Birleşmiş Milletler, Kongo-Angola sınırı boyunca kaçak göçmenlerin topluca sınır dışı edildiği sırada 600den fazla kadının toplu tecavüze uğradığını açıkladı.
Kurbanların çoğu haftalarca terk edilmiş binalar içinde kilit altında tutulduklarını ve burada defalarca güvenlik güçlerinin tecavüzüne uğradıklarını söyledi. En az bir kadın iç kanamadan öldü.
Demokratik Kongo Cumhuriyetindeki Birleşmiş Milletler sözcüsü Maurizio Giuliano geçen cuma yaptığı açıklamada, kadınların Kongo-Angola sınırının hangi tarafında tecavüze uğradıklarının bilinmediğini, her iki ülkeye de acil soruşturma çağrısı yapıldığını açıkladı.
BMye göre, 600den fazla kadın eylül ve ekim ayında sınır boyunca birkaç bölgede tecevüze uğradı. Bu tecavüzlerin, 51 bin Angolalının Kongo tarafından sınır dışı edildiği sırada gerçekleştiği kaydediliyor.
Birleşmiş Milletler, geçen ay sınırda yaşanan tecavüzlerden ilk kez yerel yardım kuruluşları vasıtasıyla haberdar oldu. Ancak ilk raporlar, 30 kadar kadının tecavüze uğradığı yönündeydi. Kurbanlar, terk edilmiş binalarda kilit altında tutularak güvenlik güçlerinin tecavüzüne uğradıklarını, bırakıldıklarında Kongoya çırılçıplak yürüyerek geri dönmek zorunda kaldıklarını anlattı.
Giuliano, Bizi endişelendiren tecavüzün Kongonun bazı bölgelerinde salgın haline gelmiş olması. Bunun rutin hale gelmesinden korkuyoruz diye konuştu.
Geçen on yılda Kongoda çok sayıda isyancı grup ortaya çıktı ve köylere saldırarak kadınlara tecavüz ve işkence etti. Birleşmiş Milletlere göre, Kongo dünyada cinsel şiddetin en çok yaşandığı bölge. Uzun süredir ülkede bulunan uluslararası barış gücü askerlerinin varlığına rağmen bu olayların yaşanması ise BMye yönelik ciddi eleştirilere neden oluyor.
Birkaç ay önce 200den fazla kadının, kız ve erkek çocuğunun BM barış gücü askerlerine 19 kilometreden az mesafede bir köyde toplu tecavüze kurban gittiği haberleri gündeme bomba gibi düşmüştü.
Gazeteport