağlığı Müdürü Uzm. Doktor İbrahim Halil Akkuş, Su kaynaklarının verimli kullanılması, suyun israf edilmemesi ve böylece dünyada su dengesinin bozulmaması için elimizden gelen her gayreti göstermeliyiz diyerek dikkat etmemiz gerekenleri şu şekilde belirtti:
-İhtiyaçtan fazla ve gereksiz su kullanılmamalı,
-Arıza sebebiyle ortaya çıkan kaçaklar mutlaka tamir edilmeli bakımı yapılmalı,
-Halka açık alanlarda ve evlerde kullanılan musluklar mümkünse fotoselli veya basmalı /süreli akan olanlardan seçilmeli,
-Su tasarrufu sağlayan duş başlıkları kullanılmalı,
-Klozet rezervuarlarındaki su depolama ayarları yeterli olan en düşük seviyeye ayarlanmalı.
-Şebeke suyu ile bahçe sulama, halı, araç yıkama vb. işler yapılmamalı,
-Dişlerimizi fırçalarken ya da tıraş olurken musluklar açık bırakılmamalı,
-Sebze ve meyveleri akan suda yıkamak yerine tıkaçlı bir lavaboda ya da bir kâseye su doldurarak yıkamalı,
-Su sayacınıza bakarak su tüketmediğiniz bir anda, tesisatınızda sızıntı olup olmadığı kontrol edilmeli,
-Çamaşır ve bulaşık makineleri yalnızca tam doluyken çalıştırılmalı, (böylece, hem daha az enerji hem de daha az su ve deterjan tüketilmektedir.)
-Bulaşıkları elde yıkanırken musluklar kapalı tutulmalı,
-Bahçe düzenlemeleri yapılırken bakımı çok su gerektiren çim yerine susuzluğa dayanıklı ağaçların tercih edilmesi hem su tüketimini azaltacak hem de yeşil alan miktarını artıracaktır. (İLKHA)