banner2
Öne Çıkanlar Urfa Urfa Balıklıgöl ABD Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin MHP

Fethullah Gülen Türkiye'ye dönecek ama?

Uşak, cemaat okullarının Kürtçe eğitime hazır olduğunu düşünüyor.
Cemal Uşak, sürece dair çarpıcı açıklamalar yaptı. İşte o söyleşiden bazı başlıklar:
MİLLİYETÇİ DİNDARLAR İLE ULUSALCILAR SÜREÇTE GÖZARDI EDİLMELİ

Şüphesiz göz ardı edilebilirler, edilmeleri lazım. Bu ulusalcı zihniyet, banal, saygısız, ötekinin kimliğine saygı duymayan bir görüş.
BÖLÜNME PARANOYASI GERÇEKÇİ DEĞİL

Medenice dile getirildiği sürece dinlemeliyiz ama onların kaygı ambalajları altında siyasi hesapları olduğunu düşünüyorum. Ülkenin gerçekten bölündüğüne inandıklarını da zannetmiyorum. Hüseyin Yayman’ın aktardığı gibi, “30 yıldır kardeş kavgası var, bölünmedik de şimdi barış sürecinde mi bölüneceğiz?” Resmi görüş PKK’yı tarif ederken “silahlı bölücü örgüt” diyordu. İşin çıkışında bu tanım uygundu ama örgütün şu an için en kapsayıcı lideri olan Abdullah Öcalan, “Silahın devri bitti” diyor, öbür taraftan da Türkiye’nin bütünlüğünden bahsediyor. O zaman silahlı ve bölücü örgüt kısmı nerde kaldı? İş bu noktaya gelmişken bölünme paranoyası çok gerçekçi gelmiyor.
SÜRECİ HARARETLE DESTEKLEYEN İKİ GRUP

Ama bugün yapılanların hakkını teslim etmemek insafsızlık olur. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı, Kürt sorununda çözüm için adımlar atıyor. Keşke daha önce atsaydı, atabilseydi. Hiçbir iktidara nasip olmayan, üçüncü iktidar dönemine güçlenerek girmek gibi bir imkân söz konusu. Bir kamuoyu araştırmasına göre, çözüm sürecini en hararetle destekleyen iki toplumsal grup var: 1- Kürtler, 2- Samimi dindarlar.
GÜLEN CEMAATİ OKULLARI KÜRTÇE EĞİTİME HAZIR MI?

Ben hazır olduğunu düşünüyorum, özel okullar hepsinden daha önce hazır. Gözlemlerime göre, oradaki okulların öğretim kadrolarının çoğu Kürt gençlerden oluşuyor zaten. Ayrıca, Hocaefendi’nin görüşlerinden etkilenenlerin kurduğu bir televizyon kanalı var: Dünya TV. Bazılarına göre, en güzel ve en sistematik Kürtçe eğitimi veren kanal o.
KONYA'DAKİ PKK BAĞI DİYARBAKIR'DAN GÜÇLÜ

Görebildiğim kadarıyla Diyarbakır merkezden daha güçlü diyebilirim. Üçüncü, çarpıcı ve üzücü olan olgu da bu insanların kendi aralarında Kürt aidiyetini yaşatmalarına, yaşadıkları ilçelerde yüzde 60, 80 nispette bulunmalarına rağmen, çevreyle hâlâ kaynaşamamış olmaları. Kürt olmayanların onları tam kabullenememiş olduklarını görüyorsunuz. Sorduğun zaman, “Kız aldık kız verdik, onlarla derdimiz yok” diyorlar ama bu söylem bir nevi şal görevi görüyor, ayrımcılığın üstünü örtüyor. “Ben müteahhitlik yapıyorum, amelelerim çoğu Kürt’tür” gibi çok acayip bir savunmaya sığınabiliyorlar. Beyefendi, “Gelsinler inşaatta çalışsınlar” diyerek adeta ameleliği lütfediyor.
GÜLEN'İN DÖNMESİ İÇİN DEMOKRATİK ANAYASA ŞARTI

Hocaefendi Türkiye’ye gelişini adeta bir şarta bağlamıştı bir görüşmede. “Gelişim oradaki umumi ahenge zarar vermeyeceği noktaya gelirse dönerim” mealinde bir cümle sarf etmişti. Yani, ne zamanki Hocaefendi’nin gelişi dolayısıyla birtakım siyasi spekülasyonlar söz konusu olmaz ise, Hocaefendi o zaman döner diye düşünüyorum.
GELİRSE SPEKÜLASYON OLMAZ MI?

Bence olmaması elbette mümkün. Şahsi kanaatim bunun ön şartının sivil, demokratik bir anayasanın kabulü olduğunu düşünüyorum. Naçizane görüşüme göre, bu, gerek şart, ama yeter şart değil. Onun hazmı, kabulü ve uygulaması da belki söz konusu.
KAYNAK: Hazal Özvarış / T24

Anahtar Kelimeler:
TürkiyeFethullah Gülen
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.