banner2
Öne Çıkanlar Urfa Urfa Haberleri Türkiye Viranşehir Eyyübiye

Serhat Akın'dan Şanlıurfaspor Yönetimine taş

Karlsruher...Fenerbahçe... Anderlecht... FC Köln... Anderlecht.. Kocaeli... Konya,Turgutlu... Şanlıurfa... Ve son olarak Altay...

Kolay değil... 31 yaşında irili- ufaklı dokuz kulüpte forma giydi. Almanya’da doğdu, 10 yaşında Karlsruher takımın alt yapısında eğitim aldı, 2000’de ‘çocukluk aşkı’, Fenerbahçe’ye transfer oldu. Beş yıl hırsıyla, çabukluğuyla, gücüyle, gözü karalığıyla, rakip savunmaların baş belası oldu. Öyle güçlüydü ki, onu durdurmak, her baba yiğidin hakkı değildi.

Fenerbahçe’de 3 şampiyonluk yaşadı, Sarı-lacivertli formayı 154 kez giydi, ve 49 gol attı.  22 kez Ay - Yıldızlı formayı taşıdı, dört gol attı.

İşte Kadıköy Boğa’sının kısa öyküsü... Hırslıydı, onu yedek oturtmak, teknik adamlar için zordu. Bu yüzden adı ‘kavgacıya’ çıkmıştı, oynadığı her takımda en çok teknik direktörlerle dalaştı. Nitekim, bu kadar çok takımda oynamasının temelinde de bu faktör yatıyordu, biz böyle biliyorduk.
“Hayır kavgacı değilim. Hırslı oluşum, oynama arzusu, beni kavgacı pozisyonuna getiriyordu” diyor ve ardından hemen ekliyor Serhat Akın: “Her güzelin bir kusuru vardır, bu da benim kusurum olsun razıyım”.
Altay’a kardeşi Serkan ile birlikte aynı gün, aynı saatte imza attı Kadıköy Boğası... Biz de apar - topar İzmir’in yolunu tuttuk, Serhat Akın ve kardeşi Serkan’ı biraraya getirdik.

Tek başına transfer
Altay Tesisleri’nin karşısında bulunan  kahveye oturuyoruz Serhat ’la... 19 yaşında Karlsruher’den, Fenerbahçe’ye transfer olduğu günü anımsatıyoruz Serhat’a... Dalıyor, masadan kopuyor, uzaklara gidiyor:

“Öyle menacer falan yoktu yanımda... Babam ve annem bile gelmedi. Tek başımaydım. Düşünün 30 milyon taraftarı olan Türkiye’nin en büyük takımına geliyorsun. Üstüne üstlük çocukluk aşkıma kavuşuyorum. Ve 19 yaşındayım, yol bilmem, iz bilmem. Beş sene top oynadım Fenerbahçe’de.. Böylesi büyük ekipte top oynamak mangal gibi yürek ister. Ayrılma nedenim biraz farklı. Çünkü Fenerbahçe’de ofansif ağırlıklı çok oyuncu vardı. Örnek Semih...  Ben öyle gelip, bir iki sene Semih kardeşim lütfen yanlış anlamasın, yedek kalacak oyuncu değilim. Kenarda duramam, iyiysem, hazırsam, sahada olmalıyım. Bu takım Barcelona olsa farketmez. Taktik gereğidir, bir-iki maç olur, ama bir yıl olmaz. 22-23 yaşındasınız en verimli çağdasınız ve yedek oturtuluyorsunuz.  Bana uymaz. Bu yüzden Anderlecht’e gittim”.

Belçika Ligi’ni anımsatıyoruz. Orada da sıkıntılar yaşadığını biliyoruz. Türkiye’de Fenerbahçe-Galatasaray varsa, orada da Anderlecht-Brugge rekabeti var. Anderlecht, Şampiyonlar Ligi’ne gidişini onun attığı gollere borçlu. Belçika’da bir maçta karın kasları koptu, bu onun dünyasına kâbus gibi çöktü. Sakatlık onu iki yıl geriye götürdü.

Sakatlıktan sonra futbolu bırakmayı çok düşündü Serhat Akın:

“Evliyim, dört çocuğum var, onlardan ayrı kalmak beni üzüyordu. Bir de bu sakatlık olunca, futbolu bırakıp, ailemin yanına dönmeyi düşündüm. Olmadı, mücadele ettim, sakatlığımla boğuştum, futbola olan sevgim ağır basmıştı, çünkü bu oyunu severek oynuyorum, keyif alıyorum”
Ona kibar bir dille, gittiği her takımda teknik adamlarla geçimsizliğini anımsatıyoruz. Serhat Akın, öyle içten pazarlıklı, ya da politik konuşan bir tip değil... Saha içindeki cesaretini, hem kalbine, hem de diline taşımış. Yalan- dolana sığınmıyor, bu eleştirileri doğruluyor:
“31 yaşındayım çok takıma gittim. Hocalarla tartıştığım doğrudur, ters düştük, ama asla öyle dışardan göründüğü gibi kavgacı değilim. Hocalardan yana çok sıkıntı çektim. Fenerbahçe’de oynamış olmak, en büyük handikapımdı. Bir takıma transfer oluyorum, ‘Ya bu Fenerbahçe de oynadı, çok havalı, onun havasını söndürelim’ düşünceleri öne çıkıyor. Fenerbahçe de böyle tablolar yaşamadım”

 

Serhat gidiş - gelişleri bir kelimeyle özetliyor:“Huzur ağabey huzur... Huzurun yoksa, orada milyonlar kazanmışsın neye yarar ki ? Şanlıurfaspor’a transfer oldum, inanın bir kuruş para sorunu yaşamadım. Otelin lobisinde saatlerce beni beklettiler, niye Fenerbahçeli Serhat Akın olduğum için. Odam bile hazır değildi. Paranızı tıkır - tıkır alabilirsiniz, ama ufak - tefek  gözüken detaylar benim penceremden çok önemli. Hiç kimseye ne ukalalık yaptım, ne de tepeden baktım. Detaylara takılı kaldığım anda, kendimi mutsuz hissediyorum, futbola kafamı veremiyorum. Yoksa  ikinci ligmiş, üçüncü ligmiş farketmez”.
Anderlecht’e de  hocayla çok takışmışlar:
“Evet, doğru... Anderlecht’te çok iyi üç sene geçirdim, sakatlanmama karşın... Hocayla çok tartıştım, ama iyi olduğum için beni oynatmak zorunda kalıyordu. Brugge ile oynuyoruz, iki gol atmışım, devamı gelecek, hoca oyundan alıyor. Neymiş taktikmiş. Bu nasıl bir mantıktır?”

Bu çıkışlarını temelinde aşırı hırslı oluşunun yattığını da vurgulayan

Serhat Akın, “Tabi ki hiçbir hoca, hiçbir futbolcusunun kötü olmasını istemez. Bunu biliyorum. Beni oyundan almasının nedeni beni aşağı çekmek, olgunlaşmamı sağlamak, ama o yaşta bu hırsla, onu anlamak çok zor. Şimdi hocaları daha iyi anlayabiliyorum, ama hırsıma engel olamıyorum” diyor.

İsim babası Yusuf Dursun

Kadıköy Boğası’nın İsim babası değerli meslektaşımız, yılların tecrübesi Yusuf Dursun... Fenerbahçe’de zirve yaptığı sıralarda, tecrübeli objektif Yusuf Dursun, Serhat Akın’a, Kadıköy’de bulunan boğa heykeli önünde fotoğraf teklifi getirdi, o da kabul etti. Serhat Akın, ilk boğa taklitini de İzmir’de Fenerbahçe - Gençlerbirliği maçında yaptı.’Yusuf ağabeyi seviyordum, kıramazdım, Kadıköy’deki boğa heykelinin önünde fotoğraf çekmek istedi, çektirdim. Yusuf ağabey, ‘İzmir’de oynar ve gol atarsan, lütfen bana doğru gel ve boğa takliti yap’diye rica etti. Ne var ki, yedektim ve Daum’a kızgındım. Atatürk Stadı’nda tribünlerinde sanırım 60 bin Fenerli vardı. Daum baktı skor değişmiyor, oyuna sonradan girdim.Yusuf Şimşek ağabeyim öyle bir ara pası attı ki,  bana da golü atmak kaldı. Bu golden sonra ilk boğa işaretimi yaptım”.

ANILAR

‘O günü ASLA unutamam’

“Galatasaray ile Olimpiyat Stadı’nda kupa finali oynadık. Galatasaray’a 5-1 yenildik, buna karşın maçın adamı seçildim. Başkan Aziz Yıldırım soyunma odasına geldi, beni öptü ve ‘ Sen gerçek Fenerlisin’ dedi. O anı, o günü hiç unutamam. Zaten Anderlecht’e transferim de bu maçtan sonra gerçekleşti”

‘ÜÇ SAAT KOŞTUK’

“2002’de Şenol hoca ile İlhan Mansız tartışmışlar, oynamak istiyor, hoca oynatmıyor. Bir gece kapım çaldı, İlhan. Elinde bavulu, ‘Gidiyoruz’ dedi. Ne olduğunu anlamadım. ‘Nereye gidiyoruz’ dedim, ‘Koşmaya’ demez mi?  Seul’de 3 saat koştuk, yolumuzu kaybettik. Oteli zar  zor bulduk. Gece çıkmak yasak, güvenliğin haberi yok, ortalık karıştı”.

HOCALAR

‘MOTİVASYON USTASI’

“Fatih Terim motivasyon ustası.. Yedek kalan oyuncuyu maça konsantre etmek zor iştir.Öyle konuşmalar yapıyordu ki, anlatamam. İnsanın tüyleri diken diken oluyor, yedek misin, on birde misin, anlaman imkansız. Bir an önce sahaya girip, rakibi boğmak istiyorduk.”.

‘BABACAN DENİZLİ’

“Mustafa Denizli hocamızın özellikleri de farklıydı. Futbolcularla diyalogları, babacan tavırları... Kötü oynasa da oyuncusuna toz kondurmaz. Konuşmalarıyla hep rahatlatıyor. İşin özeti, futbolcu rahat olursa, başarının geleceğini çok iyi biliyor”.

‘GÜNEŞ RESMİ’

“Şenol Güneş hocanın en büyük özelliği resmi oluşuydu. Profesyonelliğe sıkı sıkıya bağlı. Analizlerle uğraşıyor, bildiği yoldan gidiyor. Beni Dünya Kupası kadrosuna aldı, ama hiç oynatmadı. Hiç kırılmadım. Mansız gol kralı olmuş, ben de ikinci. Ancak sona doğru da gönlümü aldı”

Fener’de sorun var

“Hiçbir hocanın şu dönemde Alex’i yedek bırakmaması gerekir. Yaşlanmış olabilir, o zaman yollarınızı ayıracaksınız.  Fenerbahçe şampiyon olamaz dedikleri dönemde Alex bir çıkıyor ortaya, takımı şampiyonluğa taşıyor. Kuyt boğuşan bir oyuncu, giriyor, çıkıyor, onu kim besleyecek? Tabi ki Alex, o da yedekte. Nasıl olacak?”

“Mesela Aykut hocanın belirgin hatası var, bunlar yazıldı. Emre Belözoğlu müthiş oyuncu ve gönderildi. Hoca ile arasında itişme-kakışma yaşanmış, bu olaydan sonra Emre 6 ay futbol oynadı Fenerbahçe’de... Emre gidiyor, Aykut hoca açıklamalar yapıyor. Emre hata yapmışsa, adama sormazlar mı, niye kadro dışı bırakmadın, altı ay oynattın diye”

Baba Sedat ile tanıştık... Gençlik yıllarını Kadıköy Hasanpaşa’da geçmiş. Aile boyu Fenerbahçeliler... İki oğluna sarılıp, “Türkiye’ye aslan gibi iki evlat yetiştirdim. Kötü alışkanlıkları yok, dürüstler, oynadıkları takımların başarısı için savaşıyorlar. Ne kadar gurur duysam azdır” diyor.

MİLLİYET

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.