Konuyla İlgili basın toplantısı düzenleyen İHH Şanlırfa Temsilcisi Behçet Atilla, saldırı sürecini ve sonrasını kamuoyuna açıkladı.
İŞTE O SÜREÇİN TAM METNİ;
Mavi Marmara Saldırısı
İsrailin 31.05.2010 günü Gazze Özgürlük Filosuna yaptığı saldırı sonucunda Mavi Marmara gemisinde 9 insani yardım görevlisi şehid edilmiş, bir çok yolcu da yaralanmıştı. Saldırı sırasında ve sonrasında İsrail askerleri birçok filo katılımcısına işkence ve kötü muamelede bulunmuş, özel ve şahsi eşyalarına da el koymuştu.
Birleşmiş Milletlerin saldırı ile ilgili raporu
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi tarafından oylanan ve kabul edilen Mavi Marmara raporunda Saldırıda gerçekleşen hukuka aykırı fiillerden dolayı IV. Cenevre Sözleşmesi hükümleri ihlal edilmiştir tespiti yapılmıştır.
Mavi Marmara Davası süreci
Mavi Marmara saldırısının ardından, şehit yakınları ve diğer filo katılımcıları İsraile karşı büyük bir hukuk mücadelesine başlamıştır. İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden davada aralarında İsrail Genelkurmay Dönem Başkanı Korgeneral Gavriel Ashkenazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Koramiral Eliezer Marom, Hava Kuvvetleri İstihbarat Sorumlusu Tuğgeneral Avishai Levi ve İsrail İstihbarat Başkanı Tümgeneral Amos Yadlinin de bulunduğu sorumlular yargılanıyor.
Mavi Marmara Davası ne anlama geliyor
Mavi Marmara Gemisine yönelik saldırı nedeniyle İsrailli askeri yetkililer ve sorumlulara karşı yürütülen Mavi Marmara Davasının 4. duruşması 10 Ekimde yani yarın yapılacak.
İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden dava, Mavi Marmara saldırısının sorumlularının hukuk önüne çıkarılması ve cezalandırılması anlamında büyük bir önem taşıyor. Davalar hem Türkiyede hem de Uluslararası Ceza Mahkemesinde (UCM) devam etmektedir.
Türkiyede açılan davanın anlamı
Hem Türkiye hem de İsrailin Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesine (SİDAS) taraf olmaları gereği, sanıklar hakkında kesinleşmiş mahkumiyet kararlarının çıkması halinde İsrailin sanıkların iadelerini yapması gerekecektir. Ayrıca İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesinden verilecek kesinleşmiş mahkumiyet kararlarının veya öncesinde çıkacak yakalama kararlarının ifası için Interpol (Uluslararası Polis Örgütü)ün Türkiye birimi, Interpol Genel Sekreterliğinden kırmızı bültenle arama kararı çıkartılmasını talep edebilecektir. Bunların gerçekleşmesi hâlinde de İsrailin bu failleri teslimi gerekecektir.
Uluslararası Ceza Mahkemesine başvuru
Mavi Marmara gemisi Komor Birliği devleti bandrallı olması hasebiyle, Av. Dr. Ramazan Arıtürk ve Av. Cihat Gökdemir Komor Birliği Devleti adına almış oldukları yetkiyle, BM İnsan Hakları Konseyince de kayıt altına alınan suçları işleyenlerin ve saldırı emrini veren sorumluların yargılanması için 14.05.2013 tarihinde Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) başvuru yapmışlardır. Yapılan başvuru, belgeleriyle birlikte UCMde bir ön yargılama mekanizması olan kademeye geçmiştir.
Bu başvuru ile başlayacak olan uluslararası ceza yargılamasında, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu başta olmak üzere İsrailli üst düzey diğer sorumluların sanık olarak yargılanması ve cezalandırılması Komor Birliği adına Av. Dr. Ramazan Arıtürk ve Av. Cihat Gökdemir tarafından vekâleten talep edilmiştir.
İsrail, Mavi Marmarada gerçekleştirdiği katliamın kendisi için sonun başlangıcı olduğunu gün be gün daha yakından hissediyor ve kendisi için tek çözüm yolunu Büyük bir insanlık ayıbı olan Mavi Marmara saldırısını tarihten silmek, üzerini örtmek ve unutturmak olarak görüyor. Mavi Marmara ve Özgürlük Filosu misyonu, İsrailin unutturma ve dezenformasyon çabalarına rağmen adaletin, barışın ve özgürlüğün sembolü olarak tüm dünyayı dolaşıyor. Bizler de, 31 Mayıs 2010 da ve sonrasında yaşananların sorumluluğunu her gün artan bir bilinçle taşıyoruz.
Mavi Marmara ve Gazze Özgürlük Filosunun gemilerini yürüten hayırseverler olarak sizler, Filistin ve tüm dünyada hayırla ve minnetle yâd ediliyorsunuz. Mavi Marmaranın şehitleri ise, tüm dünyada unutulmaz bir kardeşlik destanının kahramanları olarak hatırlanıyorlar.
Bizler insanlık dışı muamelelerle kuşatılan Gazzeyi, işgal edilmiş Kudüsü, Mescid-i Aksayı ve tüm Filistini insanlık onuru adına özgürleştirmek için yola çıkmış kişiler olarak bu amaca ulaşmadan yolumuzdan dönmeyeceğimizi bir kez daha tüm dünyaya ilan ediyoruz. Bu büyük yürüyüşte atılacak her bir adımı, başta Filistin işgali olmak üzere tüm dünyadaki adaletsizliklerin ortadan kalkması için vesile kılmasını Yüce Rabbimizden niyaz ediyoruz. Bu eylemimize destek veren tüm STKları,kişileri ve basın mensubu arkadaşlara teşekkür ederiz.