banner2
Öne Çıkanlar ABD MHP Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin Urfa Balıklıgöl PapeAlioune Ndıaye

Suriyeli ailelerin dramı bitmek bilmiyor

Suriye’de 2011 yılında başlayan iç savaş, yüz binlerce Suriyelinin katledilmesine ve daha fazlasının da başka ülkelere mülteci olarak yerleşmesine neden oldu. Ülkelerinde yaşanan iç savaş nedeniyle Diyarbakır’a yerleşen Suriyeli ailelerin yaşadıkları dram yürek burkuyor.

Diyarbakır’ın merkez Yenişehir ilçesinde ailesiyle birlikte yaşayan Suriyeli Halide Mahmud, 4 ay önce açlık ve işsizlik nedeniyle Türkiye’ye göç etmek zorunda kaldıklarını söyledi.

“Zorluk ve zahmet çekerek Türkiye’ye geldik”

Suriye’de 25 yıl öğretmenlik yaptığını belirten Mahmud, “Suriye’nin Qamişlo şehrinden geldim. Bir kızım ve üç oğlum var. Suriye’de 25 yıl öğretmenlik yaptım. İç savaş nedeniyle Suriye’de işimiz yoktu, açtık. Çocuklarımız dışarıya çıktığında çok korkuyorduk. Bu nedenle zorluk ve zahmet çekerek Türkiye’ye geldik. Bir hafta sınırda beklemek zorunda kaldık.” dedi.

“Bizlere merhamet gözüyle bakın”

Suriye vatandaşı oldukları için Diyarbakır’da sürekli mağdur olduklarını dile getiren Halide Mahmud, şunları söyledi: “Eşim ve çocuklarım bir gün çalışıyor bir gün çalışmıyor. İşçi oldukları için çok mağdur ediliyorlar. Günde 20 TL ya da 30 TL’ye çalışıyorlar. İşverenler, ‘Bu parayı beğenmiyorsanız çalışmayın. Mecbur olan sizsiniz’ diyorlar. İnsanlara yapılmayacak işi onlara yaptırıyorlar. Eve geldiklerinde halden düşüyorlar. Buradaki insanlardan isteğimiz var: Bizler de sizin gibiyiz. Biz de insanlığımızın davasını yapıyoruz. Allah korusun, bir gün sizin de başınıza aynı şeyler gelebilir. Bizlere merhamet gözüyle bakın.”

“Aylan bizim kimsesizliğimizin sembolüydü”

Türkiye ve diğer devletlerin kendilerine yardımcı olmalarını isteyen Mahmud, “Bize güzel fırsatlar sunsaydılar bugün bu durumda olmazdık. Devletler bize yardımcı olsaydılar yerimizden olmazdık. Kimse bize yardım etmedi. Bize yardımcı olmalarını istiyoruz. Türkiye’den çıkmak istesek denizde boğuluyoruz. Çocuklarımız, eşlerimiz yanımızda öldüler. Geçtiğimiz gün denizde boğulan Aylan’ı görünce oturup ağladık. Onun suçu bizim gibi Suriyeli olmasıydı. Aylan bizim oğlumuzdu. O, bizim kimsesizliğimizin ve çaresizliğimizin sembolüydü.” ifadelerini kullandı.

Suriye’nin Hasekê şehrinden 2 yıl önce Diyarbakır’a gelen Nesrin Süleyman (38) ise Suriye’de ölüm korkusu yaşadıklarına vurgu yaptı.

“Burada bize haksızlık yapılıyor”

Eşini kaybettiği için çok eziyet çektiğini ve zorluk yaşadığını aktaran Süleyman, “Ülkemizde yaşadığımız açlık ve can korku nedeniyle buraya geldik. Biz, 8 kişiyiz. Çocuklarım küçüktürler. Sadece bir oğlum çalışıyor. Eşimi Suriye’deyken kalp hastalığı nedeniyle kaybettim. Bu sebeple çok sıkıntı çektik. Burada bize haksızlık yapılıyor. Bize yarım kıymet veriyorlar. Mesela çalıştığımız işte 50 TL ücret vermeleri gerekirken 25 TL ücret veriyorlar. Bize, ‘Siz Suriyelisiniz, çalışmaya mecbursunuz’ diyorlar. Tamam, biz Suriyeliyiz. Peki, Müslüman değil miyiz? Biz de Hazreti Muhammed’in dinine mensup değil miyiz? Bize biraz merhametleri olsun.” şeklinde konuştu.

“Ülkemizdeki durum iyileştirilirse vatanımıza dönmek istiyoruz”

Diyarbakır’da kimseyi tanımadıklarını, yabancılık çekmenin de oldukça acıklı olduğuna dikkat çeken Nesrin Süleyman, “Burada masraflarımız ağırdır. Çocuklarım okula gidemiyor. Dile getirsek de getirmesek de yabancılık çekmek zordur. Elimizden bir şey gelmiyor. Kimseyi tanımıyoruz, kimse yanımıza gelmiyor. Bayram geldiğinde sanki azap çekiyoruz. Sabahtan akşama kadar evdeyiz. Ne biz kimseyi görüyoruz ne de kimse bizi görüyor. Komşumuz, tanıdığımız yok. Bütün akrabalarımız bir yerlere dağıldı. Kimisi Almanya’ya, kimisi Irak’a, kimisi Ürdün’e, kimisi Lübnan’a gitti. Ülkemizdeki durum iyileştirilirse vatanımıza dönmek istiyoruz.” diye belirtti. (Hamza Adiyaman/Emrah Deniz-İLKHA)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.