banner2
Öne Çıkanlar Eyyübiye Belediyesi Taşlıdere Şanlıurfalı Belediye trafik kazası

Hasan Paşa Hanı Esnafı kan ağlıyor

Diyarbakır’ın Sur ilçesinde son aylarda meydana gelen çatışmalar ve sokağa çıkma yasaklarından dolayı esnaf büyük zarar görüyor.

İlke Haber Ajansı’na (İLKHA) değerlendirmelerde bulunan Sur ilçesindeki Tarihi Hasan Paşa esnafı, çatışmalardan en çok kendilerinin zarar gördüklerini dile getirdiler.

Esnafın perişan halde olduğuna vurgu yapan Hasan Paşa Hanı Yöneticisi Ali Sait Özkan, daha önceleri esnafın iş yapabildiği fakat meydana gelen şiddet olayları nedeniyle artık satışların epeyce gerilediğini söyledi.

Hasan Paşa Hanı esnafının yaşadığı sıkıntıları anlatan Özkan, sözlerine şöyle devam etti: “Ben 1976 yılından beri burada esnafım. Biz burada antika, tespih, gümüş ve halı satardık. Daha önceleri işlerimiz iyiydi; çok sayıda turist geliyordu, özellikle de yerli turistler. Biz de bu duruma bakarak ev ve araba taksitle aldık. Şimdi bu taksitleri ödeyemiyoruz. Bugün başımıza gelenlerden biz halk olarak sorumluyuz. Çünkü tutunduğumuz dalı kestik. Şimdi buradan bir Allah’ın kulu bile geçmiyor. Hiç kimse çarşıda yok. Elektrik faturasını ödeyemeyecek hale geldik. Hiç turist yok, 4 gün sokağa çıkma yasağının ardından artık yerli turist bile gelmiyor.”

“Esnaf kirasını, faturasını ödeyemiyor, işçi çıkarıyor”

Yaşananların son bulması için herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini belirten Özkan, “İnşallah bu durum düzelir. Herkes bir araya gelerek bu sorunu çözmelidir. Burada olan esnafa oluyor. Biz perişan haldeyiz. Burada esnaf kirasını, faturasını ödeyemiyor, işçi çıkarıyor. Bu sorun artık son bulsun. Televizyonlarda Sur ilçesi farklı anlatılıyor. Olaylar Sur bölgesinin genelinde yaşanmıyor. Sadece birkaç yerde ufak çapta olaylar oluyor.” dedi.

“Son 3 aylık kiramı ödeyemedim”

Geçen sene 6-7 Ekim olaylarından itibaren bölge esnafının sıkıntı içerisinde olduğunu dile getiren han esnafından Kemal Alıncak ise şunları söyledi: “Özellikle son 3 aydır yaşadığımızı bir biz biliriz, bir de Allah bilir. Han’a bakın bomboş, bir yabancı turist bile yok, onu geçin bizim halkımız bile yok. Kesinlikle iş yapamıyoruz, esnaf ise batan batana. İşyerlerimizi kapatma seviyesine gelmişiz. Son 3 aylık kiramı ödeyemedim. Han içerisinde hediyelik eşya satan en büyük mağazayız ama kiramızı ödeyemiyoruz. 4 tane elemanımız vardı, şu an bire düşürmüşüz. İşçi parasını, elektrik faturası ile kiramızı ödeyemiyoruz. 600-700 bin liralık ürünümüz var, siftahsız dükkân açıp kapatıyoruz. Tüm esnaf kapatma seviyesine geldi. Bir an önce bu olaylar bitmesini istiyoruz.”

“Bırakın alışverişi kimse can korkusuyla gelip buraları gezemiyor”

Önceki yıllarda olduğu gibi handaki hareketliliği aradıklarını ifade eden Alıncak, “Buranın 8 yıllık esnafıyım. Önceki yıllarda, yani çözüm sürecinde Diyarbakır başını almış gidiyordu. Buraya gelen turların haddi hesabı yoktu. Yabancı müşterilerimiz çoktu. Otellerde yer bulunmuyordu, şimdi oteller bom boş. Geliyorsun esnaf iş yapamıyor. Çarşıya çıkıyorsun insan yok. İnsanlarda surat asıklığı var. Bırakın alışverişi adam can korkusuyla gelip buraları gezemiyor.” dedi.

Sokağa çıkma yasaklarından en çok esnafın zarar gördüğüne dikkat çeken handaki bir diğer esnaf Sedat Koçer, 4 aydır iş yapamadıklarından yakındı.

Koçer, “Burada devlete vergi ödüyoruz. Kira, elektrik, bekçi ve işçi masrafını ödüyoruz. Ama şu an bunları çıkaramıyoruz. Sokağa çıkma yasağı Sur ilçe esnafını çok etkiliyor. Biz esnaf olarak çok zarar gördük. Biz daha önce iş yapıyorduk ama şimdi yaşanan olaylardan sonra insanlar buraya gelmeye korkar oldu. İnsanların can güvenliği yok. Biz burada iş de bekleyemiyoruz artık. İnsanların can güvenliği yoksa işten bahsedilmesi de bence doğru değil. İnsanlar ilk önce can güvenliği istiyor.” diye konuştu.

“Önce huzur olmalıdır daha sonra ekonomi ve turizm konuşulabilir”

Huzurun olduğu yerde ekonomi ve turizmden bahsedilebileceğine vurgu yapan Koçer, son olarak şunları söyledi: “Eğer bir ülke demokratik değil ise siz turistin gelip burada öldürülmesini bekleyemezsiniz. Şahsen ben turist olsam Afganistan gibi bir yere gitmem. Eğer can güvenliğin yoksa sen o ülkeye gidemezsin. Şimdi sen sokağa çıkma yasağı uygulayacaksın, turist otelde rehin kalacak, çıkıp dolaşamayacak. Turist otelin içinde kalmak için Diyarbakır’a gelmiyor, buranın insanını ve kültürünü görmek için geliyor. Bu durumda turistten buraya gelmeyi beklemek te yanlıştır. Devlet kendini gözden geçirerek ‘ben bunları uygulamakla vatandaşa ne zarar verdim’ diye düşünmelidir. Burada bunlar yaşandıktan sonra turist neden gelsin. Diyarbakır Surları ile Hevsel Bahçeleri UNESCO’nun kültür miras listesine girdi ama bugüne kadar Diyarbakır’ın reklamını yapan yok. Türkiye’nin başka tarihi yerlerinin reklamı yapılırken, Diyarbakır’a üvey evlat muamelesi yapılıyor. Bırakın reklamı devlet sokağa çıkma yasağıyla anti reklam yapıyor. Bu böyle yapılırsa insanlar buralara gelmez. Önce huzur olmalıdır daha sonra ekonomi ve turizm konuşulabilir.” (M. Hüseyin Temel / Mustafa Kaynak – İLKHA)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.