Anayasa Mahkemesinin 52. kuruluş yıldönümü nedeniyle Yüce Divan Salonu'nda tören düzenlendi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile bazı milletvekilleri ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun katıldığı törende konuşan Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, önemli açıklamalarda bulundu.
Anayasa ve hukukun evrensel ilkelerine göre hareket ettiklerini belirterek konuşmasına başlayan Kılıç, bu alanın dostluk ve düşmanlıklara kapalı olduğunu söyledi.
Paralel yapılanma
Paralel yapılanmayla ilgili iddialara değinen Kılıç, "Son dönemde yargı, bu konuyla ilgili 'paralel devlet' ya da 'çete' diye nitelendirilen çok vahim, çok ciddi ve çok ağır suçlamayla karşı karşıyadır. Bu suçlama üzerinde yapışık kaldığı sürece yargının ayakta kalması mümkün değildir." ifadelerini kullandı.
Paralel yapılanmayla ilgili delilerin ortaya konulmasını isteyen Kılıç, bu iddiaların yargı mensupları arasında korku, endişe ve gelecekle ilgili belirsizliklerin doğmasına, aralarında olması gereken mesleki ilişkinin olumsuz etkilenmesine yol açtığını söyledi.
Deliller ortaya konulara failler cezalandırılmalı
İddiaların ispat edilerek faillere gereken yaptırımların uygulanması gerektiğini belirten Kılıç, "Görevi, maddi gerçekleri ortaya çıkarak olan yargının karşı karşıya kaldığı bu iddianın adı vicdan yolsuzluğudur. Bunun için yapılması gereken açıktır. Hukuk devletine yakışan yöntemler uygulamak, gerçekliğinin ispat edilmesi halinde, faillerine bir saniye bile beklenmeden gerekli yaptırımlar uygulanmalıdır." dedi.
Yeni bir vesayet sisteminin oluştuğunu ifade eden Kılıç, kimsenin bu yeni oluşumun günahından kendini soyutlamaya çalışmaması gerektiğini belirtti.
"Gerçekleri itiraf etmek ve cesaretle çözüm yolları bulmak zorundayız." ifadelerini kullanan Kılıç, "Barışın teminatı olan farklılıkların birlikte yaşamasını ancak başkalarının hak ve özgürlüklerini savunan onurlu insanlar hayata geçirebilir. İdeolojik ve siyasi yapılanmaların hedefinde her zaman ele geçirilmesi gereken bir kale olarak görülmüş, ele geçirenlerde kendi vesayetini dayatmanın peşine düşmüştür.
Kaleyi işgal edenler de yargıyı siyasi düşüncelerle ideolojilerine lojistik destek sağlamak için, rakiplerinden intikam amacı olarak kullanmışlardır. Bu anlayış ve işgalden kurtulmadıkça bağımsız yargının oluşması hayaldir. Vesayet altındaki yargıdan hukuk güvenliğinin sağlanması beklenemez." dedi.
"Kararlarımızın arkasındayız"
Anayasa Mahkemesinin son günlerde verdiği bireysel başvuru kararlarına yapılan ölçülü eleştirileri saygı ile karşıladıklarını belirten Kılıç, verilen kararların arkasında olduklarını tekrarladı.
AYM'nin Twitter kararı ve karar sonrasında yapılan eleştirilere de değinen Kılıç, şunları söyledi: "Bir internet yasağına karşı verdiğimiz kararda yargı yolu tüketilmediği için eleştiriye maruz kaldı. AYM defalarca verildiği kararlarında yargı yolunun tüketilmesi sonucunu aramadı.
Bir internet sitesine erişimin yasaklanması ölçüsüz bir şekilde verilmesi tartışılabilir.
Mahkemeler emir yasakla çalışmadığı gibi dostluk ya da düşmanlık üzerine de çalışmaz.
AYM kararının siyasi sonuçlar doğurması doğal zorunluluktur. AYM'nin siyasi amaçlarla hareket ettiğini söylemek ya da milli olmamakla suçlamak sığ eleştirilerdir. AYM 2010 yılında yapılan değişiklikle yargı ile yürütme organı arasında yaşanan gerilimle oluşan kayıpların bilincindedir.
2010'a kadar AYM'nin özgürlük demokratik haklarından mağdur olanların, şimdi AYM'yi eleştiremez."
