Şanlıurfa Barosu Yönetim Kurulu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının başörtüsü konusuyla ilgili olarak yaptığı açıklama hakkında bir açıklama yaptı.
Şanlıurfa Barosu tarafından yapılan açıklamada, “ Türkiye’de alışılagelmiş tutum ve davranışlar, anayasal ve yasal değişikliklerle uluslararası hukuk kurallarına uygun olarak değişim sancıları gösterirken, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başörtüsü konusunda, siyasi partiler arasında başlayan uzlaşma arayışıyla ilgili olarak yaptığı açıklama, talihsiz bir durum yaratmıştır. Bilindiği üzere yargıçlar ve savcılar verdikleri kararlarla konuşur. Dolayısıyla iddia makamında yer alan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının, yasama faaliyeti için ön görüşmeler yürüten siyasi aktörleri, tehdit edecek şekilde yazılı açıklama yayınlaması, daha önce de şahit olduğumuz üzere yasama organına karşı bir gece yarısı Genel Kurmay Başkanlığı tarafından yayınlanan e-muhtırayı akla getirmiştir. Başsavcılık bu keyfi açıklamasıyla Anayasa’da yer alan güçler ayrılığı ilkesini açıkça ihlal etmiştir.
İçtihatlarla bir dünya oluşturmak düşüncesi, tipik bir toplum mühendisliği biçimidir. Dün yürürlükteki yasalara göre verilen kararların, değişen normlar ışığında yeniden oluştuğu apaçık ortadadır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından yapılan açıklamayla, siyasi partilere ve topluma, yargı kararlarının gösterdiği sınırlar dışında düşünülmemesi ikazı yapılmaktadır. Oysa düşünce ve ifade özgürlüğünün olduğu toplumlarda, yapılacak sağlıklı görüşme ve tartışmalarla varılacak sonuçlar, başta yasama olmak üzere, yargı ve yürütme üzerinde de etkiler bırakarak açık bir toplum oluşumuna hizmet edecektir. Sosyolojik ve psikolojik açıdan, yargı mensuplarının toplumsal gelişmeleri biraz geriden takip etmeleri, hukuk biliminin doğasında yer alan yapısal bir özelliktir. Ancak, statükonun bu kadar korunuyor olması, doğrusu toplumu prangalar yoluyla kontrol altına alma çabalarının inatla sürdürüldüğünün göstergesidir.
Şanlıurfa Barosu Yönetim Kurulu;
Düşünce, ifade ve inanç hürriyeti ile eğitimde fırsat eşitliğinin tam olarak sağlanması yolundaki her adımı, hassasiyetle takip etmeye ve desteklemeye devam etmektedir. Yargı mensupları artık, üniversite kapılarındaki genç kızların başörtüsüne karşı durarak, insanlığa yarar sağlamadığının farkına varmalıdır. İnsanların renkleri, dilleri veya inançlarıyla uğraşan paradigmaların, insanlığın yükselttiği özgürlük bilinci karşısında ne durumlara düştüklerini görmek için tarihin tanıklığına başvurmak yeterlidir. Kamuoyuna Saygıyla Sunulur.” Denildi.
