Öcalan kardeşine şunları söyledi: "3 Ocak'ta DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk ve BDP Batman Milletvekili Ayla Akat'ın ziyareti sonrasındaki yaklaşık bir aylık süreçte MİT yetkilileriylemüzakerelerimiz oldu.Sürecin nasıl işleyeceğini konuştuk. Kendilerine sorunun çözümüne yönelik yaklaşımımı içeren bir metin verdim. Çözüm projemi kendilerine teslim ettim, hükümete ulaştıracaklar"
BÜTÜN YÜK SIRTIMDA
Abdullah Öcalan'ın çözüm projesinin detayına ilişkin bir bilgi paylaşımında bulunmadığını belirten Mehmet Öcalan, "Ağabeyim süreçle ilgili olarak ise Ben bir hükümlüyüm, tutukluyum. Eğer bu sürecin yükünün tümünü bana yüklüyorlarsa hata ediyorlar. Bütün sürecin yükünü benim sırtıma verdiler, taşımamı bekliyorlar. Bana göre böyle davranılması, ahlaki de insani de değildir, doğru değildir. Üstelik bu sürecin halk boyutu da vardır' değerlendirmesi yaptı" diye konuştu.
Hürriyet'in haberine göre, Mehmet Öcalan, "Ağabeyim Bazı şeyleri dışarıya göndereceksem, ileteceksem ki bunların en önemli muhatabı halktır... Yani Kandil'e ve Avrupa'ya değerlendirmelerimi göndereceksem yani süreç işleyecekse bir an önce adaya avukatların ve BDP'lilerin gelmesi gerekir. Ne de olsa bu dava bir yanıyla siyasi olduğu kadar hukuki de bir davadır. Bu gerçeğin kabul edilmesi gerekir. Sorunu çözmek için halka veya Kandil'e kuşlarla haber gönderemem. Eğer süreç tıkatılırsa tüm kesimler zarar görür' değerlendirmesinde bulundu" dedi.
ÖCALAN: ELİMDEN GELENİ YAPARIM AMA YAPACAKLARIM SINIRLIDIR
Abdullah Öcalan'ın sözlerini şöyle sürdürdüğü iddia edildi:
"Buraya gelenler samimidir; ama onların da bir yere kadar sınırı vardır. Doğru işlerse elimizden geleni yapıyoruz. Ama benim yapacaklarım sınırlıdır. Her şey ben değilim. Bu doğru da değildir. Her şeyi benim omuzlarıma atıyorlar. Bu doğru değil. Ama elimizden ne gelirse, Kürt sorununun çözümünde doğrularımızı söyleriz. Heyete isteğimizi, üzerime düşenleri onların eliyle hükümete gönderdim. Ne istiyoruz, ne yapabiliriz, nasıl çözülür, bildiklerimizi hükümete verdik. Hükümet buna ne ad verirse versin, bu yol çözüm yoludur. Onlar bu isteklerimizi, Kürt sorunu nasıl çözülür değerlendirecekler. Ama tekrar söylüyorum ben bir mahkumum, her şeyin sahibi değilim. Her şeyi bana bağlamayın, bağlasanız da ben yapamam."
