Geleneksel kültüre mensup insanlar için her şey, ilk örneğin tekrarından ibarettir. Dolayısıyla eski kültürlerde bugünkü anlamda tatil anlayışı yoktu; ancak hem tabiatla ilişkiler, hem de dinî telakkiler sebebiyle, zaman periyodik olarak kutsal günlere ayrılmıştı.
Çeşitli merasimleri ihtiva eden bu kutlama günleri yılın geneline dağıldığı gibi haftanın belli günlerinde de icra ediliyordu. Bu merasimler, günlük çalışma hayatının da durması anlamına geliyordu.
Asurlular, Sümerler, Samiler ve Bâbilliler hafta kavramını biliyorlardı ve kendileri için dinlenme günü belirlemişlerdi. Gelişmiş uygarlıklara has bir uygulama olan hafta tatili sanayi devrimi öncesi Yahudi-Hristiyan geleneğinde şekillendi ve modern anlamda hukukî hakları da içine alacak biçimde sanayi devrimiyle birlikte son şeklini aldı.