banner2
Öne Çıkanlar Urfa Urfa Haber Gaziantep Haliliye Belediyesi Urfa Haberleri

Yasin Börü Davası'nda mahkemenin tavrına tepki

Yasin Börü davasındaki skandal tahliyelerin kendilerini ciddi anlamda üzdüğünü ve düşündürdüğünü belirten HÜDA PAR Gaziantep İl Başkanı Mehmet Nakşi Erat, Yasin Börü Davası’nın bir kaç kişinin öldürülmesi hadisesinden ibaret olmadığını adaletin yerini bulması için adaletli bir yargılamanın olmasını istedi.

Gazateci- Yazar Hamza Mercanoğlu ise, HDP'nin sokağa çıkma çağrısının ardından yaşanan 6-8 Ekim olaylarında Diyarbakır’da Kurban eti dağıtırken PKK'lılarca vahşi bir şekilde katledilen Yasin Börü ve arkadaşlarının dün Ankara 2’inci Ağır Ceza Mahkemesine medyanın ilgisizliğine tepki gösterdi.

Skandal ve hukuksuzluklarla geçen mahkemede 4 sanık tahliye edilirken, her mahkemenin ardından meydana gelen tahliyeler tepkilere neden oldu.

Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Gaziantep İl Başkanı Mehmet Nakşi Erat, Yasin Börü Davası'nda 4 sanığın daha tahliye edilmesine sert tepki gösterdi.

Yasin Börü ve arkadaşlarının katledilişinin gelişi güzel bir olay olmadığını vurgulayan Erat, “Yasin Börü ve arkadaşlarının katledilmesi sıradan bir olay değildir. Yada birkaç kişi tarafından gerçekleştirilmiş bir katliam değildir. Bu katliam organizeli ve programlı bir katliam girişimiydi. Aslında bu katliam sadece Yasin Börü ve arkadaşlarına yönelik bir katliam girişimi değil, bölgedeki tüm Müslümanlara yönelik bir katliam girişimiydi.”dedi.

Türkiye’de hala eski Türkiye kararlarının uygulandığına şahit oluyoruz

Yasin Börü davasının çok önemli bir dava olduğuna dikkat çeken Erat, “  Bu davanın üzerinde ciddiyetle durulması gerekiyor. Fakat her mahkeme olduğunda yeni tahliyelerin olması bizleri kuşkulandırıyor. Sanki sulandırılmış havasını görüyoruz.   Bu durum bizleri üzüyor. Yasin Börü ve arkadaşlarının katliamı birkaç kişi tarafından yapılan bir katliam değildir. Bu katliamın böyle olmadığını Cumhurbaşkanı, Başbakan ve diğer siyasi yetkililer de dillendiriyor. Bu katliamın gelişi güzel bir katliam olmadığını bizler de her platformda dillendiriyoruz.” ifadelerini kullandı.

Bu katliam Müslümanların yok edilme projesiydi

Yasin Börü ve arkadaşlarının katledilmesine neden olan azmettiricilerin şu an dışarıda ellerini kollarını sallayarak aramızda gezdiğini belirten Erat, bu davada bu olayın azmettiricilerinin de yargılanması gerektiğini söyledi.

Erat, “Sadece birkaç kişinin tutuklanması ile bu sorun çözülmez. Aynı zamanda adalet yerini bulmaz. Çünkü bu katliamda İslami kesim topyekûn hedef alındı. Bu katliam Müslümanların yok edilme projesiydi. Allah’a hamd olsun bu bertaraf edildi. Fakat bu katliamın sonuçları çok vahim oldu. Özellikle Yasin Börü ve arkadaşlarının katledilme şekilleri tarihte eşi ve benzeri olmayan bir katliamdı.” dedi.

Yüreği yanmış bir babaya böyle davranılması kabul edilemez

Bu dava ile ilgili ciddi ve olumlu gelişmeler beklediklerini belirten Erat, “Şuan gelinen noktaya baktığımızda elle tutulur somut bir gelişme yok. Bu konuda hükümetin, Adalet Bakanlığı’nın ve HSYK’nın ciddi adımlar atmasını bekliyoruz. Bu şekilde bu dava hakkaniyete uymuyor. Bu şekilde göstermelik yargılamalarla bu insanların ahı yerde kalmış oluyor. Özellikle mahkeme salonunda şehit Hasan Gökgöz’ün babası Mehmet amcanın takkesinden dolayı dışarıya çıkartılmak istenmesi tasvip edilir bir durum değildir. Zaten yüreği yanmış bir babaya böyle davranılması kabul edilemez. Bu olay bizlere istiklal mahkemelerini hatırlatmaktadır. Bir an evvel Adalet Bakanlığı bu davaya el atmalıdır.” çağrısında bulundu.

 Gazateci- Yazar Hamza Mercanoğl ise,   Yasin Börü ve arkadaşlarının dün Ankara 2’inci Ağır Ceza Mahkemesinde görülen dava duruşmasına medyanın ilgisizliğine tepki gösterdi.

Yasin Börü’nün sadece HÜDA PAR veya Hizbullah’i Müslümanların sembolü olmadığını tüm İslam âleminin sembolü olduğunu vurgulayan  Mercanoğlu, Yasin Börü’ye sahip çıkmanın insani ve İslami bir sorumluluk olduğunu söyledi.

Medyanın Yasin Börü ve arkadaşlarının davasına olan ilgisizliğine tepki gösteren Mercanoğlu “Sanki Hizbullahi Müslümanlara sahip çıkmak bir ayıpmış gibi bu Müslümanlara sahip çıkmaya korkuyorlar. Bu olayı haber yapmaya bile çekiniyorlar. Bir Yasin Börü davasında gereken ilgi ve alakayı maalesef göstermiyorlar. Bu çok yanlış bir tutumdur.” dedi.

Mercaoğlu, “28 Şubat’ta bizim yakınmış olduğumuz tarafgir, boş vermişlik ve bizim karşı taraf olarak yorumladığımız kemalist ve laik kesimin bize uygulamış olduğu sistematik karartma operasyonu, maalesef bu gün İslamcı medya olduğunu iddia eden veya bizim o şekilde nitelendirdiğimiz kuruluşlar tarafından Müslümanlara yapılmaktadır. Bu durum çok can sıkıcı bir durumdur.” şeklinde konuştu.

Yasin Börü günümüz Müslümanlarının İsmail’idir

Yasin Börü’nün sadece HÜDA PAR veya Hizbullah’i Müslümanların sembolü olmadığına dikkat çeken Mercanoğlu, “Yasin Börü günümüz Müslümanlarının İsmail’idir. Ne yazık ki, Yasin Börü’yü katleden ve kurban edenler İbrahim değil, Nemrutlar olmuştur. Yasin Börü ve arkadaşları Nemrutların kurban ettiği bir İsmail’dir. Bu bağlamda bizim Yasin Börü’ye sahip çıkmamız lazım. Müslümanlar olarak mezhebimiz, meşrebimiz ve cemaatimiz ne olursa olsun, Yasin Börü’yü   sahiplenmemiz gerekiyor.” çağrısında bulundu.

Yasin Börü,  bu davanın bir sembolü haline gelmiştir

Bazı medya kuruluşları tarafından PKK’nın bilinçli ve sistematik bir şekilde parlatıldığını ve bir PKK sempatizanlığı başlatıldığını aktaran Mercanoğlu, “Çünkü Yasin Börü, bu davanın bir sembolü haline gelmiştir. Tıpkı Mısır’da katledilen Esma gibidir. Ben medyanın bu tavrını şuna bağlıyorum. Biliyorsunuz bu Kobani olaylarında yani 6-7 Ekim olaylarından sonra ve hatta 7 Haziran seçimleri döneminde ve daha sonrasında bilinçli ve sistematik olarak bir PKK sempatizanlığı başlatıldı. Maalesef bizim İslami medya diye nitelendirdiğimiz medya da bunun etkisi altında kaldı.” ifadelerini kullandı. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.