İşte o açıklma; Vanda yaşanan 7.2 şiddetindeki deprem sonrası Şanlıurfa Barosu tarafından ilk etapta hemen 400 Ad battaniye satın alınarak Vana gönderilmişti.
Depremin üzerinden geçen yaklaşık bir haftalık sürede temel ihtiyaçlarla ilgili Ülke genelindeki kampanyalarda kaydedilen ilerlemeyi göz önüne alan Şanlıurfa Barosu, baroya kayıtlı avukatların bağışladığı yardımları çocuklara adamaya karar vermiştir. Bu doğrultuda yaklaşan Kurban Bayramını da dikkate alan Şanlıurfa Barosu bu bayramı buruk geçirecek olan 1000 Çocuğa giyim yardımı yapılabilmesi için İstanbuldan bir tekstil firmasından satın alınarak temin edilen çocuk kıyafetlerini kargoya vererek Vana göndermiştir.
Şanlıurfa Barosu olarak depremlerden bir takım dersler çıkarmamız gerektiğini düşünüyoruz. Konu bir uzmanlık alanı olmakla birlikte; deprem ve sonrasında yaşanan acı tablonun iyi okunması, yapı denetimlerinin çok daha katı ve caydırıcı cezalarla desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Yapı denetim işinin tek bir özel firmayla yapılması yerine, kamu kurumları tarafından da ani çapraz denetimler yapılmasını, yapı denetim firmalarının daha sıkı bir şekilde denetlenmesini, müteahhitlik işinin üst düzeyde bilinç ve farkındalık gerektirdiği dikkate alınarak, bu kurumun uluslararası alanda kabul gören standartlara bağlanmasını istiyoruz. Parası olan herkesin bina diktiği günlerin artık geride bırakılması gerektiğini, kısaca vatandaşın can ve mal güvenliği için yapı sektörünün tüm bileşenleriyle yeniden makro ve mikro düzeyde gözden geçirilmesini talep ediyoruz.
Bir şehrin çadırlarda yaşamasının imkânsızlığının görüldüğünü dikkate alarak depremde herkesin planlı bir şekilde doğrudan gideceği yeri bilebileceği, adres ve kimlik bilgisine sahip olması ve bunun için bir planlama ve eğitim çalışmasının yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Hangi binanın denetimimin kim tarafından yapıldığı ve sağlamlık durumunu gösteren veri tabanlarının acilen oluşturulması gerekir. Bu kapsamda sığınılacak sağlam spor salonları, hastaneler gibi afet sığınma yerlerinin her mahallede bir an önce hayata geçirilmesini talep ediyoruz. Fakat üzülerek belirtmeliyiz ki kamu binalarının sağlamlığı konusunda yaşamsal pratiklerle desteklenen şüphelerimiz bulunmaktadır. Van depreminde soruşturmaların ve yargılamaların Adliyeler yerine Cumhuriyet savcıları ve hakimler tarafından çadırlarda yapılması bu kaygıları teyit eder niteliktedir. Bu nedenle bu acil sığınma yerlerinin sağlam ve güvenilir bir şekilde inşa edilebilmesi için ihaleye tabi kılınmaksızın TOKİ tarafından yapılması gerekir. Ancak bu şekilde toplumsal hafızamızda yer edinen kamu binaları depremde ilk yıkılacak yerlerdir ön yargısı yerini, güvenle sığınabileceğimiz bir liman yargısına bırakabilir.
Bu vesileyle depremde hayatını kaybedenlere tekrar Allahtan rahmet, yakınlarına sabır ve yaralılara ise acil şifalar diliyoruz" denildi.
www.balikligol.com
Depremin üzerinden geçen yaklaşık bir haftalık sürede temel ihtiyaçlarla ilgili Ülke genelindeki kampanyalarda kaydedilen ilerlemeyi göz önüne alan Şanlıurfa Barosu, baroya kayıtlı avukatların bağışladığı yardımları çocuklara adamaya karar vermiştir. Bu doğrultuda yaklaşan Kurban Bayramını da dikkate alan Şanlıurfa Barosu bu bayramı buruk geçirecek olan 1000 Çocuğa giyim yardımı yapılabilmesi için İstanbuldan bir tekstil firmasından satın alınarak temin edilen çocuk kıyafetlerini kargoya vererek Vana göndermiştir.
Şanlıurfa Barosu olarak depremlerden bir takım dersler çıkarmamız gerektiğini düşünüyoruz. Konu bir uzmanlık alanı olmakla birlikte; deprem ve sonrasında yaşanan acı tablonun iyi okunması, yapı denetimlerinin çok daha katı ve caydırıcı cezalarla desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Yapı denetim işinin tek bir özel firmayla yapılması yerine, kamu kurumları tarafından da ani çapraz denetimler yapılmasını, yapı denetim firmalarının daha sıkı bir şekilde denetlenmesini, müteahhitlik işinin üst düzeyde bilinç ve farkındalık gerektirdiği dikkate alınarak, bu kurumun uluslararası alanda kabul gören standartlara bağlanmasını istiyoruz. Parası olan herkesin bina diktiği günlerin artık geride bırakılması gerektiğini, kısaca vatandaşın can ve mal güvenliği için yapı sektörünün tüm bileşenleriyle yeniden makro ve mikro düzeyde gözden geçirilmesini talep ediyoruz.
Bir şehrin çadırlarda yaşamasının imkânsızlığının görüldüğünü dikkate alarak depremde herkesin planlı bir şekilde doğrudan gideceği yeri bilebileceği, adres ve kimlik bilgisine sahip olması ve bunun için bir planlama ve eğitim çalışmasının yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Hangi binanın denetimimin kim tarafından yapıldığı ve sağlamlık durumunu gösteren veri tabanlarının acilen oluşturulması gerekir. Bu kapsamda sığınılacak sağlam spor salonları, hastaneler gibi afet sığınma yerlerinin her mahallede bir an önce hayata geçirilmesini talep ediyoruz. Fakat üzülerek belirtmeliyiz ki kamu binalarının sağlamlığı konusunda yaşamsal pratiklerle desteklenen şüphelerimiz bulunmaktadır. Van depreminde soruşturmaların ve yargılamaların Adliyeler yerine Cumhuriyet savcıları ve hakimler tarafından çadırlarda yapılması bu kaygıları teyit eder niteliktedir. Bu nedenle bu acil sığınma yerlerinin sağlam ve güvenilir bir şekilde inşa edilebilmesi için ihaleye tabi kılınmaksızın TOKİ tarafından yapılması gerekir. Ancak bu şekilde toplumsal hafızamızda yer edinen kamu binaları depremde ilk yıkılacak yerlerdir ön yargısı yerini, güvenle sığınabileceğimiz bir liman yargısına bırakabilir.
Bu vesileyle depremde hayatını kaybedenlere tekrar Allahtan rahmet, yakınlarına sabır ve yaralılara ise acil şifalar diliyoruz" denildi.
www.balikligol.com
