banner2
Öne Çıkanlar Urfa Urfa Balıklıgöl ABD Suruç Şanlıurfa Balıklıgöl

Siverek'ten Amerika'ya, bir hayat hikayesi

İşte Haber7'de ABD izlenimlerini yazan Mehmet Acet'in o yazısı; "Mahmut Altun, Urfa'nın Siverek'inden çıkıp, Ankara Siyasal'ı bitirdikten sonra ülke ülke dolaşıp Amerika'nın öbür ucundaki Los Angeles'a demir atmış.

"4 çocuğum var, 4 ü de ayrı ayrı ülkelerde dünyaya geldi" derken gururlanıyor.

Obama'ya nasıl yaklaşıp neler konuştuğunu, Amerikalı Senatörler, Temsilciler Meclisi üyeleri ile ne gibi ilişkiler kurduğunu, Amerikalıların Türkiye ve İslam ile ilgili sorularına ne tür yanıtlar verdiğini  anlatırken heyecanlanıyor.

Ama başbaşa kalıp son on yılda sadece bir kez üç saatliğine görüşebildiği annesiyle ilgili sorular sorduğumda  bütün bu duygular hüzne dönüşüyor.

"Kalabalık bir aileyiz. Türkiye'ye gidip gelmemiz kendi imkanlarımızla çok zor. Görev icabı Türkiye'ye gittiğimde annemle üç saatliğine bir kez görüşebildim. On senedir de gidemiyorum" diyor.

Bunları konuşurken, bir telefon çalıyor ve bu özverili adam, tekrar bütün motivasyonunu toplayıp işine dönüyor.

Kafamız dünya ve memleket işleriyle meşgul olduğu günden beri, ne zaman Ermeni soykırım iddiaları gündeme gelse, ne zaman Yahudi lobisinin sinsice hamleleri dış politikamıza ipotek koysa, "Neden bizim Amerika'da adam gibi bir lobimiz yok" deriz.

Daha önce Devletimizin Türkiye halkından toplanan vergilerle Amerika'daki profesyonel lobi şirketlerine milyonlarca dolar para akıttığını, bu paraların birilerinin cebini doldururken, Türkiye lehine incir çekirdiği kadar olumlu sonuçlar ortaya çıkarmadığını biliyoruz.

New York'ta her yıl yapılan ve Mustafa Kemal'in askeri üniformalı posterlerinin taşındığı Türk yürüyüşleriyle Amerikalıların yeterince dikkatini çekemediğimiz ya da bu dikkatleri başka türlü çektiğimizi de saklamaya gerek yok.

İşin doğrusu, Amerika'da ya da başka ülkelerde Türkiye'yi anlatacak Mahmut Altun gibi 'dertli' insanlara ihtiyacımız var.

LOS ANGELES'TA ANADOLU RÜZGARI

Bir kaç gündür Dünya'nın öbür ucu diyebileceğimiz bir yerde, Amerika'nın Los Angeles şehrindeyiz.

Los Angeles'a geliş nedenimiz, burada Pasifica Enstitute isimli sivil toplum kuruluşunun organize ettiği Anadolu Kültürleri Festivali.

İki gün boyunca Los Angeles kentinin ortasında büyükçe bir alana kurulan festival alanında, yer sofrasına oturup Van kahvaltısı yaptık, Amerikalılarla birlikte döner ve baklava sırasına girdik, Ezan sesini duyup, namaz kılıp sema gösterilerini izledik.

Anadolu'nun bütün zenginliklerini biraraya toplayan, Hititler'den Roma'ya, Bizans'tan Selçuklu ve Osmanlı'ya kadar Anadolu medeniyetlerini temsil eden ne varsa bir şekilde karşımızda bulduk.

Los Angeles'ın da içinde bulunduğu California Bölgesi, Ermenilerin yoğun olarak yaşadığı, Ermeni lobisinin güçlü olduğu bir bölge.

Geçmiş yıllarda bu Festival'e buradaki Ermeni işadamları da sponsor olmuş. Ancak daha sonra Ermeni diyasporasının baskısı gelince, bu sponsorluk açıktan değil, örtülü bir şekilde gerçekleşmiş.

Festival'e emek veren gönüllülerden birinden etkileyici bir hikaye dinledim.

Anadolu'dan yıllar önce göç etmiş yaşlı bir Ermeni demiş ki:

"Amerika'da aslında bütün etnik gruplar kendi gettolarında yaşıyorlar. Bir Hispanik'in (Latin Amerika kökenli Amerikalılar) Çin mahallesinde ev tutması, ya da bir Çinli'nin başka etnik kökenden insanların yaşadığı bölgelerde yaşaması fazlaca görülen birşey değil. Ama Türkler buraya geldiği zaman bütün bu mahallelerden ev tutup yaşayabiliyorlar. Ben bunu Anadolu'nun zengin kültürel varlığına bağlıyorum."

Festival için Türkiye'den buraya gelen TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin'de geliş sebebini şöyle anlattı.

"Buradaki Ermeniler, torunlarına Türkçe öğretmek istediklerini söylediler. Biz de TRT'nin Çocuk kanalının burada izlenmesini sağladık. Festival alanında da TRT çocuk olarak bir stand açtık."

Festival alanında Anadolu'nun zenginliğini yansıtan maketler arasında Ermeniler için sembolik değeri büyük olan Ahdamar Kilisesi'nin bir kopyası da var.

Sonuçta bizim Anadolu dediğimiz yer her türden medeniyetin, dinlerin, dillerin birarada yüzyıllar boyu barış içerisinde yaşadığı bir yer ve bu 'Anadolu Mozaiğinin' buraya başarılı ve özgüvenli bir şekilde taşındığını gördük.

Amerikalıların ve özellikle de buralarda yaşayan Ermenilerin Ulus Devlet zihniyetinden kurtulmaya çalışan 'yeni Türkiye'yi' tanımaları için de güzel bir fırsat oldu bu.

Anadolu Kültürleri Festivaline açık kaldığı günler boyunca 70 bin civarında ziyaretçinin adım attığını söylersek yapılan işin büyüklüğü kendisini belli ediyor demektir.

Los Angeles, son yıllarda Türklerin artan bir şekilde ilgi alanına giren bir şehir olmuş.

Amerika'nın en kalabalık şehirlerinden biri ve 40 binden fazla Türk yaşıyor.

15 yıl önce bir kez buraya gelmiştim.

Ve o zaman başka bir ülkenin havayollarıyla aktarmalı bir uçuş yapmıştım.

Oysa şimdi Türk Hava Yolları buraya günlük seferler düzenliyor.

Uçaklar dolu gidip geldiği için yaz döneminde günde iki sefer yapılması gündemde imiş.

California bölgesi Amerika'nın en zengin Eyaletleri arasında.

Sadece bu Eyalet'in bağımsız bir devlet olduğunu düşündüğünüzde, Dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yer alıyor.

Başbakan Erdoğan'ın biz buradayken yaptığı Washington gezisinin önemli başlıklarından biri de ikili ticareti artırma çabalarına dönüktü.

Amerikalılar doğru insanlardan Türkiye'yi daha doğru tanıdıkça bunun Türkiye ekonomisine önemli bir katkı sağlayacağını düşünebiliriz.

Mehmet Acet- Haber 7 / Los Angles

mehmet.acet@kanal7.com.tr

Anahtar Kelimeler:
UrfaSiverekABD
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.