banner2
Öne Çıkanlar Urfa Urfa Balıklıgöl ABD Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin MHP

Fahri Kur’an kursu hocaları ile vekil imamların kadro talebiyle ilgili İlke Haber Ajansına (İLKHA) konuşan Diyanet Sen Adana Şube Başkanı Feysel Akkoç, Genel Seçimler öncesi taşeron işçilere vaat edilen ‘Kadro’ sözünden Diyanet’e bağlı çalışan kurs hocaları ile vekil imamların da faydalandırılması çağrısında bulundu.

Özellikle 28 Şubat Dönemi’nde Kur’an kurslarıyla ilgili bazı olumsuz düzenlemeler nedeniyle sıkıntılar yaşandığını ancak son yıllarda bunun büyük ölçüde atlatıldığını dile getiren Akkoç, “Bu konuya vakıf olmak için bunun evvelini de bilmek gerekiyor. Geçmişte, özellikle de 28 Şubat Dönemi’nde Kur’an kurslarında çok kara günler yaşandı. Bu süreçte Kur’an kurslarına hoca alımı çok az düzeyde gerçekleşiyordu. Ancak son yıllarda olumlu gelişmeler yaşandı ve bu kurslarımıza gelen öğrenci sayımızda müthiş bir artış oldu. Mevcut kurs hocalarımız bu talebe yetişemeyince devreye fahri ve vekil hoca uygulaması girdi.”diyerek gelinen noktayı özetledi.

“Fahri Kur’an kursu hocaları 600 TL alıyor”

Geçmişte yeterli düzeyde kadrolu Kur’an kursu hocası alınmamasından kaynaklanan bir açığın oluştuğuna dikkat çeken Akkoç,  bu sorunun giderilmesi için getirilen fahri ve vekil uygulamasında ise bu kişilere yönelik bir kısım hak ve adalet hususlarının gözetilmemesini eleştirdi. Ayda 72 saat Kur’an dersi veren bir kurs hocasının maaşının 500-600 TL civarında olduğunu işaret eden Akkoç, bu rakamın ise oldukça düşük olduğunu ifade etti.

“Aynı görevi yaptıkları halde maaşlar arasında uçurum söz konusu”

Diğer kurs hocalarıyla aynı görevi yaptıkları halde aynı haklardan yararlanamayan fahri hocaların sıkıntılarını dile getiren Akkoç, “Kur’an kursu hocalarımız, kadrolu ve fahri olmak üzere hizmet veriyorlar. Kadrolu hocalarımız da fahri hocalarımız da aynı görevi yapıyor ancak aldıkları maaşlar arasında ciddi bir uçurum söz konusu. Maaş konusundaki bu uçurum, fahri hocalarımızı çok zor durumda bırakıyor. Kur’an eğitimi ile birlikte müftülüklerin kendilerine verdiği görevi de eksiksiz yerine getiren hocalarımız, maalesef bir temizlik şirketinden gönderilen temizlik işçisi bir kardeşimizin bile çok altında ücret alıyor. Çocuklarımıza Kur’an öğreten hocalarımız, en azından bir temizlikçi kardeşimizin aldığı maaş kadar almayı hak etmiyor mu? Kur’an kursu hocalarımıza yönelik bu muamele bizi üzüyor.”diye belirtti.

“Fahri hocaların aldıkları maaş yol parasına ancak yetiyor”

Adana’daki fahri Kur’an kursu hocalarının yaptığı fedakârlıklara da değinen Akkoç, “Adana’da 500 civarında bayan, fahri Kur’an kursu hocamız var. Erkek hocalarımız bundan biraz daha az sayıda. Bu hocalarımızın bir kısmı sabahın erken saatlerinde kalkıp şehirden köylere gidiyor, buradaki kurslarda ders veriyor. Bazı hocalarımız da Kur’an dersi verdiği kursuna gitmek için 2 dolmuşla gidip iki dolmuşla geliyor. Günde 4 dolmuş parası veren hocalarımızın aldığı maaş ancak yol parasına ancak yetiyor. Ama kendileri Kur’an’a hizmet edelim, diyerekten buna katlanıyorlar. Ayrıca tam gün çalıştıkları halde sigortalı yarım yatırılıyor. Fahri hocalarımız, asil hocalarımız gibi tam ders saati yapıyorlar, aynı dersleri işliyorlar ama ücrete, sigortaya ve temel haklara gelince bir adaletsizlik söz konusu. ”dedi.

“Taşeron işçilerine vaat edilen kadro hakkı, hocalarımıza da verilsin”

Geçmişte bir defa tanınan fahri ve vekillikten kadroya geçiş imkânının, ihtiyaca binaen en azından bir kere daha tekrarlanmasını beklediklerini dile getiren Akkoç, Genel Seçimler öncesi taşeron işçilere vaat edilen ‘Kadro’ sözünden kurs hocalarının da faydalandırılması için Hükümetten adım atmasını beklediklerini söyledi.

Diyanet Sen Adana Şubesi Kadın Kolları Başkanı Ayşe Yıldız Dündar da fahri hocaların, sürdürdükleri Kur’an hizmetine karşılık yeterli değeri göremediklerini belirtti. Kendisinin de fahri öğretici iken sonradan asli Kur’an kursu hocası olduğunu dile getiren Dündar, bu noktada fahri ve vekillerin durumunu iyi bildiğini ifade etti.

“Fahri değil asli Kur’an kursu hocası diyoruz”

Diyanet İşleri Başkanlığının fahri ve vekil hocalar konusunda bir yığılma olduğu şeklindeki görüşüne değinen Dündar, “Neden bir yığılma var? Çünkü daha önceleri Kur’an kurslarına yeterli oranda kadrolu hoca alınmıyordu. Bununla birlikte fahrilerin kadroya geçirilmesi noktasında sıkıntılar vardı, bu yapılmıyordu. 2012 yılında ise Kur’an kursuna olan yoğun talep ve kurs hocası ihtiyacından dolayı sadece bir kereliğine mahsus 7 bin fahri hocaya kadro verildi ancak yine de bu ihtiyaç kapatılamadı. Biz bu boşluğun doldurulmasını istiyoruz. Fahri değil asli Kur’an kursu hocası diyoruz.” diye konuştu.

“Fahri hocalar çok büyük maddi sıkıntı çekiyor”

Fahri hocaların kapı kapı dolaşarak Kur’an eğitimi için öğrenci bulduğunu ve buna benzer birçok fedakârlık yapmasına rağmen kendilerine hak ettikleri değerin verilmediğine vurgu yapan Dündar, diğer bazı sorunları ise şöyle aktardı:

“Ayrıca şunu belirtmek isterim; belli bir seviyeye gelmiş Kur’an kursu öğreticiliğini hak etmiş bu hocalarımıza her sene yaz ve kış dönemlerinde ayrı ayrı sınavlar uygulanmakta. Daha önce sınava girmiş, yıllarca da kurs hocalığı yapmış bu arkadaşlarımız kendilerini zaten ispatlamışken bu uygulamaya tabi tutulmaları kendilerini psikolojik olarak da olumsuz etkilemekte. Kendilerine kadro verilmesi gerekirken hocaların bu muameleye tabi tutulması üzücü. Ayrıca fahri hocalarımız çok az maaş almakta ve maddi sıkıntılar çekmekteler. Bunun bir an önce çözüme kavuşturulması lazım.”

Bu dönemde fahri ve vekil hocaların Hükümetten kadro beklentisinin arttığına dikkat çeken Dündar, bu beklentilerin giderilmesi için çalışma yapılacağını umduklarını sözlerine ekledi.

Kendileri ile görüştüğümüz fahri ve vekil hocalar da maddi sıkıntılar çektiklerini dile getirdiler. Ayrıca taşeron işçiler konusunda yapılacak düzenlemelerde kendilerinin de gözetilerek kadro verilmesini beklediklerini aktardılar. (Ayhan Kaya - İLKHA)

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.