banner2
Öne Çıkanlar Urfa Yetim Der Onur Bilgen ilçe Mardin

Suriyeliler asıl mesleklerini icra etmek istiyor

Ülkelerindeki iç karışıklıktan dolayı kaçarak Türkiye’ye sığınmak zorunda kalan Suriyeli mülteciler, zor şartlarda hayata tutunabiliyor. Aralarında doktor, mühendis, öğretmenlerin de bulunduğu Suriyeliler, kendi ülkelerinde yaptıkları mesleklerini sığındıkları Türkiye’de de icra yapmak istediklerini söyledi.

İlke Haber Ajansı’na konuşan Suriyeliler, sığındıkları Türkiye’de kendi mesleklerini icra etme umudunu yitirdiklerini belirterek, hükümet yetkililerden kendi mesleklerini icra etmek için kendilerine yardımcı olmalarını istedi.

Suriye’nin Qamışlo şehrinde yaşayan Dahiliye Uzmanı Dr. İmad Ahmed, öğretmen eşi ve 2 çocuğuyla birlikte yaklaşık 3 buçuk yıl önce Türkiye’ye geldi. Batman’da yaşayan Ahmed, gittiği hiçbir hastanede kendisine bir türlü iş bulamayınca daha önce Batman’da açılan Suriye Can Derneği ve şimdi Geçici Eğitim Merkezinde UNİCEF’in vermiş olduğu aylık 500 TL’ye rehber öğretmen görevini yaparak ailesinin geçimini sağlıyor.

Halep Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu olduğunu ifade eden Ahmed, Batman’da resmi bir iş bulamadığını belirterek, zor şartlar altında kentteki sivil toplum kuruluşları ve hayırseverlerin katkılarıyla hayata tutunabildiklerini söyledi.

Ahmed, “Kamışlo şehrinde resmi doktorluk görevimi yapıyordum. Oradaki savaştan dolayı Türkiye’ye kaçtık. Yaklaşık 2 yıldır da Batman’dayız. Suriye’de iki akrabam savaşta hayatını kaybetti ve tanıdığım çok sayıda eş ve dostumuz da yaşanan savaştan dolayı hayatını kaybetti. Şuanda halen orada çok sayıda akrabamız bulunmaktadır. Suriye’de çok sayıda farklı örgütler ortaya çıktı ve her tarafta ölümler yaşanıyordu. Mazlum halk ortada kaldı. Esed bir taraftan diğer örgütler bir taraftan öldürüyordu. O yüzden halk korkudan oraları terk edip kaçtı. Bizler de Batman’da 2 çocuğum ve eşimle birlikte kalıyoruz. Belki burada da doktorluk mesleğimi sürdürürüm diye düşünmüştüm ama bir türlü bir işe bulamadım.” dedi.

“Suriyeliler için en önemli sorun; sağlık ve eğitimdir”

Suriye’de yaptığı resmi doktorluk mesleğini Türkiye’de de yapmak istediğini belirten Ahmed, “Maaşımı bana az verebilirler ama yeter ki kendi mesleğimi yapayım. Doktorluk yapmış olsaydım buralardaki Suriyelilere de faydam dokunurdu. Burada yaşayan Suriyelilerin dil sorunu olduğu için sağlık problemleri çoktur. Şikâyetlerini tam manasıyla anlatamıyorlar. İsteğimiz sağlık ocaklarında veya hastanelerde bize küçük bir yer vermeleridir. Suriyeli mülteciler için en önemli sorun; birincisi sağlık, ikincisi ise eğitimdir. Eğer ki Suriyeliler buralarda bir iş imkânı bulmazsa ölüm pahasına olsa kaçarlar. Her gün bu yüzden deniz yoluyla hayatta kalma mücadelesi vermek için başka ülkeye gidiyorlar ama maalesef onlar da denizde boğuluyorlar.” şeklinde konuştu.

“Bizler kendi ayaklarımızın üstünde durmak istiyoruz”

Batman’daki sivil toplum kuruluşları ve hayırseverlerin kendilerine yardımcı olduğunu dile getiren Ahmed, şunları söyledi: “Türkiye hükümetinden isteğimiz, biz Suriyeliler için iş imkânları konusunda yardımcı olmasıdır. Bizler buralarda misafiriz ama eğer ki, Suriye’deki savaş 50 yıl sürse, o zaman ne olacak. Ben doktorum ve bu kadar yıl doktorluk mesleğimi yapmazsam nasıl hayatta kalabilirim. Sürekli hayırseverlerin yardımlarıyla geçinemeyiz ki. Bizler de başkaların sırtından değil kendi ayaklarımızın üstünde durmak istiyoruz. İstiyoruz ki, doktor, mühendis, öğretmen ve diğer meslekteki kişiler kendi bildiği işlerini yapsınlar.”

“Halk Suriye’de kimin kalıp, kimin gideceğine karar versin”

Suriye’deki savaşın bitip tekrar kendi memleketlerine dönmek istediklerini sözlerine ekleyen Ahmed, “Yalnız bu şekilde bu biraz zordur. Şuanda oradaki durum çok karışıktır. Eğer ki rejim ve muhalefet birleşirse, yani tek bir akıl yolu oluşturulup ortak bir hükümet kurulursa bu sorun çözülür. Her şey geride bırakılıp, yeni bir hayata başlanması gerekir. Yıllarca birbirimizi öldürsek de boştur, öyle veya böyle yine bir araya geleceğiz. İstiyoruz ki, millet Suriye’de kimin kalıp kimin gideceğine karar versin. Tüm dünya ülkelerinin bir araya gelip bu sorunu çözmesini istiyoruz.” şeklinde konuştu.

“Yaşam koşulları yüzünden halk Suriye’den kaçmak zorunda kaldı”

Eşi ve 4 çocuğuyla birlikte Suriye’nin Qamışlo şehrinde yaşayan ve orada 30 yıl boyunca Arapça Dil Öğretmenliği yapan 55 yaşındaki Abdullatif Abdullah, Suriye’deki iç karışıklık nedeniyle yaklaşık bir buçuk yıl önce ailesiyle birlikte Batman’a sığındı. Batman’da Suriyeli öğrenciler için açılan Geçici Eğitim Merkezi bünyesinde UNİCEF’in vermiş olduğu aylık 500 TL’ye okul müdürlüğü görevini yaparak ailesinin geçimini sağlıyor.

Suriye’de çok karışık bir savaşın olduğunu söyleyen Abdullah, Suriye’de kaldıkları sürede savaşın verdiği olumsuz etkileri anlattı. Abdullah, “Suriye’deki savaştan dolayı büyük bir korku hakimdi. Çocuklar çok korkuyordu. Çocukların okuduğu okullara bombalar atılıyordu. Elektrik kesintileri çok yaşanıyordu. Bazen günde sadece bir saat su akıyordu ya da iki gün boyunca su hiç akmıyordu. Bundan dolayı hiç kimsenin işi kalmadı. Oradaki yaşam koşulları çok zor olduğu için halk Suriye’den kaçmak zorunda kaldı.” ifadelerini kullandı.

“Öğrenciler Suriye’deki imkânı Türkiye’de bulamıyorlar”

Suriyeli öğrencilerin Batman’da yaşadığı sıkıntıları anlatan Abdullah, şöyle devam etti: “Suriye’deyken öğrenciler okuldan ve derslerden geri kalmazdı. Öğrenciler doktor, öğretmen, mühendis oluyorlardı. Türkiye’ye geldiklerinde bu öğrenciler rahat bir şekilde okul okuyamıyorlar. Çünkü Suriye’deki imkânı burada bulamıyorlar. İmkânları buna el vermiyor. Aileler, çocuklarını okula gönderecek para bulamıyor. Öğrenciler kitap bulmakta zorlanıyor. Fizik, kimya öğretmeni çok azdır. Şuanda küçük bir yerde 500-600 öğrenci ders görüyor. Zorluklar içinde eğitim görüyorlar. Bu eksikliklere rağmen bizim elimizden ne geliyorsa yine yapıyoruz.”  

Suriye’deki savaşın hiçbir zaman unutulamayacağını söyleyen Abdullah, Suriye’de savaşın, orada bulunan tüm renklerin bir araya gelip ortak bir hükümet kurmaları halinde biteceğini ve huzurun hakim olacağını kaydetti.

“Suriye’deki savaşın kısa süreceğini söylüyorlardı ama öyle olmadı”

Eşi ve 4 çocuğuyla birlikte Suriye’nin Qamışlo şehrinde yaşayan ve orada devlet dairesinde memurluk yapan 52 yaşındaki Ömer Nağmo ise Suriye’deki iç karışıklık nedeniyle yaklaşık 2 yıl önce ailesiyle birlikte Batman’a sığındı. Batman’da Suriyeli öğrenciler için açılan Geçici Eğitim Merkezi bünyesinde UNİCEF’in vermiş olduğu aylık 500 TL’ye okul idareciliği görevini yaparak ailesinin geçimini sağlıyor.

Savaşın vermiş olduğu tahribatlar yüzünden kaçarak Türkiye’ye geldiklerini belirten Nağmo, “Suriye’nin Kamışlo şehrinde devlet dairesinde memurluk yapıyordum. Suriye’deki savaşta çok sayıda köylüm hayatını kaybetti. Çoğu da Esed tarafından zindanlara atıldı. Suriye’deki savaş çok ağır bir savaştı. Herkes oradaki savaşın bir iki ay süreceğini söylüyordu ama öyle olmadı. Çok farklı örgütler ortaya çıktı. Herkes bir yer kapma peşine düştü. Suriye’deki savaşın başlamasıyla iş imkânları bitme noktasına geldi. Bu yüzden mecbur kalarak Türkiye’ye kaçtık.” dedi.

“Çok zor şartlarda geçimimizi sağlıyoruz”

Türkiye’deki en büyük sıkıntılarının kendi mesleklerini icra edemediklerine işaret eden Nağmo, “Benim bir çocuğum burada bir tekstilde çalışıyor. Diğer bir çocuğum da burada iş bulamadığı için Irak’a gitti. Ben de Suriyeli öğrenciler için açılan Geçici Eğitim Merkezi bünyesinde UNİCEF’in vermiş olduğu aylık 500 liraya okul idareciliği görevini yaparak ailemin geçimini sağlıyorum. Buradaki en büyük sıkıntımız iş imkânları bulamıyoruz. Çok zor şartlarda geçimimizi sağlıyoruz. Kendi işimizi buralarda yapamıyoruz. Buradaki insanlar bize çok iyi davranıyorlar. Hayırseverler bize yardım elini uzatıyorlar.” açıklamasında bulundu.

Nağmo son olarak, Suriye’deki durumun düzelmesi takdirde kendi memleketlerine döneceklerini ifade ederek, Suriye’deki savaşın bitmesindeki tek çarenin, oradaki halkın elinde olduğuna dikkat çekti.  (M.Fatih Akgül - İLKHA)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.