banner2
Öne Çıkanlar Urfa Yetim Der Onur Bilgen ilçe Mardin

Şehit Abdülkadir Oğuz’un Adı İmamhatip Okulunda Yaşayacak


Hakkari Yüksekova’da görev yaptığı 8 Şubat 2016 günü, çarşıda sivil dolaşırken kalleş bir pusu sonucu bölücü terör örgütü PKK tarafından şehit edilen Şanlıurfalı Polis Abdülkadir Oğuz’un adının verildiği okul, düzenlenen törenle açıldı.
Eyyübiye ilçesi Akabe mevkiinde yaptırılarak eğitim vermeye başlayan Şehit Abdülkadir Oğuz Anadolu İmam Hatip Lisesinin açılış törenine, Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin, Eyyübiye Belediye Başkanı Mehmet Ekinci, İl Milli Eğitim Müdürü Şerafettin Turan, İl Müftüsü İhsan Açık, Şehidin babası Şevket Oğuz, annesi Hatice Oğuz, kardeşleri, okul öğrencileri, öğretmenler ve vatandaşlar katıldı.
İl Müftüsü İhsan Açık’ın yaptığı duaların ardından açılış kurdelası kesilen okulun toplantı salonunda düzenlenen tören, şehitlerin manevi huzurunda saygı duruşu, İstiklal Marşının okunması ve Kur’an- Kerim tilavetiyle başladı.
Törende bir konuşma yapan şehidin babası Şevket Oğuz, oğlunun isminin bir okula verilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Baba Oğuz, konuşmasında şunları söyledi: Öncelikle oğlumun isminin bir okula verilmesinden dolayı çok mutlu olduğumu belirtmek isterim. Devletimiz ve milletimiz her zaman bizlerin yanında oldu. Ben bu vatana bir evladımı şehit verdim, gururluyum, onurluyum. Benim oğlum en yüce makamlardan birine ulaştı. Ben oğlumla her zaman gurur duydum ve hala da duymaya devam ediyorum. Evet, bir Abdülkadir şehit oldu ama burada gördüğünüz gibi yüzlerce Abdülkadir yetişiyor, aslan gibi vatan evlatları geliyor. Bizler bu ülke için dün de şehitler verdik, bugün de veriyoruz, gerekirse yarın da vermeye hazırız. Ama yeter ki devlet yıkılmasın, millet bölünmesin, o al bayrak gökten inmesin. Şairin dediği gibi, vurulup alnından tertemiz yatıyor, bir hilal uğruna Ya Rab, ne güneşler batıyor. İşte bizim güneşlerimiz de o hilal yere düşmesin diye batıyorlar. Okulun yapımında ve oğlumun isminin verilmesinde emeği geçen herkese teşekkür ederim, sağolun.
Şehidin babası Şevket Oğuz’un duygu dolu konuşmasından sonra kürsüye gelen Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin ise, “Milletimizin merhameti, sabrı, dirayeti takdir etmemek, büyük bir saygı ve ihtiramla anmamak mümkün değil. Elbette ki Abdülkadir evladımız hepimizin evladıydı. Hepimizin kardeşiydi. Ama acının ve ızdırabın büyüğünü elbette anne ve baba hisseder ve yaşar. Büyük bir metanetle ve duygularına hakim olarak Şefik amca da bizlere ve sizlere bir mesaj verdi. Hayatın hızlı akan temposu içinde durup bazen tekrar düşünmek, tekrar ne olup bittiğini mukaddesat anlayışımız içerisinde değerlendirmemiz gerekiyor” dedi.
Şehadet kavramının üç açıdan ele alınması ve düşünülmesi gerektiğini ifade eden Vali Erin, şunları söyledi: Şehidimizin ebediyete intikaliyle birlikte olayı üç açıdan gençlerimizin bilgisine sunmak istiyorum. Bir tarafta elbette büyük hayalleri ve umutları olan gencecik yaştaki bir evladımızın en büyük varlığı olan hayatını feda etmesidir. O gencecik yaşta sahip olabileceği en değerli şey canıdır ve bu canını feda edip, bu hayata son verip ebediyete doğru yol alan bir kardeşimizdir. Bu şehadet olgusu üzerinde durup düşünmek, ne anlam ifade ettiğine biraz kafa yormaya ihtiyacımız var. Abdülkadir kardeşimiz elbette bizlerin daha huzurlu bir geleceğe yürüyebilmemiz, dimdik ayakta durabilmemiz, devlet olarak da daha güçlü, hakkın, hakkaniyetin savunucusu olabilmemiz, ilayıkelimetullah için, Peygamber için, Kur’an için, ay yıldızlı al bayrağımız için canını feda etti. Sizler için feda etti, bizler için feda etti. Kendisi açısından söyleyecek hiçbir sözümüz olmadığını biliyoruz. Çünkü sözü söylemesi gereken, Cenab-ı Allah söyledi. Biraz önce kardeşlerimizin de okuduğu ayetlerde şehitlere müjdelenen ikramları ve nimetleri ifade ettiler. Onun üzerine bizim söyleyecek bir şeyimiz yok. Şehitlerimiz açısından değerlendirdiğimizde, şu kısacık dünya hayatını yaşasanız yaşasanız en fazla yüz sene yaşayabileceğimiz, geçici ve ebedi hayatla kıyaslandığında bir günlük, belki bir anlık olan ama bizim gözümüzde hiç ölmeyecek gibi sarıldığımız kısacık dünya hayatını sonlandırarak ebediyete, sonu olmayan ebedi hayatta da ikramların en büyüğüne mazhar olarak, büyük bir ikramla karşı karşıya kaldığını biliyoruz. Abdülkadir kardeşimizin de diğer tüm şehitlerimizin de ortaya koyduğu bu büyük fedakarlıkiçin şükran borçluyuz, minnet borçluyuz. Ailemizin konusu elbette üzerinde durmamız gereken en önemli ikinci konudur. Çeşitli törenler vasıtasıyla bizler şehitlerimizi hatırlayıp, törenler sonrası dünya meşgalesine dalıp unutuyoruz. Ama anne, baba ve kardeşler her gün, her dakika o kaybettikleri evlatlarını, kardeşlerini, eşlerini hatırlayıp, kalpleri ızdırapla yanıp kavruluyor. Ama onlar için de yine sözlerin en güzelini söyleyen Cenab-ı Allah’ın gönderdiği ayetler var. Biz sizleri korkuyla, açlıkla, yoklukla, mal yokluğuyla, evlat yokluğuyla, verdiğimiz ve sonradan aldığımız evlatlarla elbette sınayacağız diyor. Dünya bir imtihan dünyası. Bu imtihandan başarılı bir şekilde geçmek, ebedi hayata gönül rahatlığıyla adım atmanın mücadelesini de bu tarafta verdiğimizi biliyoruz. Dolaysıyla Şevket amcamız ve şehidimizin ailesi de şehadetle ödüllendirilen ve bununla imtihan edilen bir aile. Onlar da bunun farkındalar. Bu imtihanı başarıyla, muvaffakiyetle geçeceklerinden şüphemiz yok. Allah onları muvaffak etsin. Yine biliyor ve inanıyoruz ki, Abdülkadir kardeşimiz gibi kardeşlerimiz, bize öbür tarafta şefaatçiler. Her şehidimize Cenab-ı Allah’ın bahşettiği ve şehitlerimizin kullanacakları referanslarını anneleri, babaları, kardeşleri için kullanacaklarını biliyoruz.
Şehadetin bir diğer boyutu da bizi ilgilendiriyor. Gün geçmiyor ki bu aziz vatanımız için, tüm kutsal değerlerimiz için şehit vermiyor, kardeşlerimizi bu değerlerimiz için ebediyete uğurlamıyoruz. Daha dün kahraman silahlı kuvvetlerimizin, polisimiz, askerimiz veÖzgür Suriye Ordusuna mensup kardeşlerimizin, bütün dünyanın ‘oraya giremezler’ dediği Afrin’e, bütün dünyayı ve emperyalizmi şaşırtacak şekilde, evlatlarımızın gösterdiği kahramanlıkla iki ay gibi kısa bir sürede girdiler, ay yıldızlı al bayrağımızı Afrin’in ortasına diktiler. Allah’ın izniyle istikbalimiz ve istiklalimizi tehdit eden, sizlerin, sizlerin kardeşlerinin ve bu milletin evlatlarının istikbalini karartmaya kastetmiş olanların bu niyetlerin icra etmek üzere toparlandıkları her noktaya Allah’ın izniyle bu milletin evlatlar girecek, büyük bir kahramanlık ve cesaret örneği göstermek suretiyle bu milleti kıyamete kadar, sapasağlam, onurlu ve geleceğe güvenle bakar şekilde yaşamasının koşullarını oluşturacak her türlü fedakarlığı gösterecek, girilmesi gereken neresi varsa Allah’ın izniyle oraya girecektir. Dün verdiğimiz şehitlerimizi de bu vesileyle buradan rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz.
“Şehadetten bizim almamız gereken, vefa göstermek, ders almak, ibret çıkarmak ve o şehitlerimizin geride bıraktığı aziz hatıralarına büyük bir ihtimam ve hürmetle muamele etmektir” diyen Vali Erin, törene katılan öğrencilere de geleceğe hazırlanma yönünde tavsiyelerde bulundu.
Salondaki törenden sonra Vali Erin, şehidin ailesi ve protokol üyeleri sınıfları gezerek öğrencilerle bir araya geldi. Öğrenciler, okul çıkışında Vali Erin ve şehidin ailesini ‘şehitler ölmez, vatan bölünmez’ sloganları ve tekbirlerle uğurladılar.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.