banner2

Şanlıurfa yine nüfus oranı bakımından, aday adayları itibariyle Türkiye rekoru kırdı. Sadece Ak Partiye başvuranların sayısı 650’yi geçmiştir. 550 milletvekilinin bulunduğu Türkiye’de iktidar partisine 6500 kişinin başvurmuş olması çok düşündürücü… Kuşkusuz bu partiye başvuruların çokluğu, her şeyden önce partinin bugüne kadar 9 seçim kazanmış olmasındandır. 13. Yılına girmiş bulunan iktidarın yıpranmış ve yorulmuş olması beklenirken, muhalefeti kıskandıracak düzeyde bir dinamizme sahip olması ve Muhalefetin gelecek açısından asla umut vermesi de başvurularda etkili olmuştur. İktidar Partisi açısından baktığımızda aday başvurularının çokluğu bir övünç vesilesidir elbette. Fakat adaylar açısından baktığımızda acaba şans kime gülecek? Bugün bu konuyu ele almak istedim.

Malum olduğu üzere bir parti, özellikle eğer iktidar partisi ise, üç türlü aday adayı arar ve öncelikle onları partisine kazandırmak ister. Birincisi, partinin politikası üzerinde etkili olacak ve her bakımdan kendisini yetiştirmiş elamanlardır. Bir tür teknokrat diyebileceğimiz 50-60 kişilik böyle bir gurubu, her parti bünyesine almak mecburiyetindedir. Partiler genellikle bu tür elemanları Ankara, İstanbul ve İzmir gibi metropol kentlerden aday gösterirler. İlerde Bakanlık yapabilecek ve TBMM’nin iç ve dış komisyonlarında yer olacak olan bu ekibin, iyi düzeyde bir tahsile, yabancı bir dile ve tecrübeye sahip olmaları gerekir. Çünkü bunlar iktidar partisi için vazgeçilmezdir. Bu yüzden parti genel merkezi bu gurubun peşine düşer ve onları mutlaka aday yapar.

İkinci grup aday adayı, Partinin, “Bu adam benim partimde aday olursa başkalarının da partimize teveccüh etmesine yol açar” dediği tanınmış kişilerdir. Bunlar ya medyada çok yer almış, şöhrete kavuşmuş, ya da bölgesinde çok iyi tanınan ve itibarı olan kimselerdir. İyi düzeyde tahsile sahip olan bu zatlar, bulundukları bölgelerde parti için rahatlıkla oy isteyebilecek olan insanlardır. Parti genel merkezleri, bu şahısları da partilerine kazandırmak için onlara teklif götürürler.

Üçüncü grup aday adayı toplu oy potansiyeline sahip olan aşiret ağaları veya şeyhlerdir. Deyim yerindeyse partiler tarafından birer oy deposu olarak görülen bu insanlar tahsilli olsun veya olmasın, özellikle doğu ve güneydoğu bölgelerinde partilerin gözdesi durumundadırlar. Bir şeyh düşünün; eğer onun bir tek sözüyle on binlerce insan hareket edebiliyor; hatta bir partiden diğerine transfer olabiliyorsa, parti genel merkezleri elbette ki, bu oyların peşine düşecektir. Bu durumu aşiret ağaları için de düşünebiliriz.

Dördüncü grup aday adayları da, “Belki ben de milletvekili olurum” diyen umutlu vatandaşlardır. İlk üç grubun yanında bunların aday olma şanslar nedir, onu sizin takdirinize havale ediyorum.

Baskı ve korkunun egemen olduğu bazı partiler için durum çok farklı. Özellikle o partiler, güçlü olduğu bölgelerde bile çok fazla aday adayına sahip değildirler. Çünkü bu partilerden milletvekili olmak isteyenler öyle kolayca müracaat edip aday adayı olamazlar. Adeta bir tayin makanizması söz konudur buralarda.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.