banner2
Öne Çıkanlar Urfa Urfa Balıklıgöl ABD MHP Haliliye

Kobanililerin çadır kente gitmemesi engelleniyor

Kobani'den Şanlıurfa'nın Suruç ilçesine gelen mülteciler, kurumların çekişmesi arasında zor şartlar altında hayat mücadelesi veriyor. Devlet tarafından kurulan 30 bin kişilik çadır kentin yakın zamanda faaliyet geçmesi beklenirken, Kobanililer üzerindeki etkisini kaybetmek istemeyen PKK, mültecilerin buraya gitmemesi için propagandaya başlamış durumda.

Kobani’den gelen mültecileri devletin kurduğu kamplara göndermek istemeyen PKK, yaptığı propagandayla Kobanililerin çadır kentlere gitmesinin önüne geçmeye çalışıyor.

Sokaklarda, cami köşeleri ve naylon çadırlarda kalan Kobanili mülteciler ise yapılan propagandanın etkisiyle çadır kente gitmeye sıcak bakmazken çadır kente gitmek isteyen birçok mülteci ise örgüte muhalif olmamak için sessizliğini koruyor. Özellikle 30 bin kişilik yeni çadır kentin faaliyete geçmesinin yaklaşmasıyla birlikte PKK’ye yakın medyada Kobanililerin dilinden “Altın verseler yine devletin çadırına gitmem” türü haberlerin verilmesi PKK’nin yapılan yeni çadır kentten duyduğu rahatsızlığı gösteriyor.

Suruç Belediyesi, ilçede kalan Kobanililerin çadır kente gitmemesi için çabalarken, belediyeye ait çadır kentlerde kalan 7 bin mülteciye günlük 3 öğün yemek veren kaymakamlığın yeni çadır kentin açılması durumunda belediye çadırlarında kalan mültecilere yemek vermeyi sonlandıracağı belirtiliyor. Kaymakamlık, mültecilerin, içerisinde okul, hastane, cami, psikolojik destek alanları, spor mekânları market ve çok detaylı alanların olacağı yeni çadır kente gitmesini istiyor.

İlk günlerden itibaren Kobani sınırına gelen PKK yandaşları, Türkiye'ye giriş yapan mülteciler arasında, çadır kentlerin hapishane gibi olduğunu oraya yerleşenlerin bir daha dışarı bırakılmayacağı gibi söylemleri yaydı. Yapılan propagandanın etkisinde kalan Kobanililer, bir tarafta kayıtlarını ve sağlık taramalarını yapan görevlilerin bir tarafta ise kayıtlarını yaptırmamalarını isteyenler arasında şaşırıp kalıyordu. Yeni geldiği bir memlekette kendini yalnız hisseden binlerce mülteci hazırlanan araçlara binmeye bile çekiniyordu. Hatta bu PKK’nin propagandası o kadar etkisini gösterdi ki, araçlara binen birçok mülteci yolda araçtan atlayarak güya hapishane olan çadır kentten kurtulacağını zannediyordu.

Bir yandan kendini sınıra vurmuş yüzbinlerce insan bir taraftan Suruç’ta çıkarılan siyasi kargaşa Kobanili mülteciler için harcanacak enerjiyi boşa götürüyor. Birçok milletvekilinin katılımıyla günlerce süren eylemler, adeta Kobanili mültecileri unutturdu. Yapılan eylemleri tasvip etmeyen birçok Kobanili çıkarılan kaosun kendilerine zarar verdiğini söylüyordu.

Belediye Kobanilileri kontrolünde tutmaya çalışıyor

Suruç belediyesi, kurduğu çadır kentte bulunan Kobanililerin devletin oluşturduğu çadır kente gitmesini engellemek için yoğun çaba sarf etse de kurduğu çadır kentlerde kalan mültecilerin ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk çekiyor. Belediyeye ait çadır kentlerde kalan mültecilere yine Kızılay yardım ediyor. Ve günde 3 öğün yemek dağıtıyor. Devletin belediyeye ait çadır kentlerdeki insanları isteyeceğine onlara yardım yapması gerektiğini söyleyen Suruç Belediyesi Eş Başkanı Zuhal Ekmez, geçtiğimiz günlerde çadır kentlerde kalan mültecilerin çok zor şartlar altında yaşam sürdüklerini devletin acil yardım göndermesi talebini dile getirmişti.

Suruç’ta oluşan iki başlılık mültecilere yapılan hizmeti de aksatıyor. Özellikle koordinasyon noktasında sıkıntı çektiklerini belirten Suruç kaymakamı Abdullah Çiftçi, “Çadır merkezlerinin oluşmasıyla beraber koordinasyonu sağlamak daha iyi olacak. Belediyenin destekleriyle kurulan çadırlarda var olan sıkıntıları düzeltilmeye çalışıyoruz. Şu anda AFAD’ın çadır merkezinde kalan yaklaşık 10 bin kişinin ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Belediye çadırlarında kalanlardan 7 bin kişinin yemeğini biz karşılıyoruz. Altyapısına yardımcı olmaya çalışıyoruz. Günlük şuan itibariyle Kızılay 30 bin kişiye yemek veriyor yine kaymakamlık olarak bizim firmalar üzerine 10 bin kişiye yemek veriyoruz.” şeklinde konuştu.

PKK, 6-7 Ekim olaylarında Kobanilileri kullanmıştı

Diyarbakır’da yaşanan 6-7 Ekim olaylarında birçok Kobanili mültecinin dindar insanlara ve STK’lara saldırılarına katıldığı belgelerle ortaya çıkmıştı. Aynı şekilde Suruç’taki çadır okullarda Kobanili çocuklara eğitim adı altında örgütsel eğitim verilerek çadır kentlerin adeta kamp olarak kullanıldığı iddia ediliyor.

Suruç esnafından Y. A., “Mesela geçen cumartesi günü ilçemizde olaylar çıktı. Bu olaylara katılıp işyerlerini ve araçları yağmalayanların içinde çok az sayıda Suruçlu olduğu söyleniyor. Bunların birçoğu Kobanili mültecilerdi. Evet, bunları çadır kentlerde kendi kontrollerinde tutarak istedikleri zaman eylemlerde kullanıyorlar. Eğitim adı altında çocuklara kendi örgütsel fikirlerini aşılıyorlar. Onları eylemci olarak yetiştiriyorlar sonra halkın üzerine salıyorlar.” dedi.

Çadırkent dışında kalanların PKK’den uzak durmaya çalıştığını belirten Y. A., “Maalesef çadır kentler onların kontrolünde. İlçemizde kalan Kobanililerin çoğunluğu belediyelerin kontrolündedir. Bu insanların yeni yapılan çadır kente gitmemesi için yalan propaganda yapılıyor. Adeta baskı oluşturuyorlar gitmek isteyen birçok kişi de korkudan gidemiyor. Çadır kentlerde kalan Kobanilileri kendi amaçları doğrultusunda kullanmak için gitmelerini istemiyorlar. Anlayacağınız Suruç’ta otorite belediyelerin elinde. Tamam, bir olay olduğunda güvenlik güçleri müdahale ediyor ama örgüt ilçenin her yerinde var.” diye konuştu.

Kobanili mültecilere gönderilen yardımların düzgün dağıtılmadığını ileri süren Y. A., “Ne belediye ne kaymakamlık her iki tarafta gelen yardımları düzenli dağıtmıyor. Bu da özellikle Suruç esnafını olumsuz etkiliyor. Mesela biz şahit oluyoruz yardımlar o kadar düzensiz dağıtılıyor ki, erkeklere kadın elbisesi, kadınlara ise erkek elbisesi verilmiş. Herkese birer kutu veriliyor artık içinde ne çıkarsa. Kobanili mülteciler gelen yardımlarda kendisine yaramayan eşyaları pazarda çok ucuz fiyata satmaya çalışıyor. Piyasaya o kadar çok eşya girmiş ki, birçok esnaf alışveriş yapmadan akşamlıyor. Birçok fırsatçı da bu insanların sattığı eşyaları çok düşük fiyata almaya çalışıyor. Örneğin çocuk bezi ve çocuk maması şu an piyasa dolu neredeyse bedava satılıyor. Bu da çok büyük sıkıntılara sebep oluyor. Gelen yardımların isim listesine göre düzenli dağıtılması gerekiyor.” şeklinde konuştu.

Kalacak yerleri olmadığı için taziye evi ve camileri mesken tutan Kobanililerin ve Suruç halkının siyasi hesaplara kurban edildiğini belirten Y. A., şöyle devam etti: “Camilerde kalan halk içten içe huzursuz oluyor. Camilerde kalan insanlar namaz esnasında susmuyorlar. Cami cemaati bundan çok rahatsız oluyor. Kobani’den gelenlerin giyiniş tarzları bizim örf ve adetlerimize uymuyor. Suruç halkı, günden güne bu gidişattan rahatsız.”   (İLKHA)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.