banner2
Öne Çıkanlar Sanlıurfa Urfa URFASPOR Türkiye Diyarbakır

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 10 Aralık 1948’de BM Genel Kurulu tarafından kabul edildiği günden bu yana her yıl bugün kutlanan “İnsan Hakları Günü” münasebetiyle, HÜDA PAR Genel Merkezi tarafından yazılı bir açıklama yayımlandı.

HÜDA PAR Genel Merkezinin yayımladığı açıklamada;  dünyada yaşanan tüm zulüm ve işlenen haksızlıklara rağmen dünyanın neresinde olursa olunsun zulme, haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı çıkmaya; mazlumların sesi, insanlığın vicdanı olmaya gayret edeceklerine vurgu yapıldı.

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin altına imza atan ülkelerin, yaşanan birçok hak ihlalinin müsebbibi olduğuna vurgu yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 10 Aralık 1948’te BM Genel Kurulu tarafından kabul edildiği günden bu yana her yıl 10 Aralık tarihi “İnsan Hakları Günü” olarak hatırlanmaktadır. “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin” kabul edilişi üzerinden 67 yıl geçmiş olmasına rağmen aradan geçen bunca zaman diliminde bu bildirgenin altına imza atan ve insanların haklarının garantörü olduğunu ilan eden ülkeler maalesef bu vaatlerinden çok uzak bir noktadırlar. Hatta bu ülkeler ulusal ve uluslararası düzeyde birçok hak ihlalinin bizzat müsebbibi konumundadırlar.”

İslam coğrafyasında yaşanan hak ihlallerinin hatırlatıldığı açıklamada, “Bugün yeryüzünde, özellikle de İslam coğrafyasında yaşayan halkların egemen devletler tarafından sömürülüp en büyük hakları olan yaşam haklarının dahi ellerinden alındığına şahit oluyoruz. İnsanların malları, canları, ırzları talan edilmekte; vahşi hayvanların dahi sergilemekten aciz olduğu bir tavır ile insanlar katliamdan geçirilmektedirler.” denildi.

İnsan haklarının kurumsal anlamda ilanının Hz. Muhammed’in Veda Hutbesiyle başladığına dikkat çekilen açıklamada,  “Sadece insanlar için değil, yeryüzündeki bütün mevcudatın hak ve hürriyetlerinin asıl membaı olan ilahi adaleti tesise çalışan, insanlığın gerçek önderleri ve kurtarıcıları olan Peygamberler, hak ve adalet nizamının asıl yol haritaları olan ilahi mesajlarla dünya tarihinde örnek alınacak saadet devirlerinin yaşanmasına vesile olmuş, işlenen zulümlerin ortadan kalkmasına zemin hazırlamış, son olarak Hz. Muhammed (sav)’in tüm insanlığa hitaben okuduğu Veda Hutbesi ile bu haklar 1500 yıl önce insanlığa son haliyle tevdi edilmiştir. Bu bağlamda HÜDA PAR olarak diyoruz ki: insan haklarının kurumsal anlamda ilanı ‘BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ ile değil, Peygamber Efendimizin ‘Veda Hutbesi’ ile başlaması esas alınmalıdır.” ifadeleri kullanıldı.

Özellikle adaletin, hukukun işlerliğinin elitler ile halk arasında farklılık arzettiğine değinilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: “İnsan hayatının bu derece değersizleştirildiği, hak ve hukuklarının çiğnendiği, adaletin elit takım ile sıradan halk arasında farklılık arzettiği, zindanlardaki mahkûmlara bile çifte standartların uygulandığı, dindar kimliklerinden dolayı on yıllardır insanların zindanlarda çürümeye terkedildiği; yüzbinlerce Müslümanın katledilmesini görmezden gelip 3-5 Charlie Hepdocu için kıyameti koparanların hükmettiği bir dünyada insan haklarının aranması ve ‘niçin yok’ diyerek sorgulanması abesle iştigalden öte bir şey olmayacaktır.”

Açıklamada son olarak şu mesaja verildi: “Tüm bunlara rağmen; dünyanın neresinde olursa olsun, zulme, haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı çıkmaya; mazlumların sesi, insanlığın vicdanı olmaya gayret edeceğiz. Bu düşüncelerle dünyanın neresinde olursa olsun mazlumlar ve mağdurların hak ve hürriyetlerine kavuştuğu günlerin çok uzaklarda olmadığını ümit ediyoruz.”

(İLKHA)

 

HÜDA PAR Genel Merkezinin 10 Aralık “İnsan Hakları Günü” münasebetiyle yayımladığı açıklamanın tam metni:

MAZLUMLARIN SESİ İNSANLIĞIN VİCDANI OLMAYA GAYRET EDECEĞİZ

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 10 Aralık 1948’te BM Genel Kurulu tarafından kabul edildiği günden bu yana her yıl 10 Aralık tarihi “İnsan Hakları Günü” olarak hatırlanmaktadır.

“İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin” kabul edilişi üzerinden 67 yıl geçmiş olmasına rağmen aradan geçen bunca zaman diliminde bu bildirgenin altına imza atan ve insanların haklarının garantörü olduğunu ilan eden ülkeler maalesef bu vaatlerinden çok uzak bir noktadırlar. Hatta bu ülkeler ulusal ve uluslararası düzeyde birçok hak ihlalinin bizzat müsebbibi konumundadırlar.

Bugün yeryüzünde, özellikle de İslam coğrafyasında yaşayan halkların egemen devletler tarafından sömürülüp en büyük hakları olan yaşam haklarının dahi ellerinden alındığına şahit oluyoruz. İnsanların malları, canları, ırzları talan edilmekte; vahşi hayvanların dahi sergilemekten aciz olduğu bir tavır ile insanlar katliamdan geçirilmektedirler.

Sadece insanlar için değil, yeryüzündeki bütün mevcudatın hak ve hürriyetlerinin asıl membaı olan ilahi adaleti tesise çalışan, insanlığın gerçek önderleri ve kurtarıcıları olan Peygamberler, hak ve adalet nizamının asıl yol haritaları olan ilahi mesajlarla dünya tarihinde örnek alınacak saadet devirlerinin yaşanmasına vesile olmuş, işlenen zulümlerin ortadan kalkmasına zemin hazırlamış, son olarak Hz. Muhammed (sav)’in tüm insanlığa hitaben okuduğu Veda Hutbesi ile bu haklar 1500 yıl önce insanlığa son haliyle tevdi edilmiştir.  

Bu bağlamda HÜDA PAR olarak diyoruz ki: insan haklarının kurumsal anlamda ilanı ‘BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ ile değil, Peygamber Efendimizin ‘Veda Hutbesi’ ile başlaması esas alınmalıdır.

Bugün geldiğimiz nokta gösterdi ki; Batı dünyasının bu beyannamesi sadece kâğıt üzerinde kalmakta, uygulandığı alanların ise sadece batı dünyasının âli menfaatlerinin! dikkate alındığı alanlarla sınırlıdır.

Bu bağlamda, İslam coğrafyasında ortaya konulan gayri insani uygulamalar ve ihlal edilen insan hakları ile bu gün yaşanan savaşlar sonrası mülteci durumuna düşürülmüş olan mazlumlara karşı emperyalist batı zihniyetinin takındığı faşistçe tavır bu gayri insani durumu açıkça ortaya koymaktadır.

Filistin’de kurulduğu günden bu yana Siyonist israil tarafından Filistin’e yapılan saldırılara ve işlenen katliamlara karşı sessiz kalmakla yetinmeyip zaman zaman yapılan insan hakları ihlallerini onaylayan ve hatta teşvik eden batı zihniyetinden insan hak ve hürriyetlerinin korunması babında bir beklenti içinde olmak elbette ki büyük bir yanılgı ve acziyet halidir.

Tüm insanlığın gözlerinin içine baka baka bu zulme sebep olan bir zihniyetten bu gün yaşanan katliamları önlemesini beklemek ise Müslümanlar açısından büyük bir gaflet ve nihayeti felaket olacaktır.

Sadece Filistin’de değil, bu gün İslam coğrafyasında Suriye başta olmak üzere Irak, Afganistan, Çeçenya, Arakan, Bangladeş, Mısır ve geçmiş tarihlerde Avrupa’nın göbeğinde Bosna ile ismini sayamadığımız daha birçok yerde Müslümanların hedef haline getirilmeleri, katledilmeleri, insanlık dışı muamelelere maruz bırakılmaları yine bu zihniyetin kâğıt üzerinde karaladıkları sözde insan hakları beyannamelerine ne derece ehemmiyet verdiklerinin bir diğer göstergesidir.

Yaşadığımız topraklarda ise bu gün yaşanan insan hakları ihlallerinin önünün bir türlü alınamaması ve bölge halkının Devlet–Örgüt çatışmasının ortasında bırakılması da insanlık açısından yaşanan elim hadiselerden biri olarak önümüzde durmaktadır.

İnsan  hayatının bu derece değersizleştirildiği, hak ve hukuklarının çiğnendiği, adaletin elit takım ile sıradan halk arasında farklılık arzettiği, zindanlardaki mahkûmlara bile çifte standartların uygulandığı, dindar kimliklerinden dolayı on yıllardır insanların zindanlarda çürümeye terkedildiği; yüzbinlerce Müslümanın katledilmesini görmezden gelip 3-5 Charlie Hepdocular için kıyameti koparanların hükmettiği bir dünyada insan haklarının aranması ve ‘niçin yok’ diyerek sorgulanması abesle iştigalden öte bir şey olmayacaktır.

Tüm bunlara rağmen; dünyanın neresinde olursa olsun, zulme, haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı çıkmaya; mazlumların sesi, insanlığın vicdanı olmaya gayret edeceğiz.

Bu düşüncelerle dünyanın neresinde olursa olsun mazlumlar ve mağdurların hak ve hürriyetlerine kavuştuğu günlerin çok uzaklarda olmadığını ümit ediyoruz.

HÜDA PAR GENEL MERKEZİ

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.