banner2
Öne Çıkanlar Urfa Urfa Balıklıgöl Balıklıgöl Suruç Urfa Haber

İlk Teravih ve İlk Sahur Bu gece!

Yarın mübarek Ramazân ayı başlıyor

Ramazân ayı, ayların sultânıdır. “Ramazân” sözlük manâsı itibâriyle “yanmak” demektir. Çünkü bu ayda oruç tutan ve tevbe eden Müslümânların günâhları yanar, yok olur...
Elhamdülillah, bu senenin mübârek “Ramazân ayı”nın gölgesi başımızın üzerine geldi; bugün ilk “Terâvîh namazı”nı kılacağız, ilk “Sahûr”a kalkacağız, yarın da inşâallah ilk “Oruc”u tutmuş olacağız.
[Bu vesîle ile, değerli okuyucularımızın, asîl milletimizin ve bütün Müslümânların Ramazân aylarını cândan tebrîk ediyoruz.]
Ramazân ayı, ayların sultânıdır. Bilindiği gibi, “Ramazân”, sözlük manâsı itibâriyle “yanmak” demektir. Çünkü bu ayda oruç tutan ve tevbe eden Müslümânların günâhları yanar, yok olur.
İslâmın beş şartından dördüncüsü, mübârek Ramazân ayında, her gün oruç tutmaktır. Sevgili Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), bir hadîs-i şerîfinde şöyle buyurmuştur:
“Bir kimse, Ramazân ayında oruç tutmayı farz [yanî vazîfe] bilir ve orucun sevâbını, Allahü teâlâdan beklerse, geçmiş günâhları affolur.” [Sahîh-i Buhârî]
Büyük sahâbî Selmân-ı Fârisî'nin (radıyallahü anh) rivâyet ettiğine göre, Peygamber Efendimiz, bir sene, Medîne-i Münevvere'deki Mescid-i Nebevîlerinde, “Şa'bân-ı muazzam ayı”nın son günü îrâd buyurdukları bir hutbelerinde şöyle buyurmuşlardır:
“Ey müslümanlar! Üzerinize öyle büyük bir ay gölge vermek üzeredir ki, bu aydaki bir gece -ki bu Kadir gecesidir- bin aydan hayırlıdır [daha faydalıdır]. Allahü teâlâ, bu ayda, her gün oruç tutulmasını emretti. Bu ayda, geceleri terâvîh namazı kılmak da sünnettir. Bu ayda, Allah için ufak bir iyilik yapmak, başka aylarda, farz yapmak gibidir. Bu ayda, bir farz yapmak, başka aylarda yetmiş farz yapmak gibidir. Bu ay, sabır ayıdır. Sabredenin gideceği yer Cennettir. Bu ay, iyi geçinmek ayıdır. Bu ayda mü'minlerin rızkı artar. Bir kimse, bu ayda, bir oruçluya iftâr verirse, günâhları affolur. Hak teâlâ, onu Cehennem âteşinden âzâd eder. O oruçlunun sevâbı kadar, ona sevâp verilir.”
Resûlullah'ın (aleyhisselâm) bu hutbesini dinleyen Eshâb-ı kirâm (radıyallahü anhüm) dediler ki:
“Yâ Resûlallah! Her birimiz, bir oruçluya iftâr verecek [onu doyuracak] kadar zengin değiliz. Biz, bu büyük sevâptan mahrûm mu kalacağız?”
Resûlullah (aleyhi's-salâtu ve's-selâm), Eshâbına şöyle cevap verdi:
“Bir hurma ile iftâr verene de, yalnız su ile oruç açtırana da, biraz süt ikrâm edene de, bu sevâp verilecektir. Bu ay, öyle bir aydır ki, ilk günleri rahmet, ortası afv ve mağfiret ve sonu Cehennem'den âzâd olmaktır. Bu ayda, emri altında olanların vazîfelerini hafîfletenleri Allahü teâlâ affedip Cehennem âteşinden kurtarır.” [Hutbenin kalan kısmını, inşâallah yarın, sizlere takdîm edelim.]
Ramazan AYVALLI

Hastalıkta oruç tutmak gerekir mi?

Oruca mâni olan hastalık çok azdır. Salih bir doktora sormadan veya orucun zarar verdiğini kendi tecrübesiyle anlamadıkça, orucu kazaya bırakmamalı!

Sual: Oruç tutamayacak kadar yaşlı veya hasta ne yapar?
CEVAP: Çok yaşlanıp, ölene kadar Ramazan orucunu veya kaza oruçlarını tutamayacak ihtiyar ve iyi olmasından ümit kesilen hasta oruç tutmaz. Fakir değilse tutamadığı gün kadar fidye verir. Bir hadis-i şerifte, (Oruç tutamayacak kadar yaşlı veya iyi olmasından ümit kesilen hasta, fidye verir) buyuruluyor. (Nesaî)
Fakir ise fidye vermez, dua eder. Fidye olarak, her gün için bir fitre miktarı un verilir. Bir fitre miktarı un 1750 gramdır. Bir aylık oruç için 53 kg un vermek kâfidir. Yahut bunun kıymeti kadar altın, tutulamayan bir aylık orucun fidyesi olarak, bir veya birkaç fakire, Ramazanın başında veya sonunda verilebilir. Fakir, aldığı fidyeyi kendisi kullandığı gibi, başka birine de verebilir. Fidye verdikten sonra, oruç tutabilecek hâle gelen hasta, tutamadığı oruçlarını kaza eder. (Nehr-ül-fâık)
BEDENİN ZEKÂTI
Sual: Hasta olan oruç tutmaz mı?
CEVAP: Orucun birçok hastalığa faydalı olduğu açıklanmıştır. Hadis-i şerifte, (Her şeyin bir zekâtı vardır. Bedenin zekâtı da oruçtur) buyuruldu. (Beyhekî)
Oruç tutan vücudunu hastalıklardan korur. Bir hadis-i şerifte, (Sıhhate kavuşmak için oruç tutun!) buyuruldu. (Taberanî)
Oruca mâni olan hastalık çok azdır. Sâlih bir doktora sormadan, böyle bir doktor, (Senin oruç tutmaman gerekir) demedikçe veya orucun zarar verdiğini kendi tecrübesiyle anlamadıkça, orucu kazaya bırakmamalı!
FİDYESİ VERİLEN ORUÇ
Sual: Ramazanda oruç tutamayan hasta, iyileşince kaza edecek olsa, yine de kaza ettiği oruçların fidyesini vermesi gerekir mi?
CEVAP: Hayır, kaza edecek olan, fidye vermez. Fidye verse de, iyileşince kaza etmesi gerekir.
ORUÇ BOZULUNCA
Sual: Ramazanda, orucu bozulan kimse yiyip içebilir mi?
CEVAP: Ramazan günü orucunu herhangi bir sebeple bozan, seferdeyken kendi şehrine gelen yani mukim olan ve hayzı kesilen kadın, hastalık veya başka bir mazeret yoksa, akşama kadar oruçlu gibi durur, yiyip içmez. Fakat hayzı başlayan kadın, oruçlu gibi durmaz, yiyip içer. Oruç tutamayacak bir özrü olanlar, oruç tutamadıkları günler, gizli yiyip içmelidir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.