28 Şubat sürecinin tarihi MGK toplantısında yaşananlar yıllar sonra gün yüzüne çıktı. Erbakan Hocanın MGK toplantısında nasıl direndiği ve baskılara rağmen MGK bildirisine imza atmadığı açıklanan tutanaklarla resmen teyit edilmiş oldu. Sürecin şahitlerinden Ali Bulaç, 28 Şubat sürecinde tanık olduğu ve şuana kadar hiç paylaşmadığı önemli bilgileri Millî Gazeteye anlattı.
28 Şubat sürecinde yaşanan 9 saatlik MGK toplantısında konuşulanlar gün yüzüne çıkmaya başladı. Çıkan tutanaklarda Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocanın yıllardır iftira atanlara inat nasıl dik durduğunu ispatladı. MGK kararlarının altında imzasının olduğunu iddia edenlere ise bu bilgiler tokat niteliğinde oldu. Sürecin tanıklarından Yazar Ali Bulaç, o dönemde şahit olduğu olayları ilk kez Milli Gazeteye anlattı.
Cemaatin Okullarının Kapanmasına Erbakan Hoca Engel Oldu
Kamuoyunca yıllardır yanlış bilinen bir bilginin gerçekte ne olduğunu Millî Gazete aracılığıyla açıklayan Bulaç, Gülenin okullarını Demirel kapatmaya çalışırken Erbakan Hoca engel oldu dedi. Bulaç, Vefatından birkaç ay önce kendisini Ankarada ziyaret ettiğimde, konuşulanlara Sayın Ertan Yülek şahittir, iki sene önce TV Nette kendisiyle katıldığımız programda konuşulanları teyit etti- Erbakan Hoca 28 Şubat MGK toplantısında Fethullah Gülen Hocaefendinin okullarının kapatılması konusunun gündeme geldiğini, Demirelin bu fikre destek çıktığını, fakat kendisinin Bu okullar Milli Eğitim Bakanlığının denetimi altında, münferit suç teşkil eden vakalar varsa bu vakanın araştırılması gerekir, okulların kapatılmasını gerektirmez diye konuyu gündemden çıkarttığını söyledi. Maalesef hakikat tersyüz edilerek yansıtıldı, sanki Erbakan Hoca okulları kapatmak istemiş veya kapatılma teklifini onaylamış da Demirel mani olmuş. Gerçek tam aksinedir. Bugün bu bilgiyi kamuoyuyla paylaşmayı borç bilirim şeklinde konuştu.
Bugün hayli yüksek makamda bulunan bir zat, gece saat 2de beni kenara çekti...
Hocayla Konuş İmzalasın Dedi Ama Hoca İmzalamadı
28 Şubat sürecini çok iyi bilen yazarlardan biri olan Ali Bulaç şunları söyledi: 28 Şubat sürecini çok iyi yaşamış, yakından takip etmiş biriyim. O günlerde Erbakan Hoca bizi Ankaraya davet etmişti. Süreç hakkında bilgilendirdi. Bugün hayli yüksek makamda bulunan bir zat, gece saat 2de beni kenara çekti ve Erbakan Hocayı ikna edin. Yine, bildiğini okuyor. Çok tehlikeli bir süreç bu, hepimize felaket getirecek.
Bu etkili zatın istediği, Erbakan Hocanın MGK toplantısında alınacak kararlara direnmemesi, askerlerle diyalog içinde olması ve hatta ne istiyorlarsa yerine getirmesiydi. Ben toplantıda bu zatın taleplerini dile getirdim, Erbakan Hoca, MGKnın hazırladığı paketin asla kabul edilmeyeceğini, ancak fazla gürültü-patırtı çıkarmadan, Türkiyeyi tehlikelerin içine atmadan bu badireyi atlatmaya çalışacağını söyledi. Bu, Erbakan Hocanın, 28 Şubat kararlarını paşa paşa imzaladı yolunda yerleşmiş bir kanaatin tamamen yanlış olduğunu gösterir, bu yanlış olaya tanıklık etmiş biri olarak tashih etmeyi görev biliyorum. Bugün ortaya çıkan MGK tutanakları Erbakan Hocanın o günkü şartları son noktasına kadar zorlayarak direndiğinin apaçık ispatı.
İzlediği Yolun Ne Kadar Doğru Olduğunu Şimdi Daha İyi Anlıyoruz
Erbakan Hocanın o dönemlerde izlediği yolun ne kadar doğru olduğunu şimdi daha iyi anlıyoruzdiyen Bulaç, Erbakan Hoca, hiçbir zaman korkmadı, salt iktidarı muhafaza etme düşüncesiyle de MGKnın skandal kararlarını imzalamadı. O, askerleri ikna edebileceğini, imzalasa bile tatbikatta empoze edilen hüküm ve kararları etkisiz hale getireceğini düşünüyordu. Erbakan Hocanın o süreçte oynadığı rolün ne kadar doğru olduğunu son on yılın siyasi tecrübesi açıkça göstermektedir. O isteseydi milyonları sokağa dökebilirdi. Partisinin 4 milyon 100 bin kayıtlı üyesi vardı, 6 milyonun üzerinde oy almıştı. Ucuz ve yanlış yola sapmadı, Türkiye İslamcılarının araziye aşina olan geleneksel yöntemini takip etti ve o tarihî konuşmasını yapıp şunları söyledi: Bu olay (28 Şubat) bizim yolumuzda bir virgül hükmündedir. Kimin canı sıkılıyorsa, kim bağırıp çağırmak, rahatlamak istiyorsa ormana gitsin bağırsın dedi.
MGKnın Hazırladığı Paket Asla Kabul Edilmedi
28 Şubat sürecinde Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocanın yakınında bulunan ve süreci çok iyi bilen yazarlardan biri olan Ali Bulaç şunları söyledi: 28 Şubat sürecini çok iyi yaşamış, yakından takip etmiş biriyim. O günlerde Erbakan Hoca bizi Ankaraya davet etmişti. Süreç hakkında bilgilendirdi. Bugün hayli yüksek makamda bulunan bir zat, gece saat 2de beni kenara çekti ve Erbakan Hocayı ikna edin. Yine, bildiğini okuyor. Çok tehlikeli bir süreç bu, hepimize felaket getirecek dedi. Bu zatın istediği, Erbakan Hocanın MGK toplantısında alınacak kararlara direnmemesi, askerlerle diyalog içinde olması ve hatta ne istiyorlarsa yerine getirmesiydi. Ben toplantıda bu zatın taleplerini dile getirdim, Erbakan Hoca, MGKnın hazırladığı paketin asla kabul edilmeyeceğini, ancak fazla gürültü-patırtı çıkarmadan, Türkiyeyi tehlikelerin içine atmadan bu badireyi atlatmaya çalışacağını söyledi. Bu, Erbakan Hocanın, 28 Şubat kararlarını paşa paşa imzaladı yolunda yerleşmiş bir kanaatin tamamen yanlış olduğunu gösterir, bu yanlış olaya tanıklık etmiş biri olarak tashih etmeyi görev biliyorum. Bugün ortaya çıkan MGK tutanakları Erbakan Hocanın o günkü şartları son noktasına kadar zorlayarak direndiğinin apaçık ispatı.
İsteseydi Milyonları Sokağa Dökebilirdi
Erbakan Hocanın o dönemlerde izlediği yolun ne kadar doğru olduğunu şimdi daha iyi anlıyoruz diyen Bulaç, Erbakan Hoca, hiçbir zaman korkmadı, salt iktidarı muhafaza etme düşüncesiyle de MGKnın skandal kararlarını imzalamadı. O, askerleri ikna edebileceğini, imzalasa bile tatbikatta empoze edilen hüküm ve kararları etkisiz hale getireceğini düşünüyordu. Erbakan Hocanın o süreçte oynadığı rolün ne kadar doğru olduğunu son on yılın siyasi tecrübesi açıkça göstermektedir. O isteseydi milyonları sokağa dökebilirdi. Partisinin 4 milyon 100 bin kayıtlı üyesi vardı, 6 milyonun üzerinde oy almıştı. Ucuz ve yanlış yola sapmadı, Türkiye İslamcılarının araziye aşina olan geleneksel yöntemini takip etti ve o tarihî konuşmasını yapıp şunları söyledi: Bu olay (28 Şubat) bizim yolumuzda bir virgül hükmündedir. Kimin canı sıkılıyorsa, kim bağırıp çağırmak, rahatlamak istiyorsa ormana gitsin bağırsın dedi.
İdeallerinden Şüphe Etmedi
Güç ve yetki sahibi olduğu her durumda Müslümanların çıkarını gözetti diyen Bulaç sözlerine şöyle devam etti:Sonraki siyasi olaylar Erbakan Hocanın o günkü isabetli teşhis ve hatt-ı hareketinin doğruluğunu açıkça ortaya koymuş bulunmaktadır. Düşünce ve ideallerinde kararlı bir liderdi. Hiçbir zaman asli ideallerinden şüphe etmedi. O, sosyal ve siyasal hayatın tanziminde kendi içten bağlı olduğu referans çerçevesinin ve ihtiva ettiği hükümlerin tayin edici gücüne iman derecesinde bağlı kaldı. Güç ve yetki sahibi olduğu her durumda Müslümanların çıkarını gözetti.
Cemaatin Okullarının Kapanmasına Erbakan Engel Oldu
Kamuoyunca yıllardır yanlış bilinen bir bilginin gerçekte ne olduğunu Milli Gazete aracılığıyla açıklayan Bulaç, "Gülenin okullarını Demirel kapatmaya çalışırken Erbakan Hoca engel oldu dedi. Bulaç, Vefatından birkaç ay önce kendisini Ankarada ziyaret ettiğimde konuşulanlara Sayın Ertan Yülek şahittir, iki sene önce TV Nette kendisiyle katıldığımız programda konuşulanları teyit etti- Erbakan Hoca 28 Şubat MGK toplantısında Fetullah Gülen Hocaefendinin okullarının kapatılması konusunun gündeme geldiğini, Demirelin bu fikre destek çıktığını, fakat kendisinin Bu okullar Milli Eğitim Bakanlığının denetimi altında, münferit suç teşkil eden vakalar varsa bu vakanın araştırılması gerekir, okulların kapatılmasını gerektirmez diye konuyu gündemden çıkarttığını söyledi. Maalesef hakikat tersyüz edilerek yansıtıldı, sanki Erbakan Hoca okulları kapatmak istemiş veya kapatılma teklifini onaylamış da Demirel mani olmuş. Gerçek tam aksinedir. Bugün bu bilgiyi kamuoyuyla paylaşmayı borç bilirim şeklinde konuştu.
Mustafa Kılıç / MİLLİGAZETE