banner2
Öne Çıkanlar Sanlıurfa Urfa URFASPOR Türkiye Diyarbakır

Sarıgül'ün yeraltı dünyasından tanıdıkları!

Ömer Yılmaz İnanç'ın 'Mustafa Sarıgül Düğün Evinin Tefçisi Ölü Evinin Yasçısı' kitabında bu karanlık ilişkiler yumağını detaylıca anlatılıyor.
BÜLENT ECEVİT BİLE İZAH EDEMEMİŞTİ!
Kitapta, Bülent Ecevit'in "Şişli Belediye Başkanı Sayın Mustafa Sarıgül'ün arkasında nasıl bir destek olduğunu bilmiyorum" diyerek bu karanlık güce gönderme yaptığı da ifade ediliyor.
Kitapta ayrıca Sarıgül'ün, kamuoyunda 1. MİT raporu olarak bilinen ve 1987 yılında basına yansıyarak uzun süre gündemde kalan, "Banker Bako Olayı, Polis İçindeki Çekişme ve Yeraltı-Polis-Kamu Görevlileri İlişkileri" isimli istihbarat raporunda adı yeraltı dünyası ve mafyayla birlikte anılan şarkıcı Hülya Süer ile bir dönem birlikte yaşamış olduğu da hatırlatılıyor. Sarıgül hatta Duygu Asena'yla 1989 yılında 'Hülya Süer'le evlenmeyeceğim' başlıklı bir söyleşi de yapmış.
SARIGÜL'ÜN ŞEN ORTAĞI VEFA KÜÇÜK
Kitapta verilen bilgilerin bir tanesi de, Mustafa Sarıgül'ün adı MİT ve TBMM Susurluk Komisyonu Raporlarında geçen Ahmet Vefa Küçük ile 7 Eylül 1995 tarihinde ortaklaşa VEFA PETROL ve TURİZM İŞLETMELERİ SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ'ni kurduklarının bilgisi de paylaşılıyor.

Kitapta ayrıca Sarıgül'ün ortağı Küçük'ün dönemin yeraltı dünyası ile de yakın ilişkiler içinde olduğunu da iddia ediyor.
Küçük ile bir dönemin karanlık isimlerinden Alaattin Çakıcı'nın karşı karşıya gelişleri de kitabın hatırlattığı bir başka konu... 1985 yılında Vefa Küçük'ün bürosunun Çakıcı'nın adamlarınca basıldığı da yine kitapta kayıt altına alınan bir başka olay...
Kitabın satır aralarındaki bir diğer bilgi ise Sarıgül'ün ortağı olduğu petrol şirketinin farklı yönleriyle ilgiliydi... O bölüm kitapta şöyle anlatılıyor: "Sarıgül'ün kurucusu olduğu 335027 sicil no'lu Vefa Petrol'ün ilginçliğini sadece Küçük'ün ilişkileri oluşturmuyordu. Ticaret sicil kayıtlarında bu firmayı sıradan bir benzin istasyonu işleten benzerlerinden ayıran, bu şirketin Yönetim Kurulu üyeleriydi. İstanbul Kasımpaşa ve Fulya'da Shell benzin istasyonları işleten bu şirketin Yönetim Kurulu üyeleri İslam Yakut ve yeğeni Erhan Yakut , Narkotik polisinin çok yakından tanıdığı kişilerdi. İslam ve Erhan Yakut, Aralık 2002'de İstanbul Kozyatağı'nda ele geçen ve piyasa değeri 5 milyon dolar olan 255 kilo 359 gram eroinin sahibi olarak polis tarafından gözaltına alınmışlardı. 
UYUŞTURUCU TİCARETİ YAPMAKTAN YAKALANAN İSİMLERLE ADI ANILIYOR
İslam ve Erhan Yakut'un üyesi bulunduğu Yakut Ailesi, Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi'nin 1996 yılında başlattığı "Asena Programı" çerçevesinde Türkiye ve yurtdışında uyuşturucu ticareti yaptığı için mercek altına alınan ailelerin başında yer alıyordu.
Yakut ailesinin en önemli üyesi Cumhur Yakut ise, Van Milletvekili Mustafa Bayram'ın damadıydı."
SARIGÜL HAŞİM AĞA'NIN CENAZE TÖRENİNDE YİNE EN ÖNDE
Mustafa Sarıgül'ün karanlık dünyadan uzak duran bir isim olmadığını savunan kitap, Siirtli geniş bir ailenin reisi olan ve Haşim Ağa olarak da tanınan demir tüccarı Seyyid Haşim Öztanık'ın Ocak 2004'teki cenaze törenindeki bir detaya da dikkatleri çekiyor. Mustafa Sarıgül adının organize suç örgütü liderleri ve mafya üyeleriyle birlikte anılmasının tesadüf olamayacağını açık bir şekilde ifade edilen kitapta paylaşılan bilgiler bununla sınırlı değil.
Kitap bu bilgiyi de şöyle aktarıyor; "Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün çelenk göndererek boy gösterdiği cenaze törenine organize suç örgütü kurmak suçundan yargılanan Sedat Peker, organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı'nın kardeşi Gencay Çakıcı, Susurluk ve Kumarhaneci Ömer Lütfi Topal'ın öldürülmesi davalarının sanığı Sami Hoştan, Öztanık'ın dünürü kabadayı Hasan Heybetli, Fenerbahçe Spor Kulübü Yöneticisi Vefa Küçük kalmıştı. Cenazeye çiçek gönderenler arasında, Ekdi Aşiretinin lideri Bedrettin Ekdi de vardı.
"HİÇ BİR ŞEKİLDE TANIMAM" DEDİĞİ BEDRETTİN EKTİ İSMİ
Mafya cenazesinde boy gösteren Bedrettin Ekdi isminin de Mustafa Sarıgül'e hiç yabancı bir isim olmadığına dikkatlerin çekildiği kitapta ayrıca, Temmuz 2001'de kamuoyuna "1 milyon dolarlık Aşiret Sünneti" olarak yansıyan, müteahhit Bedrettin Ekdi'nin oğlu Ahmet'in skandal sünnet düğününe atıf yapılıyor. Ekdi'nin kirvelik görevini Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün üstlendiği de hatırlatılıyor. Düğün için, yalnızca kulüp üyelerinin kullanımına açık olan Galatasaray Adası'ndaki rezervasyon işlemlerinin de bizzat Mustafa Sarıgül tarafından yaptırılmış olmasına da dikkat çekiliyor.
Sünnette 8 yaşındaki Ahmet Ekdi'nin kirvesi olan ve ona bir altın takan Şişli Belediye Başkam Mustafa Sarıgül düğünün skandala dönüşmesi üzerine her zamanki gibi düğün sahibi Bedrettin Ekdi'yi hiç tanımadığını iddia etmiş oluşu da unutulan notlar arasına düşülüyor.
Kitap, Mustafa Sarıgül'ün Ekdi ile ilişkilerini ve Ekdi'nin kabarık sabıka dosyasını tek tek sıralayarak gözler önüne seriyor.
O bölümde kitapta şöyle anlatılıyor: "Oysa Sarıgül'ün "aile dostu" olan Bedrettin Ekdi, Şişli bölgesinde otopark işletiyor ve belediyenin parke taş ve kaldırım ihalelerini alıyordu. Şişli belediyesi sınırları içinde Nişantaşı ve Teşvikiye bölgelerinde çok sayıda gayrimenkulun sahibiydi. Müteahhit Ekdi, Şişli Eftal Hastanesi'nin arkasında 5'şer katlı 2 iş merkezi yaptırmıştı. Eylül 1999'da Şişli'de işlettiği otoparkta ortağından 120 milyar liralık alacağını tahsil etmeye gelen Nurettin Acındırma'yı öldürmüş ve cinayet suçundan 6 yıl 8 ay hapis cezasına mahkum olmuştu.
Yine kitapta okuyucularla paylaşılan bilgilere göre, Sarıgül'ün adı uyuşturucu gölgesinde kalan tanıdıkları ve yeraltı dünyası ile ilintili tanıdıkları sadece bunlar da değildi. Mesela, Sarıgül'ün yakın arkadaşı Almanya'da yaşayan Türk işadamı Mehmet Aygün de bunlardan bir başkasıydı...
BAYRAM ÖZATA VE DURSUN ÇATLI'YI KİM KURŞUNLATTI?
Kitap ayrıca Sarıgül'ün Vekili Bayram Özata'nın ve CHP Şişli İlçe Başkanlarından Dursun Çatlı'nın ardı ardına aynı yöntemle bacağından vurulması olayını da özellikle irdeliyor. İhbar nitelğindeki imaların yer verildiği o bölümde de kanlı saldırılarla ilgili Sarıgül bağlantısı şöyle anlatılıyor:
"Şişli Belediyesi'ndeki yolsuzluklarla ilgili araştırmalar yapan Çaltı, dönemin Belediye Başkanı Gülay Aslıtürk'ün ipini çeken kişi olarak tanınıyordu. Çaltı'nın suç duyurusu üzerine hakkında dava açılan Aslıtürk, eşi Orhan Aslıtürk'le birlikte yurtdışına kaçmıştı.
Dursun Çaltı'nın eşi Emine Çaltı, "İki ay önce büromuza birileri girip, dosyalarımızı karıştırmıştı. Bu olay ihtar gibi birşey. Dursun, gerek Gülay Ashtürk, gerekse ondan sonraki dönemlerde çeşitli yolsuzlukları ortaya çıkardı. Devamlı tehdit alıyorduk. Artık alışmıştık. Bu, 'Artık sus' gibi bir şey oldu" diyordu.
Medya Çaltı'nın belalısının eski Şişli Belediye Başkanı Gülay Ashtürk olduğunu yazıp vurulma olayının ardında da onun olduğunu iddia etse da Çaltı'nın hakkında araştırma yaptığı en son kişi Mustafa Sarıgül'dü...
Çaltı, vurulmadan önce Mustafa Sarıgül'ün Egebank'a kıyak geçtiği Esentepe'deki belediye binası konusunu araştırmaya başlamıştı.
"Biz Gülay Aslıtürk'ün yolsuzluklarını ortaya çıkardık. Ancak gelen gideni arattı. Önce ANAP'lı Cüneyt Akgün ve ardından da DSP'li Mustafa Sarıgül, Gülay Aslıtürk'ü aratmayacak icraatlarda bulundular. Kamu yararına tahsis edilen bir arazi bankaya peşkeş çekiliyor, yine belediye binası aynı bankaya kiralanıyor. Ve dahası, Aslıtürk döneminin şaibeli bürokratları hâlâ görevlerinde kalabiliyor" diyen Çaltı, bu sözlerinin üzerinden 1 ay geçmeden vuruldu."
ÇATLI'NIN VURULMASI İLE İLGİLİ DOSYA TOZLU RAFLARDA KALDI...
Ömer Yılmaz İnanç, kitabında bu olaylarla ilgili adli soruşturma ve takibin akibetini de şöyle özetliyor:
Çaltı'nın vurulma olayı 5 yıl "faili meçhul" olarak tozlu raflarda kaldı. Kimin tarafından ne için vurulduğu bilinmeyen Çaltı'nın dosyasının kapağı 17 Ocak 2005 tarihinde Ümraniye Cumhuriyet Savcılığı'na verilen bir dilekçe ile aralanmaya başladı.
Savcılığa başvuran Tamer Yılmaz, Dursun Çaltı'yı vurduğunu itiraf ediyor, kendisini bu suça azmettirenin de Mustafa Sarıgül olduğunu, ancak şimdi konuşmaması için Sarıgül ve adamları tarafından ölümle tehdit edildiğini açıklıyordu.
Ümraniye Başsavcılığının 2005/1016 hazırlık numarasıyla işleme koyduğu dilekçede yer alan ifadeler, bugüne kadar sır olarak kalan birçok olayın çözülmesi için gerekli ipuçlarını içinde barındırıyordu...
Bütün bunlar olup biterken Mustafa Sarıgül'ün kamuoyundan itinayla gizlediği bir başka konu daha vardı. Sarıgül gerek basın açıklamalarında gerekse düzenlediği mitinglerde her ne kadar; "HAKKIMDA AÇILAN TEK DAVA VE ALEYHİMDE SONUÇLANMIŞ TEK YARGI KARARI YOK", "BUGÜN SARIGÜL İLE İLGİLİ AÇILMIŞ BİR TEK DAVA VE YARGI KARARI YOKTUR." diyorsa da aslında bu sözler gerçeği yansıtmıyordu.
Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, bu sözleri sarf ettiği günlerde İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde Türk Ceza Kanunu'nun 240. maddesinde belirtilen "görevi kötüye kullanmak" suçundan yargılanıyordu.
Kaynak: Haber7

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.