Şanlıurfa Eğitim Bir Sen Sendikası başkanı İbrahim Coşkun İl Milli eğitim Müdürlüğünün hukuksuzluğun yatağı haline geldiğini açıkladı. Kurumda yalan rüzgarıyla müdür yardımcıların görevden alınacağını söyleyen çoşkun, kurumda 6 tane olması gereken müdür yardımcılarının sayısının 9'a yükseltildiğini açıkladı.
Eğitim Bir Sen Sendikası il başkanı İbrahim Coşkun yaptığı açıklamada İl milli eğitim müdürlüğüne yönelik zehir zemberek suçlamalarda bulundu.
İşte o açıklama:
Küçük yaşlarda, büyüklerimiz çocuklarına şu öğüdü salık verirler. Hiç kimsenin değerlerinizi süslü cümlelerle ağzına dolayarak sizi kandırmasına izin vermeyin. Ne yazık ki, Şanlıurfa’da büyüklerimizin bu öğüdünü boynumuza asıp gezmemiz gereken bir çağa eriştik. Biz bu çağa yabancıyız. Hukuktan en çok bahsedenin hukuku en çok çiğneyen kişi olduğu, Devlet’i sözleriyle en çok yücelten kişinin Devlet uygulamalarında hukuksuzluğu karakter haline getirdiği bir çağ bu. Bu çağı ilimize yaşatmaya kimsenin hakkı yoktur.
Her hangi bir onayı olmadan haftalarca, hatta aylarca bir kurumun üst kademesinde biri/birileri çalışabilir mi? Normalde hayır. Ama Şanlıurfa’da bu sorunun cevabı EVET!
İl Müdür Yardımcısı normu 6 olan bir ilde, fazladan 3 İl Müdür Yardımcısı daha görevlendirilebilir mi? Hayır. Ama söz konusu Şanlıurfa ise EVET! Çünkü sonradan bir yalan rüzgârıyla 5 İl Müdür Yardımcısı görevden alınacaktır.
Peki, hukukun üstünlüğüne inanılan bir yerde, mahkeme kararıyla göreve dönen İl Müdür Yardımcılarına görev dağılımında yer verilmez mi? Ne demek, tabi ki verilir, Devlet’te devamlılık esastır. Ama Şanlıurfa’da verilmez. Sebep? “Çünkü ‘Ben’ öyle istiyorum. Hatta onlara hiçbir sınavda da görev verilmeyecek, verilen sınav görevleri geri alınacak.”
Normal bir Devlet kurumunda ilgili Müdür Yardımcısı ne yapmalı? Doğal olarak itiraz ve şikâyet. Yapıldı mı? EVET! Bakanlık Müfettişlerinin konu ile ilgili İl’e geldiği duyumu alındı. Sonuç: Daha Müfettişler çalışırken, ilgili Müdür Yardımcısı Harran’a Şube Müdürü olarak atandı.
Bir diğer İl Müdür Yardımcısı Mahkeme kararıyla atanınca ne olur? Değişen tek şey, bir musibetten bin nasihat kabilinden sadece kendisine arşiv hizmetleri bağlanır. Diğer uygulamalar? Aynen devam. “Toplantılara çağırmayacaksınız, sınav görevi vermeyeceksiniz. Benim görev vermediğim birine siz de görev vermeyeceksiniz.”
Peki, mahkeme kararı sonrası atananların yerine kim görevden alınacak? En son gelen mi? Kıdemi en az olan mı? Performansı en düşük olan mı? Bu soruların bir cevabı yok mevzuatta. Ancak Şanlıurfa’da “Ben” kimi istersem O alınır, sonra yine “Ben” kimi istersem O atanır. Çünkü “Ben” Devlet’im.
Bu ve buna benzer onlarca hukuksuz, keyfi, gelişigüzel uygulamaların gün aşırı yaşandığı Şanlıurfa İl Milli Eğitim Müdürlüğünde, eğitim çalışanlarının sığınacakları bir devlet kapısı kalmamıştır. Görevlendirmelerin, harcamaların, sınav görevlerinin keyfi olarak taksim edildiği bir ilde 31 Mart yerel seçimlerine doğru yol alıyoruz. Verdiğimiz mücadelelerle bürokratik oligarşinin tarihin çöp sepetine atıldığı bir ülkenin gecesinde, bürokratik oligarşinin ana yurdu olmaya namzet bir Şanlıurfa’ya uyanıyoruz. Bu vebal hepimizin. Eğitim çalışanları, üzerlerindeki korku elbiselerini henüz yırtmadıklarından sesleri çıkmıyor olabilir. Belli taltiflerle kimileri susturulmuş olabilir. Ama unutmayın ki, sinelerdekine hükmetmeye sizin gücünüz yetmez. Bu hukuksuzlukların hesabı er ya da geç sorulacaktır. Mızrağın çuvala sığmadığını tüm kamuoyu görecek, hukukun üstünlüğü hukuksuzluğa galebe çalacaktır.
Eğitimbirsen bu kafayla bi yere varmaz