İSTANBUL - Amerikanın başını çektiği koalisyonun (Suudi Arabistan, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün, Katar) Suriyede IŞİDe yönelik başlattığı saldırıların kapsamının daha şimdiden El Nusra, Ahraru-ş Şam, İslami Cephe ve sivillerin katledilmesine kadar genişlediği görünüyor. Suriye ve Irakta süren savaşla çıkmaza itilen bölge, şimdi de başka bir bataklığa sürülüyor. Şer güçlerce sürmesi istenen savaşın ilerleyen zaman içerisinde nelere mal olacağını şimdiden kestirmek zor. Gelişmeleri değerlendiren Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, önemli açıklamalarda bulundu.
Amerikanın başını çektiği koalisyonunun Suriyedeki bir kısım muhalefete yönelik saldırılarını değerlendiren Yapıcıoğlu, Amerikanın Suriyede şu veya bu gruba saldırması kesinlikle bir kere hayra alamet değil. Oradaki insanların karakaşı kara gözü için bunu yapmıyor. Bugün onun bahanesi IŞİD ya da yeni ismiyle İD (İslam Devleti) olabilir. IŞİDin yaptıkları ne kadar İslamidir, ne kadar doğrudur o ayrı bir mevzu, tartışma konusu. Ancak kesinlikle Amerika, kendisine zarar verebilecek nitelikteki İslami renklere düşmandır. Zaten ilk başlarda Esed rejiminin devrilmesi gerektiğini yüksek sesle dile getiren Batı, oradaki muhalefetin en azından bir kısmının İslami muhalefet olduğunu görünce Esed giderse bizim için daha tehlikeli bir süreç gelişebilir diye işi rölantiye aldı. Tarafların hiçbiri diğerine galebe çalmasın diye kim zayıf düştüyse belki ona destek verdiler. Veya kim güçlendiyse onlara olan desteklerini çektiler. Şu anda da Suriyeyi ve Irakı yeniden işgal etmenin provasını yaptılar, yapıyorlar. Maalesef orada grupların birbirine düşmesi de buna zemin hazırladı. Amerika gelip oraya çöreklenecek. Biz HÜDA PAR olarak hiçbir şekilde emperyalistlerin, Amerikanın, Avrupanın ve Rusyanın gelip orada İslam topraklarında şu veya bu gruba karşı askeri operasyon yapmasını doğru bulmuyoruz. Bunu kabul edilemez buluyoruz. diye konuştu.
Amerikan işgalinin Iraka yönelik yıkımına da değinen HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu, idam edilen Saddamın zalim bir diktatör olduğunu fakat Saddam rejiminin kırk yılda yapmadığını işgalcilerin iki yıl içerisinde yaparak iki milyon ölü, milyonlarca dul ve yetim bıraktığını ifade etti.
İşgal güçlerinin Irakın altını üstüne getirdiklerini belirten Yapıcıoğlu şöyle devam etti: Amerikanın geçmişi ortada ve gittiği her yerde de fitne tohumları bırakıyor ki, kendisi ayrıldıktan sonra yerel gruplar, etnik, dini ve mezhebi gruplar o fitneden dolayı birbirine iyice düşürülüyor. Amerika da şu imajı veriyor: Bakın ben yoksam siz kendi aranızda barışı sağlayamazsınız. O yüzden size ben lazımım, benim gelip başınızda durmam lazım Bunu maalesef İslam dünyasında birçok kişinin kafasına da yerleştirmiş durumdadır Amerika.
Türkiye, süreçle ilgili olarak Musuldaki 49 rehineyi gerekçe göstererek saldırı koalisyonuna imza atmamıştı ve bu bir başarı olarak görülmüştü. Ancak rehinelerin serbest kalmasıyla birlikte Türkiye de bu saldırı koalisyonunda yer alacağını açıkladı.
Yapıcıoğlu, bu ikilemin rehine krizi sürerken Başbakan Ahmet Davutoğlunun yaptığı açıklamanın satır aralarından okunabildiğine dikkat çekerek, Nitekim Amerikan Dışişleri Bakanı Kerrynin de bu yönde açıklamaları oldu. Ve Türkiyenin durumunu biz biliyoruz, hassasiyetlerini de paylaşıyoruz ve bu durumu anlayışla karşılıyoruz dedi. Yani özetle; evet, bu rehineler nedeniyle Türkiye bu koalisyona katılmamıştı. Aynı zamanda bunun mefhumu muhalifinden şu sonuç da çıkıyordu; eğer bu rehineler onların elinde olmasa veya serbest bırakılırsa bu koalisyona katılmamızda bir engel kalmayacak şeklinde bir okuma da yapmak pekâlâ mümkündür. Biz bu konuda yanılıyor olmayı ciddi bir şekilde temenni ederdik. Yani bunu bir bahane olarak keşke ileri sürüyor olsalardı. Rehinelerden sonra koalisyona katılmama gibi bir irade ortaya koyabilselerdi iyiydi. Fakat maalesef Türkiyenin bu koalisyona katılacağı yönündeki açıklamalar gerçekse bu gerçekten çok yanlıştır, yapılmaması gereken bir şeydir, yazık olmuştur. diye açıklamada bulundu. (Mehmet Özcan - İLKHA)