Faruk Koyuncu tüm Urfalıların anlatmak, haykırmak istediklerini yaptığı basın açıklamasında dile getirdi.
İlginç saptamalar yapan Faruk Koyuncu, Urfalının aklından ve kalbinden geçenleri aklından ve kalbinden geçiremeyenlerin Urfa’ya hizmet edemeyeceğini söyleyerek şunları belirtti; “Genç ve dinamik nüfusu, coğrafi yüzölçümü, ekilebilir tarımsal alanları, turizm potansiyeli, iklimi, gelenekleri ve kültürü, Suriye ile sınır kapısının olması, mutfağının zenginliği, Hak dinlerin ve çok tanrılı dinlerin önemli merkezlerinden biri olması sebebi ile Şanlıurfa gerek eğitimdeki, gerek sağlıktaki, gerek sanayideki ve gerek diğer bütün alanlardaki bugün bulunduğu konumu hak etmemektedir. Çok daha ileri noktada olması gerekmektedir.
Siyasetin ve siyasetçinin lider, önder ve yolgösterici olduğunu hep savunduk.
Hedef olarak fantazileri, uçuk kaçık projeleri önünüze koymadık. Var olan potansiyelimizi, var olan enerjimizi doğru kanalize ettiğimiz zaman aşamayacağımız problem, halledemeyeceğimiz sorun kalmayacağını hep ifade ettik.
Şanlıurfa olarak birlikte hareket edip kendi dinamizmimizi, kendi koordine kuvvetimizi ortaya çıkarabileceğimize inanıyorum. Sivil toplum örgütlerimiz, kanaat önderlerimiz, medyamız, Üniversitemiz, teşkilatımız ve sanayicilerimizle birlik olup, temel sorunlarımızı saptayıp hep birlikte tüm sorunların üstesinden gelebiliriz.
Bu birlikteliğin ve koordinasyonun sağlanabilmesi için siyaset kurumuna ve politikacılara çok önemli görevler düşmektedir.
Bize göre Siyasetçi erişilebilir olmalıdır, düzenli aralıklarla Şanlıurfa’da bulunmalı ve kendisine iletilen Şanlıurfa sorunlarının çözümü noktasında neler yaptığı, neleri yapmaya çalıştığı hakkında halka ve sivil toplum kuruluşlarına bilgi vermesi gereklidir. Kısacası Şanlıurfa ile içiçe olmalıdır. Biz bu noktada verdiğimiz sözün arkasında duracağız.
Urfalı bu seçimin bir milad olması gerektiğini ve hiçbir şeyin artık eskisi gibi olmaması gerektiğini düşünmektedir.
Urfalı bu seçimde; komplekse kapılmadan, artık bizi bakan kesmez diyor ve 2023 'ün Başbakanını ve Cumhurbaşkanını seçmek için sandığa gitmek istiyor.
Urfalı bu seçimde; Mecliste sandalyelerinde oturan vekiller değil meclis kürsüsünde dertlerine derman olacak reçeteleri haykıran vekilleri seçmek için sandığa gidiyor.
Urfalı bu seçimde; elinde kağıt ne diyeceğini bilemeyen matbuat bülbüllerini değil, ciğerden konuşan gönül erlerini seçmek için sandığa gidiyor.
Urfalı bu seçimde, önüne dünya haritası serildiğinde kaldırın bu haritayı ufkumu daraltıyor diyen Yavuz Sultan Selim Ufkunda ufukları seçmek için sandığa gidiyor.
Urfalı bu seçimde; Dicle kenarında kurda kaptırdığı koyunun hesabını sorabileceği halife Ömer mes'ulliyetine sahip vekilleri seçmek için sandığa gidiyor.
Urfalı bu seçimde; Malını, canını, namusunu, ikbalini ve umutlarını emanet edebileceği, emin vekiller seçmek için sandığa gidiyor.
Urfalı bu seçimde: Fildişi kulelerin sahiplerini değil, kerpiç duvarlı evlerin tozunu toprağını üzerinde taşıyan vekilleri seçmek için sandığa gidiyor.
Urfalı bu seçimde; Millete tepeden bakan, kuşbakışlı toplum mühendislerini değil, milletle omuz hizasında olan başları seçmek için sandığa gidiyor.
Urfalı bu seçimde:Milletin mukadderatını sinesinde hisseden sineleri seçmek için sandığa gidiyor.
Urfalı bu seçimde; Fıratın serin sularında abdest almış, Harranın kızgın kumlarında secdeye varmış, Karacadağın doruklarında kar suyu ile iftar etmiş, Balıklıgöl de balıkları yemlemiş ve memleketinin her taşında ayak izi olan vekilleri seçmek için sandığa gidiyor.
Urfalı bu seçimde; Allahtan korkan, kuldan utanan, mektep medrese görmüş, ilim ve irfandan nasibini almış, okuduğunu anlayan, anladığını anlatabilen vekilleri seçmek için sandığa gidiyor.
Urfalı bu seçimde; ancak Okeye dördüncü arandığında çağrılan vekilleri değil, bizzat oyunu kuracak olan vekilleri seçmek için sandığa gidiyor.
Urfalı bu seçimde; Ofsayt bayrağını görmekten bıktığı için ve bir daha hizmette ofsayta düşmemek için sandığa gidiyor.
Vel hasıl-ı kelam; Urfalı önümüzdeki yılları da ıskalamamak için sandığa gidiyor.
Tüm bu duygu ve düşünceleri paylaştığımı her yerde ifade ediyorum.
İslamın müthiş düsturlarından biri şöyle der: “Bir yanlışlık, bir eksiklik veya bir hata gördüğünüzdede önce elinizle düzeltmeye çalışın, elinizle düzelmiyorsa dilinizle düzeltmeye çalışın ve yine düzelmiyorsa kalbinizle düzelmesini isteyin ve baktınız ki yine olmuyor buğz edin.”
Buğz etmek en zayıf reaksiyon şeklidir. El ile düzeltmeye çalışmak ise en aksiyonel tepkidir. Biz de memleketimizin problemlerini ve eksikliklerini düzeltmek için birinci yola talip olduk yani elimizle düzeltmeye. Bunun için siyaset yapıyoruz.
Hep şuna inandık; “Himmeti milleti olanın gücü milleti kadardır, himmeti kendi olanın ise kuvveti kendi kadardır.” Biz gücümüzü milletimizden alıyoruz. Akraba, aşiret siyaseti yapmıyoruz. Bu nedenle Urfaya ve Urfalıya hizmet için yola çıktığımızda önümüzde engel kalacağına inanmıyoruz” dedi.
