banner2
Öne Çıkanlar Sanlıurfa Urfa URFASPOR Diyarbakır Faruk Çelik

Taraf yazarı da isyan etti!

 

 YETER! Yetti!

 Muhalefetimiz ne olursa olsun, AKP'ye ve Erdoğan'a yönelik düşmanlığı dehşet bir nefret, kepaze bir iftiracılık ve rezil bir alçaklık ekseninde sürdüren söylemlerle uzlaşamayız.


 Asla ve asla uzlaşamayız!

 Ne insani, ne imanî, ne de siyasi etik böyle bir müsamahakârlığa izin ve cevaz verir.


 Bu satırlar yazarı gibi iktidar partisini ve liderini eleştirmek bir şeydir, böyle bir eleştirellik adına yukarıdaki ahlaksızlığı kerhen de olsa onaylamak ise bambaşka bir şeydir.

 ***

 AHLAKSIZLIK tabii!

 Nitekim en ilkel, en küstah ve en saldırgan; zaten de bu "meziyetlerinden"(!) dolayı beyaz Türkler nezdinde en muteber ulusalcı kalemşor olan Yılmaz Özdil adlı adam madencilerin daha önce AKP mitingine katılmış olmalarından yola çıkarak Soma faciası için "normal", kuyuda ölenler için ise "müstahaktılar"diye buyurmak cüretini göstermedi mi?

 Sonra da yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali, ses kaydının varlığına rağmen "muhalif olduğum için bana iftira atıyorlar" mazeretiyle kendini aklamaya yeltenmedi mi?

 Veya Soner Yalçın patronluğundaki tescilli dezenformasyon sitesi Oda TV yine Soma faciası sırasında kendin uydur kendin yut bir sosyal medyaya atfen provokatörlüğü, "içerideki Suriyeli işçilerin cesedini betonlaştırdılar" başlığıyla çirkefliğin en zirvesine vardırmadı mı?

İnanmayan çıkarsa http://www.odatv.com/n.php?n=icerde-100den-fazla-suriyeli-var-cikarmayip-cesetlerini-betonlastirdilar–1605141200adresinden kontrol edebilir.

 Artı, aynı ulusalcı borazan bu korkunç iftirayla bile yetinmeyip zayiat rakamının açıklanmasından sonra "Yalan Söylüyorsunuz: 405 işçiyi bulun"diye hiç utanmadan bir de zeytinyağı gibi üste çıkmaya yeltenmedi mi?

 Buna da ihtimal vermeyen varsa http://www.odatv.com/n.php?n=405-isciyi-bulun-1605141200adresinden denetleyebilir.

 ***

İMDİİ, bütün bunlar çok pespaye, çok aşağılık, çok ucuz ahlâksızlık değil de nedir?

 Tamam, iktidar cihetinde Recep Tayyip Erdoğan'ın maden kazasını kaderci bir yaklaşımla "fıtrat" (!) diye nitelendirmesine tabii ki şiddetle karşı çıkacağız.

 Otoriter Başbakan'ın bir de tevekkül dayatmaya başlamasını sonuna kadar eleştireceğiz.

 Veya danışmanının yerde insan tekmelemesini mutlaka telin ve takbih edeceğiz

 Yahut yine o cihetteki Akit gazetesi gibi ırkçı bir varakparenin faciayı "Yahudi damada"(!) yormasını nefret suçu işlemekle itham edeceğiz.


 Fakat bu olgular hiçbir şekilde, muhalif kanadın en şirret, en cırtlak ve en fanatik kesiminde hüküm süren ve yukarıda ancak minnacık bir bölümünü aktarabildiğim dehşet yalancılığa, rezil samimiyetsizliğe ve muazzam kışkırtıcılığa göz yummak anlamına gelmez!


 Gelemez ve asla ve asla gelmemelidir!


 ***


ŞUNU demek istiyorum: Şayet "eh, iktidara ve önderine onlar da muhalif, biz de muhalifiz. Dolayısıyla zımnî bir ittifak yapabiliriz" mantığından hareket eder ve bu fitne cephesiyle kendi aramıza çok net bir çizgi çekmezsek; artı, işledikleri ahlaki cürümleri ve hedefledikleri siyasi projeleri teşhir etmezsek, ne demokrat, ne de özgürlükçü olabiliriz.

 Üstelik kimse kuşku duymasın, yukarıdaki kin ve nefret güruhu ezkaza yönetim mekanizmasına şöyle bir nebze yaklaşsa, daha ilk anda o demokratlara ve o özgürlükçülere bugünü mumla aratacak bir tasallut ve cinayet rejimi empoze edecektir. Kan kusturacaktır.

 Ve işte asıl o zaman Soma'daki maden kuyusunda cesetlerimizi betonlaştıracaklardır ki, müstahak addedileceğimiz için bunu hiçbir ulusalcı site ve kalemşor yazmayacaktır!

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.