Bugün, Lice’de 6 Eylül 1975 tarihinde yaşanan ve 2 bin 385 kişinin hayatını kaybettiği 6,6 büyüklüğündeki depremin 40’ıncı yıl dönümü…
6 Eylül 1975 tarihinde saat 12.20’de Diyarbakır'ın Lice ilçesi ve köylerinde meydana gelen ve 23 saniye süren depremde 2 bin 385 kişinin hayatını kaybetmişti. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü depremin büyüklüğünü Richter ölçeğine göre 6,6 olarak açıklamıştı. Yaşanan depremde 8 bin 149 bina hasar görmüş veya yıkılmış, artçı sarsıntılar ise 3-4 ay devam etmişti.
Özellikle köylerdeki yapı malzemesinin kerpiç olması ölü sayısının artmasına sebep olmuş, ulaşım yetersizlikleri nedeniyle kırsal bölgelere yardımların ulaştırılması gecikmişti. Deprem Diyarbakır ve ilçeleri; Hani, Hazro, Kulp, Dicle, Silvan ve Ergani’de hissedilmiş, kimi yerlerde maddi hasarlar oluşmuştu.
Elazığ, Şanlıurfa, Mardin, Muş ve Siirt'te de hissedilen ve maddi hasara neden olan bu büyük depremden yaklaşık iki ay sonra 21-23 Kasım 1975 tarihleri arasında, yardımların yetersiz olduğu gerekçesiyle Lice'den Diyarbakır merkezine 3 gün süren 90 kilometrelik bir yürüyüş düzenlenmişti.
Aradan geçen yıllara rağmen Lice’nin sorunları halledilemediği gibi, daha sonraki yıllarda da Lice halkı, bir şiddet sarmalına hapsedilerek, acı dolu bir hayat sürmeye mecbur bırakıldı.
Lice’den önce depremler yaşandı, sonrasında da; Erzurum, İstanbul, Gölcük, Van ve daha farklı bölgelerde binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden olan depremler… Bunca acının yaşanması Devleti yönetenlerde empati duygusunu geliştirdi mi bilinmez. Ama son yaşanan Van depremi ve ardı ardına meydana gelen maden faciaları da bizlere gösterdi ki devlet; halkının yaşam koşullarını iyileştirmede sınıfta kaldı.
Daha yeni yeni projelendirilen kentsel dönüşüm hareketi ise büyük bir ranta kapı araladığı için birçok sivil toplum kuruluşu tarafından eleştiriliyor.
(İLKHA)
