Tarihi soruşturmanın BÇG ile sınırlandırılmaması gerektiğini belirten hukukçu ve siyasetçiler, "Yüzleşmek yetmez, tüm aktörlerle hesaplaşılmalı" dedi.
Türkiye tarihindeki en büyük lekelerden biri olan 28 Şubat'la hesaplaşıyor. Post-modern darbenin mimarlarına yönelik başlatılan soruşturmada 'toplumu fişleme merkezi' olarak kullanılan Batı Çalışma Grubu'nun (BÇG) isim babası ve dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir'in de aralarında bulunduğu 26 emekli askerin gözaltına alınması toplumun geniş kesimleri tarafından olumlu karşılandı. Ancak 28 Şubat sürecinin önde gelen bazı aktörlerinin gözaltına alınan 26 kişi arasında bulunmaması soruşturmanın boyunun tartışılmasına neden oldu.
KÜFÜRBAZ PAŞAYA DOKUNULMADI
Soruşturmada asker, sivil toplum kuruluşları ve medyayla eliyle ortaklaşa yürütülen süreçte aktif şekilde yer alan ve MGK kararlarında imzası bulunanlardan dönemin genelkurmay başkanlarına henüz dokunulmadı. Özellikle dönemin Başbakan'ı Erbakan'a, 'Pez....k' dediği bilinen emekli Tümgeneral Osman Özbek ile MGK Genel Sekreteri Tuncer Kılınç ve Sultanbeyli'de terör estiren Doğu Silahçıoğlu paşaların soruşturma dışında kalması eleştirilere neden oldu.
ASKERİ MAHKEME AKLADI
Dönemin Erzurum Jandarma Bölge Komutanlığı yaptığı sırada katıldığı bir konferansta Başbakan Necmettin Erbakan'a 'Pez....k' diyerek küfür eden Özbek hakkında Refah Partisi şikayetçi olmuş ve dava açmıştı. Ancak askeri vesayetin hüküm sürdüğü dönemde askeri mahkemede yargılanan Osman Özbek Başbakan'a küfür etmekten suçsuz bulundu.
SORUŞTURMA GENİŞLEYECEK
28 Şubat sürecinin en büyük aktörünün asker olduğunu ve soruşturmanın buradan başlamasının doğru olduğunu belirten uzmanlar ileriki aşamalarda soruşturmanın genişleyebileceğini belirtiyor. Özellikle o dönemde askerle birlikte hareket eden Medya, yargı ve iş dünyasının da soruşturmaya dahil edileceği belirtiliyor. 28 Şubat döneminin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu, savcıların 28 Şubat'ın çekirdek kadrosu olduğu belirtilen BÇG'den başlamasının doğru bir karar olduğunu belirterek gözaltına alınan emekli askerlerin Batı Çalışma Grubu ve medya tarafından yapılan psikolojik harekatın içinde olan kişiler olduğunu söyledi. Çekirdek kadronun sorgulanmasının ardından elde edilecek bilgi belge ve deliller kapsamında soruşturmanın genişleyeceğini belirten Orakoğlu "MGK kararlarında imzası olan kuvvet komutanları ve genelkurmay başkanları da sürece dahil edilebilir. O dönemde MGK kararlarına baktığımızda MGK kararları hükümeti görev yapmaktan alıkoymuştur" dedi.
HUKUKÇULAR DA YARGILANSIN
Soruşturmanın kesinlikle devam etmesi gerektiğini belirten Orakoğlu 28 Şubat'a teşebbüs etmiş tüm üst düzey komutanların yargılanması gerektiğini belirterek şöyle konuştu: "O dönemde Doğru Yol Partisi'nden çelişkili şekilde istifa eden veya kendi istekleriyle istifa edenler, sermaye mensupları bunlarının hepsinin sorgulanması gerekir, bu halka halka büyümelidir. Olayın içinde yer almış DGM savcısı Mete Yüksel ciddi sıkıntılar yaşatmıştı. Bunların yanında asliye hukukçularının da yargılanması gerekir. Banka hortumlamalarının da hesabı sorulmalıdır."
KUSURU BELGELENEN HERKES DAHİL EDİLMELİ
İstanbul Barosu avukatlarından Ergin Cinmen ise soruşturmanın hesaplaşmaya çevrilmemesi uyarısında bulunarak şunları söyledi: "Süreç sadece muhalif isimler üzerinde yoğunlaşarak bir hesaplaşmaya dönüştürülmemeli. 28 Şubat sürecinde aktif olarak rol almış olan kişiler soruşturmaya dahil edilmeli. Kusurları, suçları, ihmalleri belgelenen, kanıtlanan herkes bu işin parçasıdır. Eğer böyle bir yapılanma varsa, bu yapılanmanın içerisindeki herkes sorgulanmalıdır ve bu örgütün de başında dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel vardır."
Özbek de dahil edilecek
HAS Parti Genel Başkan Yardımcısı Şeref Malkoç, soruşturmanın doğru bir zeminde başladığı ve ilerlediğini dile getirerek "Şu anda Batı Çalışma Grubunu oluşturan ekibin sorumlusu Çevik Bir ve ona bağlı çekirdek kadro soruşturuluyor. Soruşturma genişledikçe başta Necmettin Erbakan'a küfür eden Osman Özbek olmak üzere diğer isimlerinde dahil edileceğini düşünüyorum" dedi. Siyasetçi ve Yazar Fikri sağlar ise dünkü gazete köşesinden 28 Şubat'ın Türkiye'nin yüz karası süreçlerinden bir tanesi olduğunu yazarak bu soruşturma sürecinde yapılan gözaltıların önceki gözaltı uygulamalarına kıyasla daha bilinçli gerçekleştiğini belirtti. Sağlar, "Yüzleşmek değil hesaplaşmak gerekir" diyerek soruşturmanın genişlemesi gerektiğini ifade etti.
Kayseri'de yüz bulamadı
Dönemin Başbakanı merhum Erbakan'a küfreden Osman Özbek, aynı dönemde Kayseri Belediye Başkanı Şükrü Karatepe'nin görevden alınmasının ardından darbecilerin adeta pilot bölge olarak seçtiği Kayseri'ye özel olarak gönderilen isimler arasında yer aldı. Şimdiki Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Başkanı Mehmet Özhaseki, konuk olduğu bir tv programında o dönemi şöyle anlattı: 'Özbek'e de diğerleri gibi Kayseri'de yüz veren olmadı. Ben de yanına hoşgeldine gitmedim. Ancak içerlemiş, haber gönderdi. Gittim, ama tavırları, konuşması çok farklıydı. Bir kaç dakika durmadan ayrıldım.' Özhaseki, Özbek'in bu ziyareti daha sonra çarpıttığını da anlattı.
Kaynak: YENİ ŞAFAK
