banner2


    Önceki yazımın bir yerinde “Urfa, Türkiye’nin en büyük ve en önemli illerinden biri. Değerlendirilmesi gereken çok büyük bir potansiyeli ve çözülmesi gereken devasa sorunları var.” demiştim.
    Bu yazımda Urfa’nın sahip olduğu büyük potansiyeli özetlemeye çalışacağım.
Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi tarafından bastırılıp ilimizde görev yapan bütün öğretmenlere dağıtılan “Geleceği İnşa” adlı kitabımın “Özel Bir Şehir” başlıklı bölümünü aynen alıyorum:
    “Ur, Urha, Edessa, Ruha, Urfa, Şanlıurfa.
    Dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri. Göbeklitepe bulguları ile tarihi şimdilik 11.500 yıl öncesine kadar ulaşıyor. Dini rivayetlere göre Nuh Tufanından sonra kurulan birkaç şehirden biri. Tarihin sıfır noktası ya da tarihin başladığı şehir.
    Başta Hz. İbrahim ve Hz. Eyyup olmak üzere birçok peygamber ya burada doğmuş, ya bir süre burada yaşamış ya da çeşitli hatıralar bırakmış. Bu yüzden bir adı da Peygamberler şehri.
    Tarih boyunca pek çok medeniyete beşiklik etmiş. Pek çok devlet kurulmuş, pek çok kavim gelmiş, geçmiş, iz bırakmış. Bugün bile bu izler o kadar çok ki bir adı da “Müze Şehir” Son yıllarda arka arkaya yapılan çok sayıda müze ile aynı zamanda “Müzeler Şehri”.


Başta Halilürrahman(Balıklı Göl), Göbeklitepe, Harran, Halfeti, Hz. İbrahim Makamı, Hz. Eyyup Makamı olmak üzere tarihi ve dini açıdan sahip olduğu nice zenginliklerle büyük bir turizm şehri.
    Etnik, dini, kültürel birçok farklı unsurun bir arada barış içinde yaşadığı örnek bir şehir.
    Konuşulan dilleri, renkli kıyafetleri, zengin mutfağı, gelişmiş müziği, canlılığını sürdüren gelenek ve görenekleri ile herkesin görmek istediği, görenin bir daha unutamadığı şehir.
    Geniş ovaları, bol güneşi ve barajları ile sadece ülkemizin değil, bölgemizin de gıda ihtiyacını büyük ölçüde karşılayabilecek potansiyele sahip büyük bir tarım şehri.
    Endemik bitkileri, başta kelaynak ve ceylan olmak üzere bir kısmı nesli tükenmekle karşı karşıya olduğu için koruma altına alınan zengin hayvan türleri ile doğallığını büyük ölçüde koruyan ve büyük bir bölümü doğal bir park olmayı hak eden şehir.
    Tarihi İpek Yolu üzerinde, ülkemizin doğu ve batısını birbirine bağlayan ve Ortadoğu’nun merkezinde bir ticaret şehri.
    Bütün bu özellikleri dolayısıyla eğer değerlendirilirse müstakbel bir sanayi şehri.
    Ve ülkemizin en genç nüfusuna sahip şehri.
    Bütün bu ve daha başka güzellikleri ile gerçekten çok özel bir şehir.
Peki, bütün bu büyük potansiyele rağmen hak ettiği yerde mi?
Maalesef.
Sebep, eğitim-öğretim.
Çözüm de eğitim-öğretimden geçiyor.”
Evet, Urfa’nın sahip olduğu bu büyük potansiyelin değerlendirilmesi uzun vadede eğitim öğretimle mümkün.
Ama bu potansiyeli harekete geçirmek için, başta mülki ve mahalli yöneticiler olmak üzere herkese iş düşüyor.
Bu konuda tabii ki siyasilerin, özellikle Urfa’yı ve Urfalıyı temsil etmek üzere seçilen/seçilecek olanmilletvekillerinin de büyük bir sorumluluğu var. Çünkü bu iş sadece Urfa’dan, Urfa’nın imkanları ile mümkün olmaz; devletin ve hükümetin mutlak desteği gerekiyor. Bu desteği sağlayacak ve yerli yerinde harcanmasını sağlayacak/denetleyecek olanlar/olması gerekenler de onlar.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.